Melikiyye Medresesi, Memlüklerin hüküm sürdüğü yıllarda Sultan Nasır Muhammed bin Kalavun döneminde inşa edilmiştir. Miladi 1340 (H.741) yılında yaptırılan medresenin banisi Hama valisi Melik El-Nasır Çukandar’dır. Dört yıllık inşa sürecinin ardından hizmete giren yapının ismi de buradan gelmektedir. Medrese Mescid-i Aksa’nın kuzey revaklarında, İsardiyye ve Farisiyye medreseleri arasında yer almaktadır. İki kattan oluşan yapının cephesinde incelikli taş işçiliğine sahip gül penceresi bulunur. Üst örtü olarak ise sivri kemer ve sütunların taşıdığı kubbe kasnağına oturan soğan kubbeye sahiptir. Bunun yanı sıra kırmızı ve beyaz kesme taşlarla süslenmiş güzel bir girişi bulunmaktadır. Bu açıdan yapı, farklı renklerde taşların birlikte kullanımını da içeren birçok Memlük mimari stilinin karakter özelliklerini taşır. Girişin ardından oldukça dar bir koridordan geçilerek kare şeklindeki açık bir avluya ulaşılır. Bu alandan ise medresenin avluya bakan sınıf ve salonlarına geçilir. Medresenin en büyük sınıfı ise Mescid-i Aksa’nın avlusuna bakmaktadır.

Medresenin ön cephesinde bulunan üç satırlık sülüs kitabenin iki yanında, çevgan değneği oymaları bulunmaktadır. Türklerin o dönemlerde Mescid-i Aksa’nın avlusunda oynadıkları söylenen çevgan, at üzerinde ucu kıvrık sopalarla oynanan bir spor türüdür. Melikiyye Medresesi’ni yaptıran Melik Çukandar’ın da bu sporda çok başarılı olduğu, bundan ötürü çevgan değneklerini kendisine arma olarak kabul ettiği söylenmektedir. Bu nedenle de medrese kitabesinin iki yanında taşa bu arma işlenmiştir. Bunun yanı sıra banisinin hatırasına yönelik başka bir iz olarak, Melik Çukandar’ın eşi Aymelek Hatun’un kabri de medresenin içerisinde bulunmaktadır. Medresenin vakfiyesinin de Aymelek Hatun’un himayesinde olduğu düşünülmektedir. Günümüzde yapı ikamet amaçlı konut olarak kullanılmakta ve İslami Vakıflar Dairesi tarafından kiralanmaktadır.