Filistin Direniş Örgütleri

17 Temmuz 2023

Emine Özan

Filistin Direniş Örgütleri
Filistin Direniş Örgütleri
Filistin Direniş Örgütleri

Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine vatanlarından koparılarak mülteci durumuna düşen Filistinliler, Arap-İsrail savaşlarıyla İsrail’e yenik düşen Arap ülkelerinden ümidi kesip Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü benimsemişlerdir. Vatanın meşru müdafaası düşüncesiyle farklı ideolojilere sahip pek çok örgüt ortaya çıkmıştır. Bu çalışma Filistin’de ortaya çıkan örgütlerin hangi gayelerle kurulup ne gibi faaliyetler yürüttüklerinin anlaşılması amacıyla yapılmıştır.

El-Fetih

Filistin direniş hareketinin ilk bağımsız teşkilatını oluşturan el- Fetih, 1958 yılında Yaser Arafat (Ebu Ammar) önderliğinde Kuveyt’te kurulmuştur. Tam adı Hareketü’t-tahr’îr el- Filistînî olan örgüt, adını isminin baş harfleri olan ve Arapça ölüm anlamına gelen “hatf” ın tersi zafer anlamına gelen “feth” den almıştır. Örgütün kurucuları arasında Yaser Arafat’ın yakın arkadaşlarından olan Halil el-Vezir (Ebu Cihad) ve Salah Halef (Ebu İyad) ile birlikte çoğu mühendis, öğretmen, memur olan bir grup yer almaktadır. Farklı ideolojilere sahip olan bu grubun tek amacı silahlı direnişle İsrail Devleti’ni ortadan kaldırıp tam bağımsız Filistin Devleti’ni kurmaktır.

Milliyetçi ve laik bir görüş benimseyen örgüt, 1967 yılında Arap-İsrail savaşlarında mağlup olan Arap devletlerinden ümidi kesmiş ve Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü savunmuştur. 1968 yılında İsrail birliklerinin Ürdün’deki Karameh kampına yaptıkları saldırılarla adını duyurmuştur. Karameh’te 15.000 kişilik İsrail ordusuna karşı 300 Fetih militanı büyük bir direniş göstermiştir. İsrail, Fetih militanlarının geri adımını beklerken kendisi ağır zayiat vererek çatışmadan çekilmek zorunda kalmıştır. El-Fetih’in bu zaferi İsrail’in Araplar karşısında aldığı ilk yenilgi olarak yorumlanmış ve bu zafer örgüt için bir dönüm noktası olmuştur. Çatışmanın zaferle sonuçlanmasından sonra el- Fetih, Filistinliler tarafından umut kaynağı olarak görülmüştür. Öyle ki bundan sonraki süreci pek çok örgütün ve Filistin’i Arap davası olarak benimsemeyen Arapların el- Fetih militanı olmak için teşkilata başvurması izleyecektir. 1969 yılında Filistin halkının tek temsilcisi olan Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü ulusallaştırmak ve devrimci bir örgüt haline getirmek amacıyla FKÖ’ye katılmış ve kısa sürede örgütün Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. FKÖ altında bulunan gruplar içerisinde en büyük örgüt olan el-Fetih, onun şemsiyesi altına girdikten sonra İsrail’e karşı daha barışçıl ve uzlaşmacı bir yaklaşım içerisine girmiştir. Yaser Arafat 1974 yılında BM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmada: “Bugün bir elimde zeytin dalı, bir elimde kurtuluş savaşı veren birinin silahı var. Zeytin dalını düşürmeyin.” diyerek yaklaşımını özetlemiştir.

1971 yılında el-Fetih’ten ayrılan “Kara Eylül” adlı grup, 1972’de Münih Olimpiyatları’nda 11 İsrailli sporcuyu öldürerek adını duyurmuştur. 1975’te başlayan Lübnan İç Savaşı’nın önemli aktörlerinden birisi olan el-Fetih, komünist ve Nasırcı cepheyle işbirliği halinde Lübnanlı milliyetçilere ve Falanjistlere karşı savaşmıştır. 1982’de İsrail’in Lübnan’a saldırmasıyla el- Fetih liderliği Lübnan’a taşımıştır.

Yaser Arafat, Filistin davasının uluslararası alanda tanınması bakımından etkili olmuş fakat uzlaşmacı yaklaşımı eleştirilmiş, buna rağmen 1987 yılında FKÖ konsey toplantısında Arafat’ın önderliği teyit edilmiştir. 1991 yılında Madrid Konferansı’yla başlayan ve Oslo Anlaşması’yla devam eden süreçte kendisinin tanınması karşılığında İsrail Devleti’ni tanıyan el-Fetih liderliğindeki FKÖ, çoğu Batı ülkesine göre terörist olarak kabul edilen HAMAS tarafından sert bir dille eleştirilmiştir. FKÖ, bu süreçte 1967 sınırlarında Filistin devleti kurulmasını yeterli görerek iki devletli çözümü benimsemiş ve bunun yanında silahlı mücadelenin bırakılarak Filistin sorununun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunmuştur, Batı Şeria ve Gazze’de bir Filistin devleti kurmaya razı olmuş ve tarihi Filistin topraklarının büyük bir kısmından vazgeçmiştir. HAMAS, el-Fetih’in hedeflerini kesin bir dille reddetmiş, İkinci İntifada ile el-Fetih eski gücünü kaybetmiş ve HAMAS ön plana çıkmaya başlamıştır.

2004 yılında Yaser Arafat’ın şüpheli bir şekilde ölmesinden sonra örgütün kurucularından olan Mahmud Abbas lider olarak seçilmiştir. 2005-2006 yılından önceki seçimlere FKÖ’nün verdiği tavizlere tepki göstermek amacıyla katılmayan HAMAS, Filistin mücadelesindeki hedeflerini siyasi ortamdan uzakta gerçekleştiremeyeceğini anlayarak 2005- 2006 yerel seçimlerine katılmıştır. Bu seçimlerde 132 sandalyeli Filistin Meclisi’nde 74 sandalye kazanarak hükümeti tek başına kurma çoğunluğu elde etmiştir. Ayrıca El- Fetih’in son zamanlarda politik ve örgütsel olarak zayıflaması, 2000’li yıllarda İslamcı hareketlerin Ortadoğu’da yükselişi, Mahmud Abbas’ın sorunların müzakere yoluyla çözülebileceğini düşünmesi seçimi kaybetmelerinin sebeplerinden olmuştur. HAMAS, seçimden sonra el- Fetih’e ortak hükümet kurmayı teklif ederken el-Fetih zaten Batılı devletlerce terör örgütü olarak kabul edilen HAMAS’ın zayıflamasını bekleyip tek başına güç olmayı amaçlamıştır. Böylece el-Fetih’ten Mahmud Abbas Cumhurbaşkanı seçilmiş ve meclis üyelerinin çoğunluğunu HAMAS üyelerinin oluşturduğu ikili bir yönetim ortaya çıkmıştır. Mahmud Abbas kendi yetkilerini genişletmiş, dış ilişkiler, elçilikler, güvenlikler gibi önemli görevleri kendi kontrolü altına almış ve bu durum HAMAS’ın hedeflerini yerine getirmesine engel olmuştur. El-Fetih’le HAMAS arasındaki bu gerilim nedeniyle, dış ülkelerin de etkisiyle iç çatışma çıkmış yüzlerce Filistinli yaralanıp onlarcası hayatını kaybetmiştir. Tekrarlanan birlik hükümeti kurma çabaları her seferinde sonuçsuz kalırken el- Fetih’le HAMAS arasındaki gerilim halen devam etmektedir. El- Fetih hâlen Filistin Ulusal Yönetimi’ndeki iktidar parti olarak varlığını sürdürmektedir.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)

1948 yılında İsrail’in Filistin’i işgaliyle mülteci durumuna düşüp vatanlarından kopartılan Filistinlilerin silahlı direniş grupları kurarak kendilerini ve vatanlarını meşru müdafaalarına kadar, İsrail’le mücadele Arap devletleri tarafından yürütülmüştür. 1964 yılında Mısır devlet başkanı Cemal Abdülnasır’ın girişimiyle Kahire’de ilk Arap zirvesi toplanmış, Filistin halkının haklarını koruyacak ve onları temsil edecek olan Filistin Kurtuluş Örgütü kurulması kararı alınmıştır.

Farklı ideolojilere sahip pek çok örgütü içinde barındıran örgütün içindeki en büyük grup el-Fetih’tir. Onun dışında Marksist çizgideki “Filistin Halk kurtuluş Cephesi”, Maoist ve Nasır karşıtı Nayif Havatme’nin “Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi” ile Suriye Baas Partisi destekli “El-Saika” örgütün şemsiyesi altında yer alan oluşumlardan birkaçıdır.

Örgüt 1967 yılına kadar hem politik hem mali açıdan tamamen Arap devletlerine bağımlı olmuş, bu sebeple siyasi bir güç haline gelemediği için ilk yıllarda Filistinlilerden destek alamamıştır. 1967’de Arap-İsrail savaşlarıyla etkinliğini artırmış, 1968 yılında Filistin Ulusal Konseyi’nin dördüncü toplantısında FKÖ yeniden örgütlenmiştir. 1969’da el-Fetih FKÖ’ye katılmış, Yaser Arafat FKÖ Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. Arafat, FKÖ’ye katılmasıyla silahlı mücadele ile Filistin’i kurtarmak ideolojisini takip etmiştir. 1970’lerde kurumsallaşmaya giden örgüt; Filistin Milli Meclisi, Yürütme Kurulu, Merkez Komitesi, Filistin Kurtuluş Ordusu, Filistin Silahlı Mücadele Komutanlığı, Filistin Milli Fonu gibi birimler oluşturmuştur.

Uluslararası alanda kabul görmeye başlayan örgüt 1974’te Arap Birliği’nin Rabat Zirvesi’nde Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. Kahire ve Oslo 2 Anlaşması’yla İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamına yakınını, Batı Şeria’nın bir kısmını Filistin Ulusal Otoritesi’ne bırakmıştır. Önceleri İsrail’in ortadan kaldırılması görüşünü benimseyen FKÖ zamanla bu görüşünden vazgeçmiş, İsrail’le anlaşarak Filistin sorununun çözülebileceğini savunmuştur. 1988 yılında Birinci İntifada’yla etkinliği azalmaya başlayıp 2000 yılında baş gösteren İkinci İntifada’yla yeniden güç toplamaya başlamıştır. Bu yıllarda yeniden silahlanmayla mücadeleyi savunan FKÖ, kendi içinden çıkan Aksa Şehitleri Tugayı’nı gizliden desteklemiştir. İsrail’le Filistin sorunun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunması sebebiyle HAMAS ve İslami Cihad örgütü başta olmak üzere Filistinlilerce eleştirilmiştir. Arafat liderliğinde FKÖ 2005-2006 yerel seçimlerinde HAMAS karşısında seçimi kaybetmiştir. 2007 Ocak ayında HAMAS ile FKÖ arasında Gazze Şeridi’nde şiddetli çatışmalar yaşanmış, FKÖ Batı Şeria’da nisbî otoriteye sahip olurken HAMAS Gazze Şeridi’nde otorite sahibi olmuştur. Mahmud Abbas’ın 2011 yılında örgüt içinden tasfiye ettiği Muhammed Dahlan mevcut yönetim tarafından önemli risk olarak algılanmıştır. FKÖ yetkilileri yaptıkları açıklamalarda ABD’deki George Bush yönetiminin ve Avrupa Birliği’nin Dahlan’ı başkan yardımcılığına getirmesi için Mahmud Abbas’a baskı yaptığını dile getirmişlerdir. Dahlan, HAMAS lideri İsmail Heniyye’ye suikast girişiminde bulunduğu gibi FKÖ liderleri de bu suikast girişimine maruz kalmıştır.

Mahmud Abbas, görevi sona ermesine rağmen 87 yaşında olup halen Filistin Devlet Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Son yıllarda HAMAS’a birlik olma çağrısında bulunduğu olmuştur. Sebebi özellikle Trump yönetiminde gündeme gelen yüzyılın anlaşması süreciyle beraber Kudüs’ün mevcut statüsünün tehlike altında olması ve İsrail aşırı sağının etkinliğinin bölgede artmış olması diyebiliriz.

Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)

Türkçe açılımı İslami Direniş Hareketi olan Haraket-ül Mukavemetil-İslamiye (HAMAS), 1987 yılında Şeyh Ahmed Yasin tarafından Mısır’da Müslüman Kardeşler’in bir kolu olarak kurulmuştur. HAMAS’a göre Filistin davası İslami direnişle yürütülmelidir. Laik düşünce sistemi İsrail’in işgal sorununu çözemez. HAMAS, Osmanlı hilafetinin sona ermesiyle Filistin’de türlü sorunların baş gösterdiğini ve bu sorunların ancak silah ve cihad yoluyla çözülebileceği söyler. HAMAS, işgalin yalnızca Filistinlilerin sorunu olmadığı tüm İslam ümmetinin sorunu olduğu ve İsrail’le savaşmanın her Müslümana farzdır görüşündedir.

Birinci İntifada ile ün kazanmış olan HAMAS, 1991 yılında FKÖ’nün İsrail ve Arap ülkelerine karşı tutumunu eleştirmiş, Filistin’in bir kısmından vazgeçmekle tamamından vazgeçmenin aynı olduğu görüşünü benimsemiştir. Filistin’e sahip çıkmak amacıyla Ortadoğu kökenli örgütlerle işbirliği yapmış, 1992 yılında silahlı kanadı olan İzzettin Kassam Tugayları’nı kurarak İsrail’e karşı eylemlerini artırmıştır. Gün geçtikçe Filistinlilerin de desteğini alarak büyüyen örgüt İsrail tarafından büyük bir tehdit olarak algılanmaya başlamıştır. 1989 yılında HAMAS’lı yöneticiler ve Şeyh Ahmed Yasin tutuklanmıştır. Yaklaşık 8 ay tutuklu kalan Şeyh Yasin, bir İsrail ajanıyla esir mübadelesi yoluyla serbest bırakılmıştır. Sürgünden Gazze’ye dönerek İkinci İntifada ile direnişe devam etmiştir. İsrail tarafından gerçekleştirilen suikast girişimlerinden kurtulan Şeyh Yasin, 2004 yılında bir gün tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı camiden çıkarken Gazze’ye yönelik hava saldırılarında helikopterden açılan füze saldırısıyla hayatını kaybetmiştir.

1996 yılındaki seçimi Oslo Anlaşması’nın bir ürünü olduğu gerekçesiyle boykot eden HAMAS, 2006 yerel seçimine katılmış demokratik bir şekilde seçimi kazanarak mecliste çoğunluğu elde etmiştir. Seçimi kazanması İsrail ve dış ülkeler tarafından iyi karşılanmayarak HAMAS’a büyük ambargo uygulanmış, pek çok milletvekili hapse atılmıştır. Uluslararası tepkiyle karşılaştığı gibi FKÖ lideri Mahmud Abbas tarafından da çeşitli engellemelere maruz kalmıştır. 2007 yılında yaşanan çatışmaları durdurmak için Gazze yönetimine el koymuş, diğer yandan Filistin iç barışını yeniden tesis etmek için çalışmalarına devam etmiştir.

HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, 2021 yılında Türk haber ajansıyla yaptığı bir röportajda tüm Filistinlileri kapsayan ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiğini söylemiş, işgalcilere karşı mücadelenin tek safta yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir. Heniyye, İsrail- Filistin sorununa çözüm bulmak iddiasıyla hazırlanan “Yüzyılın Anlaşması” adlı planın Filistin davası için bir tehdit olduğunu vurgulamış, İsrail’le normalleşmeye karşı olduğunu bildirmiştir. HAMAS, günümüzde ABD, Avrupa Birliği, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

İslami Cihad

İslami Cihad, İran İslam devriminden hemen sonra Fethi Şikaki ve Abdulaziz Avde tarafından İslami direniş hareketi olarak kurulmuştur. Örgüt adını 1982 yılında Fransız Sefaleti’ne yaptığı saldırıyla duyurmuştur. Filistin direniş örgütleri içerisinde FKÖ ve HAMAS’tan sonra en güçlü üçüncü örgüttür, fikir ve eylemleriyle onlardan ayrılır. Eylemlerini daha çok patlayıcı madde yüklü araç ve intihar komandolarıyla yapmaktadır.

Fikri oluşumunda Cemalleddin Afgani’den Seyyid Kutub’a kadar pek çok Müslüman düşünür etkili olmuştur. HAMAS’la aynı hedefte olsa da Arap ülkeleriyle ilişkiler ve İslami metodolojisi bakımından ondan ayrılmaktadır. Arap rejimlerini ve İsrail’i madalyonun iki yüzü olarak görmektedir, devrimci bir yönetimi savunur. 1992’de askeri kanadı olan “Kudüs Tugayları” kurulmuştur. Merkezi Gazze olan İslami Cihad’ın Batı Şeria’da da güçlü bir varlığının olduğu bilinmektedir.

İslami Cihad lideri Fethi Şikaki, 1995 yılında Mossad’ın düzenlediği bir saldırıda hayatını kaybetmiştir. İkinci İntifada ile eylemlerini artırmış, HAMAS’tan sonra en çok eylem yapan örgüt olmuştur. HAMAS ve el-Fetih arasındaki çekişmede tarafsız kalarak ikisinin arasını düzeltmek için arabuluculuk yapmaya çalışmıştır. 2007’den beri HAMAS tarafından “kardeş örgüt” olarak görülmektedir.

İslami Cihad, İsrail ile müzakereleri reddeder ve Oslo anlaşmasına şiddetle karşı çıkar, bu anlaşmanın Filistinlilere büyük zarar verdiği görüşündedir. Günümüzde varlığı devam eden örgüt ABD, Avrupa Birliği, Bileşik Krallık, Japonya, Kanada ve Avusturalya’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC)

Arap Milliyetçi Hareketi’nin Filistin kolu olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi kısaca FHKC, 1967 yılında Kudüslü Ortodoks bir aileden gelen George Habbaş (El-Hekim) tarafından kurulan Marksist nitelikli bir örgüttür. İsrail’le barış görüşmelerine karşı olan FHKC, 1970’lerin başında yaptığı uçak kaçırma eylemiyle adını duyurmuştur. Eylül 1970’te İsrail’i destekleyen Batılı ülkeleri bir nevi cezalandırmak amacıyla Batı ülkelerine ait dört uçağı kaçırarak Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını sağlamıştır. Bu direniş Ürdün hükümetince bastırılarak Filistinliler Lübnan’a sürülmüştür.

1969’da örgüt önderlerinden olan Nayef Havatme’nin ayrılmasıyla zayıflamış, 1970’lerde Kara Eylül olaylarından sonra FKÖ’ye katılmıştır. FKÖ’nün Marksist kanadını oluşturan FHKC, örgüt içindeki “Red Cephesi” liderliğini üstlenmiştir.

Filistin işgal sorununun ancak silahlı mücadeleyle çözülebileceğini savunan FHKC, İsrail’e yönelik pek çok saldırı düzenlemiştir. FKÖ’nün İsrail’e karşı ılımlı tavrını sert bir şekilde eleştirmesi sebebiyle 1974 yılında Yürütme Kurulu’ndan çıkartılmıştır. Camp David Anlaşması’yla Filistin birliğinin tekrar sağlanabileceği düşünülerek 1981’de FHKC yeniden FKÖ’ye katılmıştır. Arafat liderliğindeki FKÖ’yle FHKC arasındaki gerilim 1982 Lübnan işgali sırasında iyice tırmanmış, yine FKÖ’nün İsrail’e karşı tutumunu eleştirerek onlardan ayrılmış, merkezini Suriye’ye taşımıştır.

FHKC; Suriye, Lübnan ve işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösterirken Suriye ve Lübnan’dan aldığı maddi destekle varlığını devam ettirmiştir. İkinci İntifada ile büyük eylemler gerçekleştirmiştir. FHKC lideri George Habbaş, rahatsızlığı sebebiyle liderliği Ebu Ali Mustafa’ya devretmiştir. Ebu Ali Mustafa, 2001’de İsrail tarafından evinin füze ile vurulması sonucu hayatını kaybetmiş yerine FHKC’nin içinde köktenci bir grupta olan Ahmed Saadet getirilmiştir. Ebu Ali Mustafa’nın öldürülmesiyle FHKC’nin silahlı kanadı “ Ebu Ali Mustafa Tugayları” adını almıştır. FHKC, bu suikaste karşılık İsrail’in Filistinlilere yeterince sert davranmadığını söyleyerek kabineden istifa eden İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’yi öldürmüştür. FHKC lideri Ahmed Saadet, bu olaydan sonra tutuklanmış ve hâlen İsrail hapishanesinde tutulmaktadır.

2005-2006 yerel seçimlerine katılan FHKC, 132 sandalyeli mecliste 3 milletvekili çıkarmıştır. Örgüt, Oslo Anlaşması’na ve İsrail’le normalleşmeye karşı çıkarken FKÖ ve HAMAS arasındaki gerilimde tarafsız kalmıştır.

Hayatını Filistin mücadelesine adayan George Habbaş, 2008’de Amman’da vefat etmiştir. HAMAS bu ölümü “büyük kayıp” olarak nitelendirirken Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas da 3 günlük ulusal yas ilan etmiştir.

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC)

Marksist nitelikli bir örgüt olan Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi 1969 yılında FHKC’ den ayrılan Ortodoks Hıristiyan asıllı sol görüşlü Nayef Havatme tarafından kurulmuştur. Temel fikri emperyalizm aleyhtarlığıdır. FHKC’nin daha solunda bir siyasi çizgiyi benimseyen örgüt çok sayıda silahlı saldırı gerçekleştirmiştir. 1969’da “Yahudilerin Denize Dökülmesi” sloganını sıklıkla kullanmış, İsrail radikal soluyla diyalog başlatmıştır. 1973’te el-Fetih ve Filistinli komünistlerle bir araya gelmiştir.

İki devletli çözümü benimseyen örgütün lideri Havatme, 1974’te İsrail gazetesi Yedioth Ahranot’a iki tarafın önde gelenlerinin diyalog başlatması gerektiği yönünde açıklama yapmıştır. Oslo Anlaşması’na karşı çıkmış, 1999 yılında Kudüs’ün statüsü, mültecilerin geri dönüşü ve bağımsız bir Filistin Devleti kurulması konularında taviz verilmemesi gerektiği yönünde Arafat’la Kahire’de uzlaşmaya varmıştır. Bu uzlaşmada FDKC’nin nihai statü görüşmelerinin FKÖ liderliğinde yapılması ve İsrail ile nihai bir anlaşmaya varmadan önce Filistin halkı arasında referandum yapılması yönündeki talepleri kabul edilmiştir.

İkinci İntifada ile zayıflayan örgüt, 2005-2006 seçimlerinde meclise 2 milletvekili çıkarabilmiştir, eski gücü olmasa da hâlen varlığını sürdürmektedir.

El-Saika (Halk Kurtuluş Savaşı Öncüleri)

1966 yılında Suriye Baas rejimi tarafından desteklenerek kurulan el-Saika, daha çok Suriyelilerden oluşmuş, Suriye bölgesel politikalarıyla uyumlu eylemler düzenlemiştir. 1971’de Hâfız Esad’ın başa geçmesiyle onun etkisi altına girerek 1976’lara kadar çatışma yaratıcı konumunu sürdürmüştür. Lübnan iç savaşı sırasında Suriye güçleriyle birlikte el- Fetih’e karşı savaşmış, bu tarihten sonra zayıflayarak FKÖ’nün şemsiyesi altına girmiştir. 1990’lı yılarda Madrid, Oslo ve Washington’da yapılan tüm barış görüşmelerine muhalefet etmiştir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaygın biçimde eylem gerçekleştirememektedir.

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi Genel Komutanlığı (PFLP-GC)

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi’nden ayrılan Ahmed Cibril tarafından 1968 yılında kurulan sol görüşlü bir örgüttür. Ahmed Cibril, George Habbaş’ın Suriye yanlısı tutumuna muhalefet ederek onun bölünmede rolünün olduğunu söylemiştir. İsrail ile uzlaşmayı reddetmiş ve Filistin Ulusal Otoritesi’nin görüşlerine de karşı çıkmıştır. Filistin’den çok Lübnan’daki mülteci kamplarında etkili olmuştur. PFLP-GC, Lübnan Hizbullah’ına destek verip Suriye’ye yakın bir tutum izlemiştir.


KAYNAKÇA

Abuamra, M. Hamas ile El Fetih’in İsrail ile Mücadeleye Bakış Açıları, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, 2013.

Talu, B. Filistin Sorunu ve El-Fetih’in Dönüşümü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, 2012.

Köse, Alperen. “Filistin Sorunu”, Yayınlanmış Dönem Tezi, Bandırma, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari          Bilimler Fakültesi, 2018.

Sarı, Buğra. “Filistin Direnişinde Aşil Tendonu: Hamas-Fetih Çatışması”. Yeni Fikir Dergisi10 /21 ( Aralık 2018), 26-35.

M. Lutfullah Karaman, “Filistin Kurtuluş Örgütü”, TDV İslam Ansiklopedisi ( İstanbul: TDV İslam Araştırmaları Merkezi, 1996, 13: 103-106.

M. Lutfullah Karaman, “ARAFAT, Yâsir”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV İslam Aratırmaları Merkezi, 2020, EK-1: 101-103.

Yaşar, Fatma Tunç ve Özcan, Sevin Alkan ve Kor, Zahide Tuba, Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine FİLİSTİN. İstanbul: İ.H.H. İNSANİ YARDIM VAKFI, 7. Basım, 2010.

Özalkan, Seda. “El-Fetih-Hamas Çatışması”, Academia.

Anadolu Ajansı (29.11.2016) “Direniş Hareketinden Filistin İktidar Partisine Fetih Hareketi” https://www.aa.com.tr/tr/dunya/direnis-hareketinden-filistin-iktidar-partisine-fetih-hareketi-/695445

 

Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine vatanlarından koparılarak mülteci durumuna düşen Filistinliler, Arap-İsrail savaşlarıyla İsrail’e yenik düşen Arap ülkelerinden ümidi kesip Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü benimsemişlerdir. Vatanın meşru müdafaası düşüncesiyle farklı ideolojilere sahip pek çok örgüt ortaya çıkmıştır. Bu çalışma Filistin’de ortaya çıkan örgütlerin hangi gayelerle kurulup ne gibi faaliyetler yürüttüklerinin anlaşılması amacıyla yapılmıştır.

El-Fetih

Filistin direniş hareketinin ilk bağımsız teşkilatını oluşturan el- Fetih, 1958 yılında Yaser Arafat (Ebu Ammar) önderliğinde Kuveyt’te kurulmuştur. Tam adı Hareketü’t-tahr’îr el- Filistînî olan örgüt, adını isminin baş harfleri olan ve Arapça ölüm anlamına gelen “hatf” ın tersi zafer anlamına gelen “feth” den almıştır. Örgütün kurucuları arasında Yaser Arafat’ın yakın arkadaşlarından olan Halil el-Vezir (Ebu Cihad) ve Salah Halef (Ebu İyad) ile birlikte çoğu mühendis, öğretmen, memur olan bir grup yer almaktadır. Farklı ideolojilere sahip olan bu grubun tek amacı silahlı direnişle İsrail Devleti’ni ortadan kaldırıp tam bağımsız Filistin Devleti’ni kurmaktır.

Milliyetçi ve laik bir görüş benimseyen örgüt, 1967 yılında Arap-İsrail savaşlarında mağlup olan Arap devletlerinden ümidi kesmiş ve Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü savunmuştur. 1968 yılında İsrail birliklerinin Ürdün’deki Karameh kampına yaptıkları saldırılarla adını duyurmuştur. Karameh’te 15.000 kişilik İsrail ordusuna karşı 300 Fetih militanı büyük bir direniş göstermiştir. İsrail, Fetih militanlarının geri adımını beklerken kendisi ağır zayiat vererek çatışmadan çekilmek zorunda kalmıştır. El-Fetih’in bu zaferi İsrail’in Araplar karşısında aldığı ilk yenilgi olarak yorumlanmış ve bu zafer örgüt için bir dönüm noktası olmuştur. Çatışmanın zaferle sonuçlanmasından sonra el- Fetih, Filistinliler tarafından umut kaynağı olarak görülmüştür. Öyle ki bundan sonraki süreci pek çok örgütün ve Filistin’i Arap davası olarak benimsemeyen Arapların el- Fetih militanı olmak için teşkilata başvurması izleyecektir. 1969 yılında Filistin halkının tek temsilcisi olan Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü ulusallaştırmak ve devrimci bir örgüt haline getirmek amacıyla FKÖ’ye katılmış ve kısa sürede örgütün Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. FKÖ altında bulunan gruplar içerisinde en büyük örgüt olan el-Fetih, onun şemsiyesi altına girdikten sonra İsrail’e karşı daha barışçıl ve uzlaşmacı bir yaklaşım içerisine girmiştir. Yaser Arafat 1974 yılında BM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmada: “Bugün bir elimde zeytin dalı, bir elimde kurtuluş savaşı veren birinin silahı var. Zeytin dalını düşürmeyin.” diyerek yaklaşımını özetlemiştir.

1971 yılında el-Fetih’ten ayrılan “Kara Eylül” adlı grup, 1972’de Münih Olimpiyatları’nda 11 İsrailli sporcuyu öldürerek adını duyurmuştur. 1975’te başlayan Lübnan İç Savaşı’nın önemli aktörlerinden birisi olan el-Fetih, komünist ve Nasırcı cepheyle işbirliği halinde Lübnanlı milliyetçilere ve Falanjistlere karşı savaşmıştır. 1982’de İsrail’in Lübnan’a saldırmasıyla el- Fetih liderliği Lübnan’a taşımıştır.

Yaser Arafat, Filistin davasının uluslararası alanda tanınması bakımından etkili olmuş fakat uzlaşmacı yaklaşımı eleştirilmiş, buna rağmen 1987 yılında FKÖ konsey toplantısında Arafat’ın önderliği teyit edilmiştir. 1991 yılında Madrid Konferansı’yla başlayan ve Oslo Anlaşması’yla devam eden süreçte kendisinin tanınması karşılığında İsrail Devleti’ni tanıyan el-Fetih liderliğindeki FKÖ, çoğu Batı ülkesine göre terörist olarak kabul edilen HAMAS tarafından sert bir dille eleştirilmiştir. FKÖ, bu süreçte 1967 sınırlarında Filistin devleti kurulmasını yeterli görerek iki devletli çözümü benimsemiş ve bunun yanında silahlı mücadelenin bırakılarak Filistin sorununun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunmuştur, Batı Şeria ve Gazze’de bir Filistin devleti kurmaya razı olmuş ve tarihi Filistin topraklarının büyük bir kısmından vazgeçmiştir. HAMAS, el-Fetih’in hedeflerini kesin bir dille reddetmiş, İkinci İntifada ile el-Fetih eski gücünü kaybetmiş ve HAMAS ön plana çıkmaya başlamıştır.

2004 yılında Yaser Arafat’ın şüpheli bir şekilde ölmesinden sonra örgütün kurucularından olan Mahmud Abbas lider olarak seçilmiştir. 2005-2006 yılından önceki seçimlere FKÖ’nün verdiği tavizlere tepki göstermek amacıyla katılmayan HAMAS, Filistin mücadelesindeki hedeflerini siyasi ortamdan uzakta gerçekleştiremeyeceğini anlayarak 2005- 2006 yerel seçimlerine katılmıştır. Bu seçimlerde 132 sandalyeli Filistin Meclisi’nde 74 sandalye kazanarak hükümeti tek başına kurma çoğunluğu elde etmiştir. Ayrıca El- Fetih’in son zamanlarda politik ve örgütsel olarak zayıflaması, 2000’li yıllarda İslamcı hareketlerin Ortadoğu’da yükselişi, Mahmud Abbas’ın sorunların müzakere yoluyla çözülebileceğini düşünmesi seçimi kaybetmelerinin sebeplerinden olmuştur. HAMAS, seçimden sonra el- Fetih’e ortak hükümet kurmayı teklif ederken el-Fetih zaten Batılı devletlerce terör örgütü olarak kabul edilen HAMAS’ın zayıflamasını bekleyip tek başına güç olmayı amaçlamıştır. Böylece el-Fetih’ten Mahmud Abbas Cumhurbaşkanı seçilmiş ve meclis üyelerinin çoğunluğunu HAMAS üyelerinin oluşturduğu ikili bir yönetim ortaya çıkmıştır. Mahmud Abbas kendi yetkilerini genişletmiş, dış ilişkiler, elçilikler, güvenlikler gibi önemli görevleri kendi kontrolü altına almış ve bu durum HAMAS’ın hedeflerini yerine getirmesine engel olmuştur. El-Fetih’le HAMAS arasındaki bu gerilim nedeniyle, dış ülkelerin de etkisiyle iç çatışma çıkmış yüzlerce Filistinli yaralanıp onlarcası hayatını kaybetmiştir. Tekrarlanan birlik hükümeti kurma çabaları her seferinde sonuçsuz kalırken el- Fetih’le HAMAS arasındaki gerilim halen devam etmektedir. El- Fetih hâlen Filistin Ulusal Yönetimi’ndeki iktidar parti olarak varlığını sürdürmektedir.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)

1948 yılında İsrail’in Filistin’i işgaliyle mülteci durumuna düşüp vatanlarından kopartılan Filistinlilerin silahlı direniş grupları kurarak kendilerini ve vatanlarını meşru müdafaalarına kadar, İsrail’le mücadele Arap devletleri tarafından yürütülmüştür. 1964 yılında Mısır devlet başkanı Cemal Abdülnasır’ın girişimiyle Kahire’de ilk Arap zirvesi toplanmış, Filistin halkının haklarını koruyacak ve onları temsil edecek olan Filistin Kurtuluş Örgütü kurulması kararı alınmıştır.

Farklı ideolojilere sahip pek çok örgütü içinde barındıran örgütün içindeki en büyük grup el-Fetih’tir. Onun dışında Marksist çizgideki “Filistin Halk kurtuluş Cephesi”, Maoist ve Nasır karşıtı Nayif Havatme’nin “Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi” ile Suriye Baas Partisi destekli “El-Saika” örgütün şemsiyesi altında yer alan oluşumlardan birkaçıdır.

Örgüt 1967 yılına kadar hem politik hem mali açıdan tamamen Arap devletlerine bağımlı olmuş, bu sebeple siyasi bir güç haline gelemediği için ilk yıllarda Filistinlilerden destek alamamıştır. 1967’de Arap-İsrail savaşlarıyla etkinliğini artırmış, 1968 yılında Filistin Ulusal Konseyi’nin dördüncü toplantısında FKÖ yeniden örgütlenmiştir. 1969’da el-Fetih FKÖ’ye katılmış, Yaser Arafat FKÖ Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. Arafat, FKÖ’ye katılmasıyla silahlı mücadele ile Filistin’i kurtarmak ideolojisini takip etmiştir. 1970’lerde kurumsallaşmaya giden örgüt; Filistin Milli Meclisi, Yürütme Kurulu, Merkez Komitesi, Filistin Kurtuluş Ordusu, Filistin Silahlı Mücadele Komutanlığı, Filistin Milli Fonu gibi birimler oluşturmuştur.

Uluslararası alanda kabul görmeye başlayan örgüt 1974’te Arap Birliği’nin Rabat Zirvesi’nde Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. Kahire ve Oslo 2 Anlaşması’yla İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamına yakınını, Batı Şeria’nın bir kısmını Filistin Ulusal Otoritesi’ne bırakmıştır. Önceleri İsrail’in ortadan kaldırılması görüşünü benimseyen FKÖ zamanla bu görüşünden vazgeçmiş, İsrail’le anlaşarak Filistin sorununun çözülebileceğini savunmuştur. 1988 yılında Birinci İntifada’yla etkinliği azalmaya başlayıp 2000 yılında baş gösteren İkinci İntifada’yla yeniden güç toplamaya başlamıştır. Bu yıllarda yeniden silahlanmayla mücadeleyi savunan FKÖ, kendi içinden çıkan Aksa Şehitleri Tugayı’nı gizliden desteklemiştir. İsrail’le Filistin sorunun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunması sebebiyle HAMAS ve İslami Cihad örgütü başta olmak üzere Filistinlilerce eleştirilmiştir. Arafat liderliğinde FKÖ 2005-2006 yerel seçimlerinde HAMAS karşısında seçimi kaybetmiştir. 2007 Ocak ayında HAMAS ile FKÖ arasında Gazze Şeridi’nde şiddetli çatışmalar yaşanmış, FKÖ Batı Şeria’da nisbî otoriteye sahip olurken HAMAS Gazze Şeridi’nde otorite sahibi olmuştur. Mahmud Abbas’ın 2011 yılında örgüt içinden tasfiye ettiği Muhammed Dahlan mevcut yönetim tarafından önemli risk olarak algılanmıştır. FKÖ yetkilileri yaptıkları açıklamalarda ABD’deki George Bush yönetiminin ve Avrupa Birliği’nin Dahlan’ı başkan yardımcılığına getirmesi için Mahmud Abbas’a baskı yaptığını dile getirmişlerdir. Dahlan, HAMAS lideri İsmail Heniyye’ye suikast girişiminde bulunduğu gibi FKÖ liderleri de bu suikast girişimine maruz kalmıştır.

Mahmud Abbas, görevi sona ermesine rağmen 87 yaşında olup halen Filistin Devlet Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Son yıllarda HAMAS’a birlik olma çağrısında bulunduğu olmuştur. Sebebi özellikle Trump yönetiminde gündeme gelen yüzyılın anlaşması süreciyle beraber Kudüs’ün mevcut statüsünün tehlike altında olması ve İsrail aşırı sağının etkinliğinin bölgede artmış olması diyebiliriz.

Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)

Türkçe açılımı İslami Direniş Hareketi olan Haraket-ül Mukavemetil-İslamiye (HAMAS), 1987 yılında Şeyh Ahmed Yasin tarafından Mısır’da Müslüman Kardeşler’in bir kolu olarak kurulmuştur. HAMAS’a göre Filistin davası İslami direnişle yürütülmelidir. Laik düşünce sistemi İsrail’in işgal sorununu çözemez. HAMAS, Osmanlı hilafetinin sona ermesiyle Filistin’de türlü sorunların baş gösterdiğini ve bu sorunların ancak silah ve cihad yoluyla çözülebileceği söyler. HAMAS, işgalin yalnızca Filistinlilerin sorunu olmadığı tüm İslam ümmetinin sorunu olduğu ve İsrail’le savaşmanın her Müslümana farzdır görüşündedir.

Birinci İntifada ile ün kazanmış olan HAMAS, 1991 yılında FKÖ’nün İsrail ve Arap ülkelerine karşı tutumunu eleştirmiş, Filistin’in bir kısmından vazgeçmekle tamamından vazgeçmenin aynı olduğu görüşünü benimsemiştir. Filistin’e sahip çıkmak amacıyla Ortadoğu kökenli örgütlerle işbirliği yapmış, 1992 yılında silahlı kanadı olan İzzettin Kassam Tugayları’nı kurarak İsrail’e karşı eylemlerini artırmıştır. Gün geçtikçe Filistinlilerin de desteğini alarak büyüyen örgüt İsrail tarafından büyük bir tehdit olarak algılanmaya başlamıştır. 1989 yılında HAMAS’lı yöneticiler ve Şeyh Ahmed Yasin tutuklanmıştır. Yaklaşık 8 ay tutuklu kalan Şeyh Yasin, bir İsrail ajanıyla esir mübadelesi yoluyla serbest bırakılmıştır. Sürgünden Gazze’ye dönerek İkinci İntifada ile direnişe devam etmiştir. İsrail tarafından gerçekleştirilen suikast girişimlerinden kurtulan Şeyh Yasin, 2004 yılında bir gün tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı camiden çıkarken Gazze’ye yönelik hava saldırılarında helikopterden açılan füze saldırısıyla hayatını kaybetmiştir.

1996 yılındaki seçimi Oslo Anlaşması’nın bir ürünü olduğu gerekçesiyle boykot eden HAMAS, 2006 yerel seçimine katılmış demokratik bir şekilde seçimi kazanarak mecliste çoğunluğu elde etmiştir. Seçimi kazanması İsrail ve dış ülkeler tarafından iyi karşılanmayarak HAMAS’a büyük ambargo uygulanmış, pek çok milletvekili hapse atılmıştır. Uluslararası tepkiyle karşılaştığı gibi FKÖ lideri Mahmud Abbas tarafından da çeşitli engellemelere maruz kalmıştır. 2007 yılında yaşanan çatışmaları durdurmak için Gazze yönetimine el koymuş, diğer yandan Filistin iç barışını yeniden tesis etmek için çalışmalarına devam etmiştir.

HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, 2021 yılında Türk haber ajansıyla yaptığı bir röportajda tüm Filistinlileri kapsayan ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiğini söylemiş, işgalcilere karşı mücadelenin tek safta yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir. Heniyye, İsrail- Filistin sorununa çözüm bulmak iddiasıyla hazırlanan “Yüzyılın Anlaşması” adlı planın Filistin davası için bir tehdit olduğunu vurgulamış, İsrail’le normalleşmeye karşı olduğunu bildirmiştir. HAMAS, günümüzde ABD, Avrupa Birliği, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

İslami Cihad

İslami Cihad, İran İslam devriminden hemen sonra Fethi Şikaki ve Abdulaziz Avde tarafından İslami direniş hareketi olarak kurulmuştur. Örgüt adını 1982 yılında Fransız Sefaleti’ne yaptığı saldırıyla duyurmuştur. Filistin direniş örgütleri içerisinde FKÖ ve HAMAS’tan sonra en güçlü üçüncü örgüttür, fikir ve eylemleriyle onlardan ayrılır. Eylemlerini daha çok patlayıcı madde yüklü araç ve intihar komandolarıyla yapmaktadır.

Fikri oluşumunda Cemalleddin Afgani’den Seyyid Kutub’a kadar pek çok Müslüman düşünür etkili olmuştur. HAMAS’la aynı hedefte olsa da Arap ülkeleriyle ilişkiler ve İslami metodolojisi bakımından ondan ayrılmaktadır. Arap rejimlerini ve İsrail’i madalyonun iki yüzü olarak görmektedir, devrimci bir yönetimi savunur. 1992’de askeri kanadı olan “Kudüs Tugayları” kurulmuştur. Merkezi Gazze olan İslami Cihad’ın Batı Şeria’da da güçlü bir varlığının olduğu bilinmektedir.

İslami Cihad lideri Fethi Şikaki, 1995 yılında Mossad’ın düzenlediği bir saldırıda hayatını kaybetmiştir. İkinci İntifada ile eylemlerini artırmış, HAMAS’tan sonra en çok eylem yapan örgüt olmuştur. HAMAS ve el-Fetih arasındaki çekişmede tarafsız kalarak ikisinin arasını düzeltmek için arabuluculuk yapmaya çalışmıştır. 2007’den beri HAMAS tarafından “kardeş örgüt” olarak görülmektedir.

İslami Cihad, İsrail ile müzakereleri reddeder ve Oslo anlaşmasına şiddetle karşı çıkar, bu anlaşmanın Filistinlilere büyük zarar verdiği görüşündedir. Günümüzde varlığı devam eden örgüt ABD, Avrupa Birliği, Bileşik Krallık, Japonya, Kanada ve Avusturalya’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC)

Arap Milliyetçi Hareketi’nin Filistin kolu olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi kısaca FHKC, 1967 yılında Kudüslü Ortodoks bir aileden gelen George Habbaş (El-Hekim) tarafından kurulan Marksist nitelikli bir örgüttür. İsrail’le barış görüşmelerine karşı olan FHKC, 1970’lerin başında yaptığı uçak kaçırma eylemiyle adını duyurmuştur. Eylül 1970’te İsrail’i destekleyen Batılı ülkeleri bir nevi cezalandırmak amacıyla Batı ülkelerine ait dört uçağı kaçırarak Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını sağlamıştır. Bu direniş Ürdün hükümetince bastırılarak Filistinliler Lübnan’a sürülmüştür.

1969’da örgüt önderlerinden olan Nayef Havatme’nin ayrılmasıyla zayıflamış, 1970’lerde Kara Eylül olaylarından sonra FKÖ’ye katılmıştır. FKÖ’nün Marksist kanadını oluşturan FHKC, örgüt içindeki “Red Cephesi” liderliğini üstlenmiştir.

Filistin işgal sorununun ancak silahlı mücadeleyle çözülebileceğini savunan FHKC, İsrail’e yönelik pek çok saldırı düzenlemiştir. FKÖ’nün İsrail’e karşı ılımlı tavrını sert bir şekilde eleştirmesi sebebiyle 1974 yılında Yürütme Kurulu’ndan çıkartılmıştır. Camp David Anlaşması’yla Filistin birliğinin tekrar sağlanabileceği düşünülerek 1981’de FHKC yeniden FKÖ’ye katılmıştır. Arafat liderliğindeki FKÖ’yle FHKC arasındaki gerilim 1982 Lübnan işgali sırasında iyice tırmanmış, yine FKÖ’nün İsrail’e karşı tutumunu eleştirerek onlardan ayrılmış, merkezini Suriye’ye taşımıştır.

FHKC; Suriye, Lübnan ve işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösterirken Suriye ve Lübnan’dan aldığı maddi destekle varlığını devam ettirmiştir. İkinci İntifada ile büyük eylemler gerçekleştirmiştir. FHKC lideri George Habbaş, rahatsızlığı sebebiyle liderliği Ebu Ali Mustafa’ya devretmiştir. Ebu Ali Mustafa, 2001’de İsrail tarafından evinin füze ile vurulması sonucu hayatını kaybetmiş yerine FHKC’nin içinde köktenci bir grupta olan Ahmed Saadet getirilmiştir. Ebu Ali Mustafa’nın öldürülmesiyle FHKC’nin silahlı kanadı “ Ebu Ali Mustafa Tugayları” adını almıştır. FHKC, bu suikaste karşılık İsrail’in Filistinlilere yeterince sert davranmadığını söyleyerek kabineden istifa eden İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’yi öldürmüştür. FHKC lideri Ahmed Saadet, bu olaydan sonra tutuklanmış ve hâlen İsrail hapishanesinde tutulmaktadır.

2005-2006 yerel seçimlerine katılan FHKC, 132 sandalyeli mecliste 3 milletvekili çıkarmıştır. Örgüt, Oslo Anlaşması’na ve İsrail’le normalleşmeye karşı çıkarken FKÖ ve HAMAS arasındaki gerilimde tarafsız kalmıştır.

Hayatını Filistin mücadelesine adayan George Habbaş, 2008’de Amman’da vefat etmiştir. HAMAS bu ölümü “büyük kayıp” olarak nitelendirirken Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas da 3 günlük ulusal yas ilan etmiştir.

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC)

Marksist nitelikli bir örgüt olan Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi 1969 yılında FHKC’ den ayrılan Ortodoks Hıristiyan asıllı sol görüşlü Nayef Havatme tarafından kurulmuştur. Temel fikri emperyalizm aleyhtarlığıdır. FHKC’nin daha solunda bir siyasi çizgiyi benimseyen örgüt çok sayıda silahlı saldırı gerçekleştirmiştir. 1969’da “Yahudilerin Denize Dökülmesi” sloganını sıklıkla kullanmış, İsrail radikal soluyla diyalog başlatmıştır. 1973’te el-Fetih ve Filistinli komünistlerle bir araya gelmiştir.

İki devletli çözümü benimseyen örgütün lideri Havatme, 1974’te İsrail gazetesi Yedioth Ahranot’a iki tarafın önde gelenlerinin diyalog başlatması gerektiği yönünde açıklama yapmıştır. Oslo Anlaşması’na karşı çıkmış, 1999 yılında Kudüs’ün statüsü, mültecilerin geri dönüşü ve bağımsız bir Filistin Devleti kurulması konularında taviz verilmemesi gerektiği yönünde Arafat’la Kahire’de uzlaşmaya varmıştır. Bu uzlaşmada FDKC’nin nihai statü görüşmelerinin FKÖ liderliğinde yapılması ve İsrail ile nihai bir anlaşmaya varmadan önce Filistin halkı arasında referandum yapılması yönündeki talepleri kabul edilmiştir.

İkinci İntifada ile zayıflayan örgüt, 2005-2006 seçimlerinde meclise 2 milletvekili çıkarabilmiştir, eski gücü olmasa da hâlen varlığını sürdürmektedir.

El-Saika (Halk Kurtuluş Savaşı Öncüleri)

1966 yılında Suriye Baas rejimi tarafından desteklenerek kurulan el-Saika, daha çok Suriyelilerden oluşmuş, Suriye bölgesel politikalarıyla uyumlu eylemler düzenlemiştir. 1971’de Hâfız Esad’ın başa geçmesiyle onun etkisi altına girerek 1976’lara kadar çatışma yaratıcı konumunu sürdürmüştür. Lübnan iç savaşı sırasında Suriye güçleriyle birlikte el- Fetih’e karşı savaşmış, bu tarihten sonra zayıflayarak FKÖ’nün şemsiyesi altına girmiştir. 1990’lı yılarda Madrid, Oslo ve Washington’da yapılan tüm barış görüşmelerine muhalefet etmiştir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaygın biçimde eylem gerçekleştirememektedir.

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi Genel Komutanlığı (PFLP-GC)

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi’nden ayrılan Ahmed Cibril tarafından 1968 yılında kurulan sol görüşlü bir örgüttür. Ahmed Cibril, George Habbaş’ın Suriye yanlısı tutumuna muhalefet ederek onun bölünmede rolünün olduğunu söylemiştir. İsrail ile uzlaşmayı reddetmiş ve Filistin Ulusal Otoritesi’nin görüşlerine de karşı çıkmıştır. Filistin’den çok Lübnan’daki mülteci kamplarında etkili olmuştur. PFLP-GC, Lübnan Hizbullah’ına destek verip Suriye’ye yakın bir tutum izlemiştir.


KAYNAKÇA

Abuamra, M. Hamas ile El Fetih’in İsrail ile Mücadeleye Bakış Açıları, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, 2013.

Talu, B. Filistin Sorunu ve El-Fetih’in Dönüşümü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, 2012.

Köse, Alperen. “Filistin Sorunu”, Yayınlanmış Dönem Tezi, Bandırma, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari          Bilimler Fakültesi, 2018.

Sarı, Buğra. “Filistin Direnişinde Aşil Tendonu: Hamas-Fetih Çatışması”. Yeni Fikir Dergisi10 /21 ( Aralık 2018), 26-35.

M. Lutfullah Karaman, “Filistin Kurtuluş Örgütü”, TDV İslam Ansiklopedisi ( İstanbul: TDV İslam Araştırmaları Merkezi, 1996, 13: 103-106.

M. Lutfullah Karaman, “ARAFAT, Yâsir”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV İslam Aratırmaları Merkezi, 2020, EK-1: 101-103.

Yaşar, Fatma Tunç ve Özcan, Sevin Alkan ve Kor, Zahide Tuba, Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine FİLİSTİN. İstanbul: İ.H.H. İNSANİ YARDIM VAKFI, 7. Basım, 2010.

Özalkan, Seda. “El-Fetih-Hamas Çatışması”, Academia.

Anadolu Ajansı (29.11.2016) “Direniş Hareketinden Filistin İktidar Partisine Fetih Hareketi” https://www.aa.com.tr/tr/dunya/direnis-hareketinden-filistin-iktidar-partisine-fetih-hareketi-/695445

 

Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine vatanlarından koparılarak mülteci durumuna düşen Filistinliler, Arap-İsrail savaşlarıyla İsrail’e yenik düşen Arap ülkelerinden ümidi kesip Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü benimsemişlerdir. Vatanın meşru müdafaası düşüncesiyle farklı ideolojilere sahip pek çok örgüt ortaya çıkmıştır. Bu çalışma Filistin’de ortaya çıkan örgütlerin hangi gayelerle kurulup ne gibi faaliyetler yürüttüklerinin anlaşılması amacıyla yapılmıştır.

El-Fetih

Filistin direniş hareketinin ilk bağımsız teşkilatını oluşturan el- Fetih, 1958 yılında Yaser Arafat (Ebu Ammar) önderliğinde Kuveyt’te kurulmuştur. Tam adı Hareketü’t-tahr’îr el- Filistînî olan örgüt, adını isminin baş harfleri olan ve Arapça ölüm anlamına gelen “hatf” ın tersi zafer anlamına gelen “feth” den almıştır. Örgütün kurucuları arasında Yaser Arafat’ın yakın arkadaşlarından olan Halil el-Vezir (Ebu Cihad) ve Salah Halef (Ebu İyad) ile birlikte çoğu mühendis, öğretmen, memur olan bir grup yer almaktadır. Farklı ideolojilere sahip olan bu grubun tek amacı silahlı direnişle İsrail Devleti’ni ortadan kaldırıp tam bağımsız Filistin Devleti’ni kurmaktır.

Milliyetçi ve laik bir görüş benimseyen örgüt, 1967 yılında Arap-İsrail savaşlarında mağlup olan Arap devletlerinden ümidi kesmiş ve Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü savunmuştur. 1968 yılında İsrail birliklerinin Ürdün’deki Karameh kampına yaptıkları saldırılarla adını duyurmuştur. Karameh’te 15.000 kişilik İsrail ordusuna karşı 300 Fetih militanı büyük bir direniş göstermiştir. İsrail, Fetih militanlarının geri adımını beklerken kendisi ağır zayiat vererek çatışmadan çekilmek zorunda kalmıştır. El-Fetih’in bu zaferi İsrail’in Araplar karşısında aldığı ilk yenilgi olarak yorumlanmış ve bu zafer örgüt için bir dönüm noktası olmuştur. Çatışmanın zaferle sonuçlanmasından sonra el- Fetih, Filistinliler tarafından umut kaynağı olarak görülmüştür. Öyle ki bundan sonraki süreci pek çok örgütün ve Filistin’i Arap davası olarak benimsemeyen Arapların el- Fetih militanı olmak için teşkilata başvurması izleyecektir. 1969 yılında Filistin halkının tek temsilcisi olan Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü ulusallaştırmak ve devrimci bir örgüt haline getirmek amacıyla FKÖ’ye katılmış ve kısa sürede örgütün Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. FKÖ altında bulunan gruplar içerisinde en büyük örgüt olan el-Fetih, onun şemsiyesi altına girdikten sonra İsrail’e karşı daha barışçıl ve uzlaşmacı bir yaklaşım içerisine girmiştir. Yaser Arafat 1974 yılında BM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmada: “Bugün bir elimde zeytin dalı, bir elimde kurtuluş savaşı veren birinin silahı var. Zeytin dalını düşürmeyin.” diyerek yaklaşımını özetlemiştir.

1971 yılında el-Fetih’ten ayrılan “Kara Eylül” adlı grup, 1972’de Münih Olimpiyatları’nda 11 İsrailli sporcuyu öldürerek adını duyurmuştur. 1975’te başlayan Lübnan İç Savaşı’nın önemli aktörlerinden birisi olan el-Fetih, komünist ve Nasırcı cepheyle işbirliği halinde Lübnanlı milliyetçilere ve Falanjistlere karşı savaşmıştır. 1982’de İsrail’in Lübnan’a saldırmasıyla el- Fetih liderliği Lübnan’a taşımıştır.

Yaser Arafat, Filistin davasının uluslararası alanda tanınması bakımından etkili olmuş fakat uzlaşmacı yaklaşımı eleştirilmiş, buna rağmen 1987 yılında FKÖ konsey toplantısında Arafat’ın önderliği teyit edilmiştir. 1991 yılında Madrid Konferansı’yla başlayan ve Oslo Anlaşması’yla devam eden süreçte kendisinin tanınması karşılığında İsrail Devleti’ni tanıyan el-Fetih liderliğindeki FKÖ, çoğu Batı ülkesine göre terörist olarak kabul edilen HAMAS tarafından sert bir dille eleştirilmiştir. FKÖ, bu süreçte 1967 sınırlarında Filistin devleti kurulmasını yeterli görerek iki devletli çözümü benimsemiş ve bunun yanında silahlı mücadelenin bırakılarak Filistin sorununun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunmuştur, Batı Şeria ve Gazze’de bir Filistin devleti kurmaya razı olmuş ve tarihi Filistin topraklarının büyük bir kısmından vazgeçmiştir. HAMAS, el-Fetih’in hedeflerini kesin bir dille reddetmiş, İkinci İntifada ile el-Fetih eski gücünü kaybetmiş ve HAMAS ön plana çıkmaya başlamıştır.

2004 yılında Yaser Arafat’ın şüpheli bir şekilde ölmesinden sonra örgütün kurucularından olan Mahmud Abbas lider olarak seçilmiştir. 2005-2006 yılından önceki seçimlere FKÖ’nün verdiği tavizlere tepki göstermek amacıyla katılmayan HAMAS, Filistin mücadelesindeki hedeflerini siyasi ortamdan uzakta gerçekleştiremeyeceğini anlayarak 2005- 2006 yerel seçimlerine katılmıştır. Bu seçimlerde 132 sandalyeli Filistin Meclisi’nde 74 sandalye kazanarak hükümeti tek başına kurma çoğunluğu elde etmiştir. Ayrıca El- Fetih’in son zamanlarda politik ve örgütsel olarak zayıflaması, 2000’li yıllarda İslamcı hareketlerin Ortadoğu’da yükselişi, Mahmud Abbas’ın sorunların müzakere yoluyla çözülebileceğini düşünmesi seçimi kaybetmelerinin sebeplerinden olmuştur. HAMAS, seçimden sonra el- Fetih’e ortak hükümet kurmayı teklif ederken el-Fetih zaten Batılı devletlerce terör örgütü olarak kabul edilen HAMAS’ın zayıflamasını bekleyip tek başına güç olmayı amaçlamıştır. Böylece el-Fetih’ten Mahmud Abbas Cumhurbaşkanı seçilmiş ve meclis üyelerinin çoğunluğunu HAMAS üyelerinin oluşturduğu ikili bir yönetim ortaya çıkmıştır. Mahmud Abbas kendi yetkilerini genişletmiş, dış ilişkiler, elçilikler, güvenlikler gibi önemli görevleri kendi kontrolü altına almış ve bu durum HAMAS’ın hedeflerini yerine getirmesine engel olmuştur. El-Fetih’le HAMAS arasındaki bu gerilim nedeniyle, dış ülkelerin de etkisiyle iç çatışma çıkmış yüzlerce Filistinli yaralanıp onlarcası hayatını kaybetmiştir. Tekrarlanan birlik hükümeti kurma çabaları her seferinde sonuçsuz kalırken el- Fetih’le HAMAS arasındaki gerilim halen devam etmektedir. El- Fetih hâlen Filistin Ulusal Yönetimi’ndeki iktidar parti olarak varlığını sürdürmektedir.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)

1948 yılında İsrail’in Filistin’i işgaliyle mülteci durumuna düşüp vatanlarından kopartılan Filistinlilerin silahlı direniş grupları kurarak kendilerini ve vatanlarını meşru müdafaalarına kadar, İsrail’le mücadele Arap devletleri tarafından yürütülmüştür. 1964 yılında Mısır devlet başkanı Cemal Abdülnasır’ın girişimiyle Kahire’de ilk Arap zirvesi toplanmış, Filistin halkının haklarını koruyacak ve onları temsil edecek olan Filistin Kurtuluş Örgütü kurulması kararı alınmıştır.

Farklı ideolojilere sahip pek çok örgütü içinde barındıran örgütün içindeki en büyük grup el-Fetih’tir. Onun dışında Marksist çizgideki “Filistin Halk kurtuluş Cephesi”, Maoist ve Nasır karşıtı Nayif Havatme’nin “Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi” ile Suriye Baas Partisi destekli “El-Saika” örgütün şemsiyesi altında yer alan oluşumlardan birkaçıdır.

Örgüt 1967 yılına kadar hem politik hem mali açıdan tamamen Arap devletlerine bağımlı olmuş, bu sebeple siyasi bir güç haline gelemediği için ilk yıllarda Filistinlilerden destek alamamıştır. 1967’de Arap-İsrail savaşlarıyla etkinliğini artırmış, 1968 yılında Filistin Ulusal Konseyi’nin dördüncü toplantısında FKÖ yeniden örgütlenmiştir. 1969’da el-Fetih FKÖ’ye katılmış, Yaser Arafat FKÖ Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. Arafat, FKÖ’ye katılmasıyla silahlı mücadele ile Filistin’i kurtarmak ideolojisini takip etmiştir. 1970’lerde kurumsallaşmaya giden örgüt; Filistin Milli Meclisi, Yürütme Kurulu, Merkez Komitesi, Filistin Kurtuluş Ordusu, Filistin Silahlı Mücadele Komutanlığı, Filistin Milli Fonu gibi birimler oluşturmuştur.

Uluslararası alanda kabul görmeye başlayan örgüt 1974’te Arap Birliği’nin Rabat Zirvesi’nde Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. Kahire ve Oslo 2 Anlaşması’yla İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamına yakınını, Batı Şeria’nın bir kısmını Filistin Ulusal Otoritesi’ne bırakmıştır. Önceleri İsrail’in ortadan kaldırılması görüşünü benimseyen FKÖ zamanla bu görüşünden vazgeçmiş, İsrail’le anlaşarak Filistin sorununun çözülebileceğini savunmuştur. 1988 yılında Birinci İntifada’yla etkinliği azalmaya başlayıp 2000 yılında baş gösteren İkinci İntifada’yla yeniden güç toplamaya başlamıştır. Bu yıllarda yeniden silahlanmayla mücadeleyi savunan FKÖ, kendi içinden çıkan Aksa Şehitleri Tugayı’nı gizliden desteklemiştir. İsrail’le Filistin sorunun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunması sebebiyle HAMAS ve İslami Cihad örgütü başta olmak üzere Filistinlilerce eleştirilmiştir. Arafat liderliğinde FKÖ 2005-2006 yerel seçimlerinde HAMAS karşısında seçimi kaybetmiştir. 2007 Ocak ayında HAMAS ile FKÖ arasında Gazze Şeridi’nde şiddetli çatışmalar yaşanmış, FKÖ Batı Şeria’da nisbî otoriteye sahip olurken HAMAS Gazze Şeridi’nde otorite sahibi olmuştur. Mahmud Abbas’ın 2011 yılında örgüt içinden tasfiye ettiği Muhammed Dahlan mevcut yönetim tarafından önemli risk olarak algılanmıştır. FKÖ yetkilileri yaptıkları açıklamalarda ABD’deki George Bush yönetiminin ve Avrupa Birliği’nin Dahlan’ı başkan yardımcılığına getirmesi için Mahmud Abbas’a baskı yaptığını dile getirmişlerdir. Dahlan, HAMAS lideri İsmail Heniyye’ye suikast girişiminde bulunduğu gibi FKÖ liderleri de bu suikast girişimine maruz kalmıştır.

Mahmud Abbas, görevi sona ermesine rağmen 87 yaşında olup halen Filistin Devlet Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Son yıllarda HAMAS’a birlik olma çağrısında bulunduğu olmuştur. Sebebi özellikle Trump yönetiminde gündeme gelen yüzyılın anlaşması süreciyle beraber Kudüs’ün mevcut statüsünün tehlike altında olması ve İsrail aşırı sağının etkinliğinin bölgede artmış olması diyebiliriz.

Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)

Türkçe açılımı İslami Direniş Hareketi olan Haraket-ül Mukavemetil-İslamiye (HAMAS), 1987 yılında Şeyh Ahmed Yasin tarafından Mısır’da Müslüman Kardeşler’in bir kolu olarak kurulmuştur. HAMAS’a göre Filistin davası İslami direnişle yürütülmelidir. Laik düşünce sistemi İsrail’in işgal sorununu çözemez. HAMAS, Osmanlı hilafetinin sona ermesiyle Filistin’de türlü sorunların baş gösterdiğini ve bu sorunların ancak silah ve cihad yoluyla çözülebileceği söyler. HAMAS, işgalin yalnızca Filistinlilerin sorunu olmadığı tüm İslam ümmetinin sorunu olduğu ve İsrail’le savaşmanın her Müslümana farzdır görüşündedir.

Birinci İntifada ile ün kazanmış olan HAMAS, 1991 yılında FKÖ’nün İsrail ve Arap ülkelerine karşı tutumunu eleştirmiş, Filistin’in bir kısmından vazgeçmekle tamamından vazgeçmenin aynı olduğu görüşünü benimsemiştir. Filistin’e sahip çıkmak amacıyla Ortadoğu kökenli örgütlerle işbirliği yapmış, 1992 yılında silahlı kanadı olan İzzettin Kassam Tugayları’nı kurarak İsrail’e karşı eylemlerini artırmıştır. Gün geçtikçe Filistinlilerin de desteğini alarak büyüyen örgüt İsrail tarafından büyük bir tehdit olarak algılanmaya başlamıştır. 1989 yılında HAMAS’lı yöneticiler ve Şeyh Ahmed Yasin tutuklanmıştır. Yaklaşık 8 ay tutuklu kalan Şeyh Yasin, bir İsrail ajanıyla esir mübadelesi yoluyla serbest bırakılmıştır. Sürgünden Gazze’ye dönerek İkinci İntifada ile direnişe devam etmiştir. İsrail tarafından gerçekleştirilen suikast girişimlerinden kurtulan Şeyh Yasin, 2004 yılında bir gün tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı camiden çıkarken Gazze’ye yönelik hava saldırılarında helikopterden açılan füze saldırısıyla hayatını kaybetmiştir.

1996 yılındaki seçimi Oslo Anlaşması’nın bir ürünü olduğu gerekçesiyle boykot eden HAMAS, 2006 yerel seçimine katılmış demokratik bir şekilde seçimi kazanarak mecliste çoğunluğu elde etmiştir. Seçimi kazanması İsrail ve dış ülkeler tarafından iyi karşılanmayarak HAMAS’a büyük ambargo uygulanmış, pek çok milletvekili hapse atılmıştır. Uluslararası tepkiyle karşılaştığı gibi FKÖ lideri Mahmud Abbas tarafından da çeşitli engellemelere maruz kalmıştır. 2007 yılında yaşanan çatışmaları durdurmak için Gazze yönetimine el koymuş, diğer yandan Filistin iç barışını yeniden tesis etmek için çalışmalarına devam etmiştir.

HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, 2021 yılında Türk haber ajansıyla yaptığı bir röportajda tüm Filistinlileri kapsayan ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiğini söylemiş, işgalcilere karşı mücadelenin tek safta yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir. Heniyye, İsrail- Filistin sorununa çözüm bulmak iddiasıyla hazırlanan “Yüzyılın Anlaşması” adlı planın Filistin davası için bir tehdit olduğunu vurgulamış, İsrail’le normalleşmeye karşı olduğunu bildirmiştir. HAMAS, günümüzde ABD, Avrupa Birliği, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

İslami Cihad

İslami Cihad, İran İslam devriminden hemen sonra Fethi Şikaki ve Abdulaziz Avde tarafından İslami direniş hareketi olarak kurulmuştur. Örgüt adını 1982 yılında Fransız Sefaleti’ne yaptığı saldırıyla duyurmuştur. Filistin direniş örgütleri içerisinde FKÖ ve HAMAS’tan sonra en güçlü üçüncü örgüttür, fikir ve eylemleriyle onlardan ayrılır. Eylemlerini daha çok patlayıcı madde yüklü araç ve intihar komandolarıyla yapmaktadır.

Fikri oluşumunda Cemalleddin Afgani’den Seyyid Kutub’a kadar pek çok Müslüman düşünür etkili olmuştur. HAMAS’la aynı hedefte olsa da Arap ülkeleriyle ilişkiler ve İslami metodolojisi bakımından ondan ayrılmaktadır. Arap rejimlerini ve İsrail’i madalyonun iki yüzü olarak görmektedir, devrimci bir yönetimi savunur. 1992’de askeri kanadı olan “Kudüs Tugayları” kurulmuştur. Merkezi Gazze olan İslami Cihad’ın Batı Şeria’da da güçlü bir varlığının olduğu bilinmektedir.

İslami Cihad lideri Fethi Şikaki, 1995 yılında Mossad’ın düzenlediği bir saldırıda hayatını kaybetmiştir. İkinci İntifada ile eylemlerini artırmış, HAMAS’tan sonra en çok eylem yapan örgüt olmuştur. HAMAS ve el-Fetih arasındaki çekişmede tarafsız kalarak ikisinin arasını düzeltmek için arabuluculuk yapmaya çalışmıştır. 2007’den beri HAMAS tarafından “kardeş örgüt” olarak görülmektedir.

İslami Cihad, İsrail ile müzakereleri reddeder ve Oslo anlaşmasına şiddetle karşı çıkar, bu anlaşmanın Filistinlilere büyük zarar verdiği görüşündedir. Günümüzde varlığı devam eden örgüt ABD, Avrupa Birliği, Bileşik Krallık, Japonya, Kanada ve Avusturalya’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC)

Arap Milliyetçi Hareketi’nin Filistin kolu olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi kısaca FHKC, 1967 yılında Kudüslü Ortodoks bir aileden gelen George Habbaş (El-Hekim) tarafından kurulan Marksist nitelikli bir örgüttür. İsrail’le barış görüşmelerine karşı olan FHKC, 1970’lerin başında yaptığı uçak kaçırma eylemiyle adını duyurmuştur. Eylül 1970’te İsrail’i destekleyen Batılı ülkeleri bir nevi cezalandırmak amacıyla Batı ülkelerine ait dört uçağı kaçırarak Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını sağlamıştır. Bu direniş Ürdün hükümetince bastırılarak Filistinliler Lübnan’a sürülmüştür.

1969’da örgüt önderlerinden olan Nayef Havatme’nin ayrılmasıyla zayıflamış, 1970’lerde Kara Eylül olaylarından sonra FKÖ’ye katılmıştır. FKÖ’nün Marksist kanadını oluşturan FHKC, örgüt içindeki “Red Cephesi” liderliğini üstlenmiştir.

Filistin işgal sorununun ancak silahlı mücadeleyle çözülebileceğini savunan FHKC, İsrail’e yönelik pek çok saldırı düzenlemiştir. FKÖ’nün İsrail’e karşı ılımlı tavrını sert bir şekilde eleştirmesi sebebiyle 1974 yılında Yürütme Kurulu’ndan çıkartılmıştır. Camp David Anlaşması’yla Filistin birliğinin tekrar sağlanabileceği düşünülerek 1981’de FHKC yeniden FKÖ’ye katılmıştır. Arafat liderliğindeki FKÖ’yle FHKC arasındaki gerilim 1982 Lübnan işgali sırasında iyice tırmanmış, yine FKÖ’nün İsrail’e karşı tutumunu eleştirerek onlardan ayrılmış, merkezini Suriye’ye taşımıştır.

FHKC; Suriye, Lübnan ve işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösterirken Suriye ve Lübnan’dan aldığı maddi destekle varlığını devam ettirmiştir. İkinci İntifada ile büyük eylemler gerçekleştirmiştir. FHKC lideri George Habbaş, rahatsızlığı sebebiyle liderliği Ebu Ali Mustafa’ya devretmiştir. Ebu Ali Mustafa, 2001’de İsrail tarafından evinin füze ile vurulması sonucu hayatını kaybetmiş yerine FHKC’nin içinde köktenci bir grupta olan Ahmed Saadet getirilmiştir. Ebu Ali Mustafa’nın öldürülmesiyle FHKC’nin silahlı kanadı “ Ebu Ali Mustafa Tugayları” adını almıştır. FHKC, bu suikaste karşılık İsrail’in Filistinlilere yeterince sert davranmadığını söyleyerek kabineden istifa eden İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’yi öldürmüştür. FHKC lideri Ahmed Saadet, bu olaydan sonra tutuklanmış ve hâlen İsrail hapishanesinde tutulmaktadır.

2005-2006 yerel seçimlerine katılan FHKC, 132 sandalyeli mecliste 3 milletvekili çıkarmıştır. Örgüt, Oslo Anlaşması’na ve İsrail’le normalleşmeye karşı çıkarken FKÖ ve HAMAS arasındaki gerilimde tarafsız kalmıştır.

Hayatını Filistin mücadelesine adayan George Habbaş, 2008’de Amman’da vefat etmiştir. HAMAS bu ölümü “büyük kayıp” olarak nitelendirirken Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas da 3 günlük ulusal yas ilan etmiştir.

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC)

Marksist nitelikli bir örgüt olan Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi 1969 yılında FHKC’ den ayrılan Ortodoks Hıristiyan asıllı sol görüşlü Nayef Havatme tarafından kurulmuştur. Temel fikri emperyalizm aleyhtarlığıdır. FHKC’nin daha solunda bir siyasi çizgiyi benimseyen örgüt çok sayıda silahlı saldırı gerçekleştirmiştir. 1969’da “Yahudilerin Denize Dökülmesi” sloganını sıklıkla kullanmış, İsrail radikal soluyla diyalog başlatmıştır. 1973’te el-Fetih ve Filistinli komünistlerle bir araya gelmiştir.

İki devletli çözümü benimseyen örgütün lideri Havatme, 1974’te İsrail gazetesi Yedioth Ahranot’a iki tarafın önde gelenlerinin diyalog başlatması gerektiği yönünde açıklama yapmıştır. Oslo Anlaşması’na karşı çıkmış, 1999 yılında Kudüs’ün statüsü, mültecilerin geri dönüşü ve bağımsız bir Filistin Devleti kurulması konularında taviz verilmemesi gerektiği yönünde Arafat’la Kahire’de uzlaşmaya varmıştır. Bu uzlaşmada FDKC’nin nihai statü görüşmelerinin FKÖ liderliğinde yapılması ve İsrail ile nihai bir anlaşmaya varmadan önce Filistin halkı arasında referandum yapılması yönündeki talepleri kabul edilmiştir.

İkinci İntifada ile zayıflayan örgüt, 2005-2006 seçimlerinde meclise 2 milletvekili çıkarabilmiştir, eski gücü olmasa da hâlen varlığını sürdürmektedir.

El-Saika (Halk Kurtuluş Savaşı Öncüleri)

1966 yılında Suriye Baas rejimi tarafından desteklenerek kurulan el-Saika, daha çok Suriyelilerden oluşmuş, Suriye bölgesel politikalarıyla uyumlu eylemler düzenlemiştir. 1971’de Hâfız Esad’ın başa geçmesiyle onun etkisi altına girerek 1976’lara kadar çatışma yaratıcı konumunu sürdürmüştür. Lübnan iç savaşı sırasında Suriye güçleriyle birlikte el- Fetih’e karşı savaşmış, bu tarihten sonra zayıflayarak FKÖ’nün şemsiyesi altına girmiştir. 1990’lı yılarda Madrid, Oslo ve Washington’da yapılan tüm barış görüşmelerine muhalefet etmiştir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaygın biçimde eylem gerçekleştirememektedir.

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi Genel Komutanlığı (PFLP-GC)

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi’nden ayrılan Ahmed Cibril tarafından 1968 yılında kurulan sol görüşlü bir örgüttür. Ahmed Cibril, George Habbaş’ın Suriye yanlısı tutumuna muhalefet ederek onun bölünmede rolünün olduğunu söylemiştir. İsrail ile uzlaşmayı reddetmiş ve Filistin Ulusal Otoritesi’nin görüşlerine de karşı çıkmıştır. Filistin’den çok Lübnan’daki mülteci kamplarında etkili olmuştur. PFLP-GC, Lübnan Hizbullah’ına destek verip Suriye’ye yakın bir tutum izlemiştir.


KAYNAKÇA

Abuamra, M. Hamas ile El Fetih’in İsrail ile Mücadeleye Bakış Açıları, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, 2013.

Talu, B. Filistin Sorunu ve El-Fetih’in Dönüşümü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, 2012.

Köse, Alperen. “Filistin Sorunu”, Yayınlanmış Dönem Tezi, Bandırma, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari          Bilimler Fakültesi, 2018.

Sarı, Buğra. “Filistin Direnişinde Aşil Tendonu: Hamas-Fetih Çatışması”. Yeni Fikir Dergisi10 /21 ( Aralık 2018), 26-35.

M. Lutfullah Karaman, “Filistin Kurtuluş Örgütü”, TDV İslam Ansiklopedisi ( İstanbul: TDV İslam Araştırmaları Merkezi, 1996, 13: 103-106.

M. Lutfullah Karaman, “ARAFAT, Yâsir”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV İslam Aratırmaları Merkezi, 2020, EK-1: 101-103.

Yaşar, Fatma Tunç ve Özcan, Sevin Alkan ve Kor, Zahide Tuba, Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine FİLİSTİN. İstanbul: İ.H.H. İNSANİ YARDIM VAKFI, 7. Basım, 2010.

Özalkan, Seda. “El-Fetih-Hamas Çatışması”, Academia.

Anadolu Ajansı (29.11.2016) “Direniş Hareketinden Filistin İktidar Partisine Fetih Hareketi” https://www.aa.com.tr/tr/dunya/direnis-hareketinden-filistin-iktidar-partisine-fetih-hareketi-/695445

 

Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesi üzerine vatanlarından koparılarak mülteci durumuna düşen Filistinliler, Arap-İsrail savaşlarıyla İsrail’e yenik düşen Arap ülkelerinden ümidi kesip Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü benimsemişlerdir. Vatanın meşru müdafaası düşüncesiyle farklı ideolojilere sahip pek çok örgüt ortaya çıkmıştır. Bu çalışma Filistin’de ortaya çıkan örgütlerin hangi gayelerle kurulup ne gibi faaliyetler yürüttüklerinin anlaşılması amacıyla yapılmıştır.

El-Fetih

Filistin direniş hareketinin ilk bağımsız teşkilatını oluşturan el- Fetih, 1958 yılında Yaser Arafat (Ebu Ammar) önderliğinde Kuveyt’te kurulmuştur. Tam adı Hareketü’t-tahr’îr el- Filistînî olan örgüt, adını isminin baş harfleri olan ve Arapça ölüm anlamına gelen “hatf” ın tersi zafer anlamına gelen “feth” den almıştır. Örgütün kurucuları arasında Yaser Arafat’ın yakın arkadaşlarından olan Halil el-Vezir (Ebu Cihad) ve Salah Halef (Ebu İyad) ile birlikte çoğu mühendis, öğretmen, memur olan bir grup yer almaktadır. Farklı ideolojilere sahip olan bu grubun tek amacı silahlı direnişle İsrail Devleti’ni ortadan kaldırıp tam bağımsız Filistin Devleti’ni kurmaktır.

Milliyetçi ve laik bir görüş benimseyen örgüt, 1967 yılında Arap-İsrail savaşlarında mağlup olan Arap devletlerinden ümidi kesmiş ve Filistin’i ancak Filistinlilerin kurtarabileceği görüşünü savunmuştur. 1968 yılında İsrail birliklerinin Ürdün’deki Karameh kampına yaptıkları saldırılarla adını duyurmuştur. Karameh’te 15.000 kişilik İsrail ordusuna karşı 300 Fetih militanı büyük bir direniş göstermiştir. İsrail, Fetih militanlarının geri adımını beklerken kendisi ağır zayiat vererek çatışmadan çekilmek zorunda kalmıştır. El-Fetih’in bu zaferi İsrail’in Araplar karşısında aldığı ilk yenilgi olarak yorumlanmış ve bu zafer örgüt için bir dönüm noktası olmuştur. Çatışmanın zaferle sonuçlanmasından sonra el- Fetih, Filistinliler tarafından umut kaynağı olarak görülmüştür. Öyle ki bundan sonraki süreci pek çok örgütün ve Filistin’i Arap davası olarak benimsemeyen Arapların el- Fetih militanı olmak için teşkilata başvurması izleyecektir. 1969 yılında Filistin halkının tek temsilcisi olan Yaser Arafat, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü ulusallaştırmak ve devrimci bir örgüt haline getirmek amacıyla FKÖ’ye katılmış ve kısa sürede örgütün Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. FKÖ altında bulunan gruplar içerisinde en büyük örgüt olan el-Fetih, onun şemsiyesi altına girdikten sonra İsrail’e karşı daha barışçıl ve uzlaşmacı bir yaklaşım içerisine girmiştir. Yaser Arafat 1974 yılında BM Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmada: “Bugün bir elimde zeytin dalı, bir elimde kurtuluş savaşı veren birinin silahı var. Zeytin dalını düşürmeyin.” diyerek yaklaşımını özetlemiştir.

1971 yılında el-Fetih’ten ayrılan “Kara Eylül” adlı grup, 1972’de Münih Olimpiyatları’nda 11 İsrailli sporcuyu öldürerek adını duyurmuştur. 1975’te başlayan Lübnan İç Savaşı’nın önemli aktörlerinden birisi olan el-Fetih, komünist ve Nasırcı cepheyle işbirliği halinde Lübnanlı milliyetçilere ve Falanjistlere karşı savaşmıştır. 1982’de İsrail’in Lübnan’a saldırmasıyla el- Fetih liderliği Lübnan’a taşımıştır.

Yaser Arafat, Filistin davasının uluslararası alanda tanınması bakımından etkili olmuş fakat uzlaşmacı yaklaşımı eleştirilmiş, buna rağmen 1987 yılında FKÖ konsey toplantısında Arafat’ın önderliği teyit edilmiştir. 1991 yılında Madrid Konferansı’yla başlayan ve Oslo Anlaşması’yla devam eden süreçte kendisinin tanınması karşılığında İsrail Devleti’ni tanıyan el-Fetih liderliğindeki FKÖ, çoğu Batı ülkesine göre terörist olarak kabul edilen HAMAS tarafından sert bir dille eleştirilmiştir. FKÖ, bu süreçte 1967 sınırlarında Filistin devleti kurulmasını yeterli görerek iki devletli çözümü benimsemiş ve bunun yanında silahlı mücadelenin bırakılarak Filistin sorununun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunmuştur, Batı Şeria ve Gazze’de bir Filistin devleti kurmaya razı olmuş ve tarihi Filistin topraklarının büyük bir kısmından vazgeçmiştir. HAMAS, el-Fetih’in hedeflerini kesin bir dille reddetmiş, İkinci İntifada ile el-Fetih eski gücünü kaybetmiş ve HAMAS ön plana çıkmaya başlamıştır.

2004 yılında Yaser Arafat’ın şüpheli bir şekilde ölmesinden sonra örgütün kurucularından olan Mahmud Abbas lider olarak seçilmiştir. 2005-2006 yılından önceki seçimlere FKÖ’nün verdiği tavizlere tepki göstermek amacıyla katılmayan HAMAS, Filistin mücadelesindeki hedeflerini siyasi ortamdan uzakta gerçekleştiremeyeceğini anlayarak 2005- 2006 yerel seçimlerine katılmıştır. Bu seçimlerde 132 sandalyeli Filistin Meclisi’nde 74 sandalye kazanarak hükümeti tek başına kurma çoğunluğu elde etmiştir. Ayrıca El- Fetih’in son zamanlarda politik ve örgütsel olarak zayıflaması, 2000’li yıllarda İslamcı hareketlerin Ortadoğu’da yükselişi, Mahmud Abbas’ın sorunların müzakere yoluyla çözülebileceğini düşünmesi seçimi kaybetmelerinin sebeplerinden olmuştur. HAMAS, seçimden sonra el- Fetih’e ortak hükümet kurmayı teklif ederken el-Fetih zaten Batılı devletlerce terör örgütü olarak kabul edilen HAMAS’ın zayıflamasını bekleyip tek başına güç olmayı amaçlamıştır. Böylece el-Fetih’ten Mahmud Abbas Cumhurbaşkanı seçilmiş ve meclis üyelerinin çoğunluğunu HAMAS üyelerinin oluşturduğu ikili bir yönetim ortaya çıkmıştır. Mahmud Abbas kendi yetkilerini genişletmiş, dış ilişkiler, elçilikler, güvenlikler gibi önemli görevleri kendi kontrolü altına almış ve bu durum HAMAS’ın hedeflerini yerine getirmesine engel olmuştur. El-Fetih’le HAMAS arasındaki bu gerilim nedeniyle, dış ülkelerin de etkisiyle iç çatışma çıkmış yüzlerce Filistinli yaralanıp onlarcası hayatını kaybetmiştir. Tekrarlanan birlik hükümeti kurma çabaları her seferinde sonuçsuz kalırken el- Fetih’le HAMAS arasındaki gerilim halen devam etmektedir. El- Fetih hâlen Filistin Ulusal Yönetimi’ndeki iktidar parti olarak varlığını sürdürmektedir.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)

1948 yılında İsrail’in Filistin’i işgaliyle mülteci durumuna düşüp vatanlarından kopartılan Filistinlilerin silahlı direniş grupları kurarak kendilerini ve vatanlarını meşru müdafaalarına kadar, İsrail’le mücadele Arap devletleri tarafından yürütülmüştür. 1964 yılında Mısır devlet başkanı Cemal Abdülnasır’ın girişimiyle Kahire’de ilk Arap zirvesi toplanmış, Filistin halkının haklarını koruyacak ve onları temsil edecek olan Filistin Kurtuluş Örgütü kurulması kararı alınmıştır.

Farklı ideolojilere sahip pek çok örgütü içinde barındıran örgütün içindeki en büyük grup el-Fetih’tir. Onun dışında Marksist çizgideki “Filistin Halk kurtuluş Cephesi”, Maoist ve Nasır karşıtı Nayif Havatme’nin “Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi” ile Suriye Baas Partisi destekli “El-Saika” örgütün şemsiyesi altında yer alan oluşumlardan birkaçıdır.

Örgüt 1967 yılına kadar hem politik hem mali açıdan tamamen Arap devletlerine bağımlı olmuş, bu sebeple siyasi bir güç haline gelemediği için ilk yıllarda Filistinlilerden destek alamamıştır. 1967’de Arap-İsrail savaşlarıyla etkinliğini artırmış, 1968 yılında Filistin Ulusal Konseyi’nin dördüncü toplantısında FKÖ yeniden örgütlenmiştir. 1969’da el-Fetih FKÖ’ye katılmış, Yaser Arafat FKÖ Yürütme Kurulu Başkanlığı’na getirilmiştir. Arafat, FKÖ’ye katılmasıyla silahlı mücadele ile Filistin’i kurtarmak ideolojisini takip etmiştir. 1970’lerde kurumsallaşmaya giden örgüt; Filistin Milli Meclisi, Yürütme Kurulu, Merkez Komitesi, Filistin Kurtuluş Ordusu, Filistin Silahlı Mücadele Komutanlığı, Filistin Milli Fonu gibi birimler oluşturmuştur.

Uluslararası alanda kabul görmeye başlayan örgüt 1974’te Arap Birliği’nin Rabat Zirvesi’nde Filistinlilerin tek meşru temsilcisi olarak tanınmıştır. Kahire ve Oslo 2 Anlaşması’yla İsrail, Gazze Şeridi’nin tamamına yakınını, Batı Şeria’nın bir kısmını Filistin Ulusal Otoritesi’ne bırakmıştır. Önceleri İsrail’in ortadan kaldırılması görüşünü benimseyen FKÖ zamanla bu görüşünden vazgeçmiş, İsrail’le anlaşarak Filistin sorununun çözülebileceğini savunmuştur. 1988 yılında Birinci İntifada’yla etkinliği azalmaya başlayıp 2000 yılında baş gösteren İkinci İntifada’yla yeniden güç toplamaya başlamıştır. Bu yıllarda yeniden silahlanmayla mücadeleyi savunan FKÖ, kendi içinden çıkan Aksa Şehitleri Tugayı’nı gizliden desteklemiştir. İsrail’le Filistin sorunun müzakere yoluyla çözülebileceğini savunması sebebiyle HAMAS ve İslami Cihad örgütü başta olmak üzere Filistinlilerce eleştirilmiştir. Arafat liderliğinde FKÖ 2005-2006 yerel seçimlerinde HAMAS karşısında seçimi kaybetmiştir. 2007 Ocak ayında HAMAS ile FKÖ arasında Gazze Şeridi’nde şiddetli çatışmalar yaşanmış, FKÖ Batı Şeria’da nisbî otoriteye sahip olurken HAMAS Gazze Şeridi’nde otorite sahibi olmuştur. Mahmud Abbas’ın 2011 yılında örgüt içinden tasfiye ettiği Muhammed Dahlan mevcut yönetim tarafından önemli risk olarak algılanmıştır. FKÖ yetkilileri yaptıkları açıklamalarda ABD’deki George Bush yönetiminin ve Avrupa Birliği’nin Dahlan’ı başkan yardımcılığına getirmesi için Mahmud Abbas’a baskı yaptığını dile getirmişlerdir. Dahlan, HAMAS lideri İsmail Heniyye’ye suikast girişiminde bulunduğu gibi FKÖ liderleri de bu suikast girişimine maruz kalmıştır.

Mahmud Abbas, görevi sona ermesine rağmen 87 yaşında olup halen Filistin Devlet Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Son yıllarda HAMAS’a birlik olma çağrısında bulunduğu olmuştur. Sebebi özellikle Trump yönetiminde gündeme gelen yüzyılın anlaşması süreciyle beraber Kudüs’ün mevcut statüsünün tehlike altında olması ve İsrail aşırı sağının etkinliğinin bölgede artmış olması diyebiliriz.

Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)

Türkçe açılımı İslami Direniş Hareketi olan Haraket-ül Mukavemetil-İslamiye (HAMAS), 1987 yılında Şeyh Ahmed Yasin tarafından Mısır’da Müslüman Kardeşler’in bir kolu olarak kurulmuştur. HAMAS’a göre Filistin davası İslami direnişle yürütülmelidir. Laik düşünce sistemi İsrail’in işgal sorununu çözemez. HAMAS, Osmanlı hilafetinin sona ermesiyle Filistin’de türlü sorunların baş gösterdiğini ve bu sorunların ancak silah ve cihad yoluyla çözülebileceği söyler. HAMAS, işgalin yalnızca Filistinlilerin sorunu olmadığı tüm İslam ümmetinin sorunu olduğu ve İsrail’le savaşmanın her Müslümana farzdır görüşündedir.

Birinci İntifada ile ün kazanmış olan HAMAS, 1991 yılında FKÖ’nün İsrail ve Arap ülkelerine karşı tutumunu eleştirmiş, Filistin’in bir kısmından vazgeçmekle tamamından vazgeçmenin aynı olduğu görüşünü benimsemiştir. Filistin’e sahip çıkmak amacıyla Ortadoğu kökenli örgütlerle işbirliği yapmış, 1992 yılında silahlı kanadı olan İzzettin Kassam Tugayları’nı kurarak İsrail’e karşı eylemlerini artırmıştır. Gün geçtikçe Filistinlilerin de desteğini alarak büyüyen örgüt İsrail tarafından büyük bir tehdit olarak algılanmaya başlamıştır. 1989 yılında HAMAS’lı yöneticiler ve Şeyh Ahmed Yasin tutuklanmıştır. Yaklaşık 8 ay tutuklu kalan Şeyh Yasin, bir İsrail ajanıyla esir mübadelesi yoluyla serbest bırakılmıştır. Sürgünden Gazze’ye dönerek İkinci İntifada ile direnişe devam etmiştir. İsrail tarafından gerçekleştirilen suikast girişimlerinden kurtulan Şeyh Yasin, 2004 yılında bir gün tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı camiden çıkarken Gazze’ye yönelik hava saldırılarında helikopterden açılan füze saldırısıyla hayatını kaybetmiştir.

1996 yılındaki seçimi Oslo Anlaşması’nın bir ürünü olduğu gerekçesiyle boykot eden HAMAS, 2006 yerel seçimine katılmış demokratik bir şekilde seçimi kazanarak mecliste çoğunluğu elde etmiştir. Seçimi kazanması İsrail ve dış ülkeler tarafından iyi karşılanmayarak HAMAS’a büyük ambargo uygulanmış, pek çok milletvekili hapse atılmıştır. Uluslararası tepkiyle karşılaştığı gibi FKÖ lideri Mahmud Abbas tarafından da çeşitli engellemelere maruz kalmıştır. 2007 yılında yaşanan çatışmaları durdurmak için Gazze yönetimine el koymuş, diğer yandan Filistin iç barışını yeniden tesis etmek için çalışmalarına devam etmiştir.

HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, 2021 yılında Türk haber ajansıyla yaptığı bir röportajda tüm Filistinlileri kapsayan ulusal birlik hükümeti kurulması gerektiğini söylemiş, işgalcilere karşı mücadelenin tek safta yürütülmesi gerektiğini belirtmiştir. Heniyye, İsrail- Filistin sorununa çözüm bulmak iddiasıyla hazırlanan “Yüzyılın Anlaşması” adlı planın Filistin davası için bir tehdit olduğunu vurgulamış, İsrail’le normalleşmeye karşı olduğunu bildirmiştir. HAMAS, günümüzde ABD, Avrupa Birliği, Kanada, Avusturalya ve Yeni Zelanda’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

İslami Cihad

İslami Cihad, İran İslam devriminden hemen sonra Fethi Şikaki ve Abdulaziz Avde tarafından İslami direniş hareketi olarak kurulmuştur. Örgüt adını 1982 yılında Fransız Sefaleti’ne yaptığı saldırıyla duyurmuştur. Filistin direniş örgütleri içerisinde FKÖ ve HAMAS’tan sonra en güçlü üçüncü örgüttür, fikir ve eylemleriyle onlardan ayrılır. Eylemlerini daha çok patlayıcı madde yüklü araç ve intihar komandolarıyla yapmaktadır.

Fikri oluşumunda Cemalleddin Afgani’den Seyyid Kutub’a kadar pek çok Müslüman düşünür etkili olmuştur. HAMAS’la aynı hedefte olsa da Arap ülkeleriyle ilişkiler ve İslami metodolojisi bakımından ondan ayrılmaktadır. Arap rejimlerini ve İsrail’i madalyonun iki yüzü olarak görmektedir, devrimci bir yönetimi savunur. 1992’de askeri kanadı olan “Kudüs Tugayları” kurulmuştur. Merkezi Gazze olan İslami Cihad’ın Batı Şeria’da da güçlü bir varlığının olduğu bilinmektedir.

İslami Cihad lideri Fethi Şikaki, 1995 yılında Mossad’ın düzenlediği bir saldırıda hayatını kaybetmiştir. İkinci İntifada ile eylemlerini artırmış, HAMAS’tan sonra en çok eylem yapan örgüt olmuştur. HAMAS ve el-Fetih arasındaki çekişmede tarafsız kalarak ikisinin arasını düzeltmek için arabuluculuk yapmaya çalışmıştır. 2007’den beri HAMAS tarafından “kardeş örgüt” olarak görülmektedir.

İslami Cihad, İsrail ile müzakereleri reddeder ve Oslo anlaşmasına şiddetle karşı çıkar, bu anlaşmanın Filistinlilere büyük zarar verdiği görüşündedir. Günümüzde varlığı devam eden örgüt ABD, Avrupa Birliği, Bileşik Krallık, Japonya, Kanada ve Avusturalya’nın “terör örgütleri” listesinde yer almaktadır.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC)

Arap Milliyetçi Hareketi’nin Filistin kolu olan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi kısaca FHKC, 1967 yılında Kudüslü Ortodoks bir aileden gelen George Habbaş (El-Hekim) tarafından kurulan Marksist nitelikli bir örgüttür. İsrail’le barış görüşmelerine karşı olan FHKC, 1970’lerin başında yaptığı uçak kaçırma eylemiyle adını duyurmuştur. Eylül 1970’te İsrail’i destekleyen Batılı ülkeleri bir nevi cezalandırmak amacıyla Batı ülkelerine ait dört uçağı kaçırarak Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını sağlamıştır. Bu direniş Ürdün hükümetince bastırılarak Filistinliler Lübnan’a sürülmüştür.

1969’da örgüt önderlerinden olan Nayef Havatme’nin ayrılmasıyla zayıflamış, 1970’lerde Kara Eylül olaylarından sonra FKÖ’ye katılmıştır. FKÖ’nün Marksist kanadını oluşturan FHKC, örgüt içindeki “Red Cephesi” liderliğini üstlenmiştir.

Filistin işgal sorununun ancak silahlı mücadeleyle çözülebileceğini savunan FHKC, İsrail’e yönelik pek çok saldırı düzenlemiştir. FKÖ’nün İsrail’e karşı ılımlı tavrını sert bir şekilde eleştirmesi sebebiyle 1974 yılında Yürütme Kurulu’ndan çıkartılmıştır. Camp David Anlaşması’yla Filistin birliğinin tekrar sağlanabileceği düşünülerek 1981’de FHKC yeniden FKÖ’ye katılmıştır. Arafat liderliğindeki FKÖ’yle FHKC arasındaki gerilim 1982 Lübnan işgali sırasında iyice tırmanmış, yine FKÖ’nün İsrail’e karşı tutumunu eleştirerek onlardan ayrılmış, merkezini Suriye’ye taşımıştır.

FHKC; Suriye, Lübnan ve işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösterirken Suriye ve Lübnan’dan aldığı maddi destekle varlığını devam ettirmiştir. İkinci İntifada ile büyük eylemler gerçekleştirmiştir. FHKC lideri George Habbaş, rahatsızlığı sebebiyle liderliği Ebu Ali Mustafa’ya devretmiştir. Ebu Ali Mustafa, 2001’de İsrail tarafından evinin füze ile vurulması sonucu hayatını kaybetmiş yerine FHKC’nin içinde köktenci bir grupta olan Ahmed Saadet getirilmiştir. Ebu Ali Mustafa’nın öldürülmesiyle FHKC’nin silahlı kanadı “ Ebu Ali Mustafa Tugayları” adını almıştır. FHKC, bu suikaste karşılık İsrail’in Filistinlilere yeterince sert davranmadığını söyleyerek kabineden istifa eden İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’yi öldürmüştür. FHKC lideri Ahmed Saadet, bu olaydan sonra tutuklanmış ve hâlen İsrail hapishanesinde tutulmaktadır.

2005-2006 yerel seçimlerine katılan FHKC, 132 sandalyeli mecliste 3 milletvekili çıkarmıştır. Örgüt, Oslo Anlaşması’na ve İsrail’le normalleşmeye karşı çıkarken FKÖ ve HAMAS arasındaki gerilimde tarafsız kalmıştır.

Hayatını Filistin mücadelesine adayan George Habbaş, 2008’de Amman’da vefat etmiştir. HAMAS bu ölümü “büyük kayıp” olarak nitelendirirken Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas da 3 günlük ulusal yas ilan etmiştir.

Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC)

Marksist nitelikli bir örgüt olan Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi 1969 yılında FHKC’ den ayrılan Ortodoks Hıristiyan asıllı sol görüşlü Nayef Havatme tarafından kurulmuştur. Temel fikri emperyalizm aleyhtarlığıdır. FHKC’nin daha solunda bir siyasi çizgiyi benimseyen örgüt çok sayıda silahlı saldırı gerçekleştirmiştir. 1969’da “Yahudilerin Denize Dökülmesi” sloganını sıklıkla kullanmış, İsrail radikal soluyla diyalog başlatmıştır. 1973’te el-Fetih ve Filistinli komünistlerle bir araya gelmiştir.

İki devletli çözümü benimseyen örgütün lideri Havatme, 1974’te İsrail gazetesi Yedioth Ahranot’a iki tarafın önde gelenlerinin diyalog başlatması gerektiği yönünde açıklama yapmıştır. Oslo Anlaşması’na karşı çıkmış, 1999 yılında Kudüs’ün statüsü, mültecilerin geri dönüşü ve bağımsız bir Filistin Devleti kurulması konularında taviz verilmemesi gerektiği yönünde Arafat’la Kahire’de uzlaşmaya varmıştır. Bu uzlaşmada FDKC’nin nihai statü görüşmelerinin FKÖ liderliğinde yapılması ve İsrail ile nihai bir anlaşmaya varmadan önce Filistin halkı arasında referandum yapılması yönündeki talepleri kabul edilmiştir.

İkinci İntifada ile zayıflayan örgüt, 2005-2006 seçimlerinde meclise 2 milletvekili çıkarabilmiştir, eski gücü olmasa da hâlen varlığını sürdürmektedir.

El-Saika (Halk Kurtuluş Savaşı Öncüleri)

1966 yılında Suriye Baas rejimi tarafından desteklenerek kurulan el-Saika, daha çok Suriyelilerden oluşmuş, Suriye bölgesel politikalarıyla uyumlu eylemler düzenlemiştir. 1971’de Hâfız Esad’ın başa geçmesiyle onun etkisi altına girerek 1976’lara kadar çatışma yaratıcı konumunu sürdürmüştür. Lübnan iç savaşı sırasında Suriye güçleriyle birlikte el- Fetih’e karşı savaşmış, bu tarihten sonra zayıflayarak FKÖ’nün şemsiyesi altına girmiştir. 1990’lı yılarda Madrid, Oslo ve Washington’da yapılan tüm barış görüşmelerine muhalefet etmiştir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de yaygın biçimde eylem gerçekleştirememektedir.

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi Genel Komutanlığı (PFLP-GC)

Filistin Özgürlüğü İçin Halk Cephesi’nden ayrılan Ahmed Cibril tarafından 1968 yılında kurulan sol görüşlü bir örgüttür. Ahmed Cibril, George Habbaş’ın Suriye yanlısı tutumuna muhalefet ederek onun bölünmede rolünün olduğunu söylemiştir. İsrail ile uzlaşmayı reddetmiş ve Filistin Ulusal Otoritesi’nin görüşlerine de karşı çıkmıştır. Filistin’den çok Lübnan’daki mülteci kamplarında etkili olmuştur. PFLP-GC, Lübnan Hizbullah’ına destek verip Suriye’ye yakın bir tutum izlemiştir.


KAYNAKÇA

Abuamra, M. Hamas ile El Fetih’in İsrail ile Mücadeleye Bakış Açıları, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, 2013.

Talu, B. Filistin Sorunu ve El-Fetih’in Dönüşümü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü, 2012.

Köse, Alperen. “Filistin Sorunu”, Yayınlanmış Dönem Tezi, Bandırma, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari          Bilimler Fakültesi, 2018.

Sarı, Buğra. “Filistin Direnişinde Aşil Tendonu: Hamas-Fetih Çatışması”. Yeni Fikir Dergisi10 /21 ( Aralık 2018), 26-35.

M. Lutfullah Karaman, “Filistin Kurtuluş Örgütü”, TDV İslam Ansiklopedisi ( İstanbul: TDV İslam Araştırmaları Merkezi, 1996, 13: 103-106.

M. Lutfullah Karaman, “ARAFAT, Yâsir”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDV İslam Aratırmaları Merkezi, 2020, EK-1: 101-103.

Yaşar, Fatma Tunç ve Özcan, Sevin Alkan ve Kor, Zahide Tuba, Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine FİLİSTİN. İstanbul: İ.H.H. İNSANİ YARDIM VAKFI, 7. Basım, 2010.

Özalkan, Seda. “El-Fetih-Hamas Çatışması”, Academia.

Anadolu Ajansı (29.11.2016) “Direniş Hareketinden Filistin İktidar Partisine Fetih Hareketi” https://www.aa.com.tr/tr/dunya/direnis-hareketinden-filistin-iktidar-partisine-fetih-hareketi-/695445

 

Bu Sayfada:

Title

Title

Title

İlginizi çekebilir

İlginizi çekebilir

İlginizi çekebilir

• Kudüs Çalışma Grubu • Kudüs Çalışma Grubu