Netanyahu Hükümeti Galip Çıktığı Seçimden Protestolara Doğru Nasıl Savruldu?
Kasım 2022’deki seçimler sonucu İsrail’de hükümet değişikliği gerçekleşti. Seçimden Binyamin Netanyahu (בִּנְיָמִיןנְתַנְיָהוּ)’nun başkanı olduğu muhafazakar-siyonist Likud Partisinin (הַלִּכּוּד) birinci, Yair Lapid (יַאִיר לָפִּיד)’in başkanı oluduğu liberal-siyonist Yesh Atid (יש עתיד)’in ise ikinci çıkmasıyla Lapid’in başbakanlık koltuğuna Netanyahu oturdu. İsrail parlamentosu Knesset (הכנסת)’te ise sağ ve aşırı sağ blok sandalyelerin çoğunluğunu alarak güçlendi ve kurulan yeni hükümet, “İsrail tarihinin en sağcı hükümeti” olarak değerlendirildi.[1] Yeni hükümetle kurulan 25. Knesset’te Likud partisine mensup ve yargıyı hükümete darbe yapmakla suçlayan Yariv Levin (יריב גדעון לוין)’in İsrail Adalet Bakanı koltuğunda göreve başlamasının[2] hemen ardından hükümet, 5 Ocak 2023’te yüksek yargı organlarının yürütme üzerindeki denetleme yetkisini neredeyse tamamen ortadan kaldıran bir yargı reformu duyurdu. Duyurulan yargı reformunun Netanyahu’nun sanığı olduğu ve 2019’dan beri devam eden ve yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, rüşvet gibi suçlarla ilgili olan davanın seyrini değiştirmek için planlandığı düşünülüyor.[3] Hukuki güvenliği altüst edecek bu yargı reformu duyurusunun ardından ülke genelinde hükümet karşıtı protestolar başladı.[4]
Muhaliflerin “darbe” olarak nitelendirdiği[5] bu yargı reformu sebebiyle gerçekleşen hükümet karşıtı protestolar ordu mensubu pilotların uçuşlara katılmayacağını duyurması[6], diğer ordu mensuplarının hükümetin reformda ısrarcı olması halinde görev yapmayacaklarını açıklaması[7], istihbaratçıların protestolara destek vermesi[8]; üniversitelerin, belediyelerin, sendikaların ve dış temsilciliklerin greve başlaması[9] ve protestoların 12. haftasında düzenlemeye karşı çıkan Savunma Bakanı’nın görevden alınmasıyla[10] gittikçe şiddetlendi. 11. İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog (יצחק הרצוג) kitlesel protestoların şiddetlenmesini “tarihi bir kriz” olarak değerlendirirken iki tarafın da taleplerini karşılayacak hamleler yapılması gerektiğini sık sık vurguladı. Herzog’un komuoyu önündeki bu kaygılı arabulucu tavrı, yalnızca protestocularla polislerin değil; yürütmenin de kendi içinde karşı karşıya geldiğinin sinyalini verdi. Beyaz Saray, “mevcut durumdan oldukça endişe duyduklarını ve yargı reformunun gerçekleştirilmemesi gerektiğini” açıkladı.[11] Eski İsrail Savunma Bakanının, ABD’nin protestoların yatıştırılması ve yargı reformunun geri çekilmesi için hükümete “uyarı mesajı” gönderdiği yönündeki iddiası sonrasında Biden, İsrail’in iç meselelerine müdahale ettikleri yönündeki bu iddiaları reddetti.[12] Fakat Mayıs ayı başında İsrail medyasında Adalet Bakanı Levin’in basına kapalı bir toplantıda protestolardan ABD’yi sorumlu tutan konuşmasının görüntüleri yer aldı.[13] Bu gelişme, yargı düzenlemelerinin ABD ile İsrail hükümetini karşı karşıya getirdiğini gözler önüne serdi. Bir yandan yeni hükümetin ABD desteğini kaybetmekle aba altından uyarılmasıyla, diğer yandan yerel kamuoyunda İsrail devletinin dağılması korkusunun baş göstermesiyle koltuğu sallanan Netanyahu, aşırı sağcı bazı bakanlık üyelerini reformu geri çekmeye ikna sürecine girdi. Protestoların 12. haftasında Netanyahu, özellikle Adalet Bakanı Lavin ve Arap karşıtı, aşırı sağcı Otzma Yehudit Partisi (עָצְמָה יְהוּדִית) lideri ve Milli Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (אִיתָמָר בֶּן גְּבִיר)’e rağmen düzenlemeyi “askıya aldığını” duyurabildi.[14] Hükümetin protestoların şiddetini azaltmak ve kontrol edilmesini kolaylaştırmak için yaptığı bu duyuru, protestoların devam etmesini engellemese de hükümetin bir süre için önemli ölçüde nefes almasını sağladı. Ayrıca hükümetin bu askıya alma kararını, Başbakanın görevden alınmasını yalnızca fiziksel ve zihinsel yetersizlik sebebiyle münhasıran parlamentoya ve hükümete devreden yasa tasarısının[15] kesinleşmesinden sonra duyurması dikkat çekicidir. 10 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Herzog’un arabuluculuğunda muhaliflerle hükümet arasında bir görüşme gerçekleşmiş olsa da, hükümet kanadından yargı reformunun kısa süreli moladan sonra devam edeceğinin sinyali verilmekte. En başından beri ara verme duyurusunu samimi bulmayan muhalefet ise reform karşıtı protestolarına devam ediyor.
Planlanan Yasa Tasarısı Netanyahu Hükümetini Hukuktan Nasıl “Koruyacak”?
1980 yılına kadar bölgede hukuk, İngiltere’nin etkisiyle anglo-sakson hukuk sistemine (ortak hukuk sistemi, common law) uygun olarak içtihadi olarak gelişiyordu. 1980’de Knesset tarafından İngiliz hukuk sistemi feshedilerek yine normatif değil içtihadi ilerleyen, anayasası olmayan fakat “İsrail Temel Yasası”na dayanan bir hukuk sistemi geliştirildi.[16] Temel Yasa, birden çok hukuk metninden oluşan ve yenileri eklendikçe kapsamı genişleyen bir normatif düzenleme olmakla birlikte, tam anlamıyla anayasal bir üst norm olduğundan bahsetmek zor. Temyiz mercii olan İsrail Yüksek Mahkemesi (בית המשפט העליון) ise teknik olarak İsrail’deki en üst yargı merciidir. Yargıtay olarak görev yapan bu mahkeme alt derece mahkemelerinin kararlarını denetlemekle ve Yüce Divan benzeri bir sıfatla devlet yetkilileri ile kamu kurumları aleyhine açılan davalara bakmakla görevlidir.[17] Netanyahu Hükümetinin planladığı yasa tasarısı ise, Yüksek Mahkemenin devlet görevlilerinin davalı sıfatıyla yer alacağı yargılamalarını kendileri lehine etkisizleştirecek mekanizmalar öngörüyor.
Tasarıyla:
Yüksek Mahkemenin parlamento düzenlemelerini Temel Yasa’ya aykırılık sebebiyle bozma yetkisini sınırlandırmayı amaçlanmaktadır.[18]
Bu yolla parlamentodan hukuka aykırı olsun ya da olmasın her türlü düzenleme, yargı denetimine tabi olmadan geçip kesinleşebilecek.
Yüksek Mahkemenin hükümetin atamalarını denetimine tabi tutamaması amaçlanmaktadır.[19],[20]
Bu hükümetin her türlü atamayı, atanan ilgili kıdemde görev yapmak için gerekli şartları sağlamaya haiz olsun ya da olmasın, herhangi bir denetime tabi olmadan yapabileceği sonucunu doğuracaktır. Üstelik Yüksek Mahkemenin bakan olamayacağına karar verdiği bir kişi için ilgili karar, bakan olmaya engel teşkil etmeyecektir. Ayrıca mahkumiyet dahil her türlü hüküm için seçilmiş ve atanmışların mutlak dokunulmazlığı olacak.
İsrail Yüksek Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi ve üyelerinin çoğunluğunun parlamento tarafından seçilmesi amaçlanmaktadır.[21]
Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı organı bizzat siyasi bir organ olan parlamentoca yapılandırılacak. Bu yolla ülkenin en yüksek yargı merciinden hükümetin siyasi kaygılarını gidermeye yönelik, hukukilikten uzak, salt politik saiklerle “talep üzerine” kararlar çıkarılabilecek. Ayrıca yürütme organları hakkında Yüce Divan olarak yargılama yapan mahkemenin bizzat yürütme tarafından yapılandırılmasıyla, sanık ile mahkeme heyeti arasındaki taraf farkı ortadan tamamen kalkacak. Netanyahu Hükümetinin karşı karşıya olduğu ve eğer karar aleyhine olursa kendisini “görevdeyken mahkum edilen ilk İsrail Başbakanı” yapacak olan yolsuzluk davası da göz önünde bulundurulduğunda, planlanan tasarıların neye hizmet ettiğinin anlaşılması zor olmayacaktır.
Üçünü okumadan geçerek kabul edilen yasaya[22] göre ise Başbakan yalnızca fiziksel veya zihinsel yetersizliği sebebiyle hükümet ya da parlamento kararı ile görevden alınabilecek.
Hükümetin iyiniyetli görünmeyen ara verme kararından sonra Netanyahu ve kabinesinin hukuk karşısında hayal ettiği mutlak dokunulmazlığı kazanıp kazanamayacağı ve protestocuların tam bir “polis devleti” olan İsrail’de hukuk sistemini tamamen yürütmenin kıskacına alıp salt siyasi araç haline getirecek bu düzenlemeleri engellemekte başarılı olup olamayacağı tüm kamuoyu için merak konusu.
Kaynakça
[1] Parlamentodaki güncel milletvekili dağılımıyla ilgili ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: https://main.knesset.gov.il/EN/mk/apps/faction/faction-lobby?KnessetID=25&FactionID=1096
[2] https://main.knesset.gov.il/en/MK/APPS/mk/mk-personal-details/826
[4] https://www.aa.com.tr/en/middle-east/netanyahu-s-right-wing-government-protested-in-tel-aviv/2782222
[5] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israilde-hukumetin-yargi-duzenlemesi-reform-mu-darbe-mi/2829130
[13] İlgili video için bakınız https://news.walla.co.il/item/3575819
[15] Tasarı hakkında detaylı bilgi için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
[16] Hasanov, T. E. T. Ç. E. , El Tal, T. & Hasanov, E. (2014). İSRAİL MAHKEMELERİNDE İBRANİ HUKUKU . Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 38 (38) , 193-202 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/neuifd/issue/19682/210239
[17] https://main.knesset.gov.il/about/lexicon/pages/upper_crt.aspx
[19] Tasarıyla ilgili tutanaklar ve tasarının parlamento görüşmelerindeki aşaması için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2200701
[20] https://main.knesset.gov.il/en/news/pressreleases/pages/press21323r.aspx
[22] Kanun metni için: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
Netanyahu Hükümeti Galip Çıktığı Seçimden Protestolara Doğru Nasıl Savruldu?
Kasım 2022’deki seçimler sonucu İsrail’de hükümet değişikliği gerçekleşti. Seçimden Binyamin Netanyahu (בִּנְיָמִיןנְתַנְיָהוּ)’nun başkanı olduğu muhafazakar-siyonist Likud Partisinin (הַלִּכּוּד) birinci, Yair Lapid (יַאִיר לָפִּיד)’in başkanı oluduğu liberal-siyonist Yesh Atid (יש עתיד)’in ise ikinci çıkmasıyla Lapid’in başbakanlık koltuğuna Netanyahu oturdu. İsrail parlamentosu Knesset (הכנסת)’te ise sağ ve aşırı sağ blok sandalyelerin çoğunluğunu alarak güçlendi ve kurulan yeni hükümet, “İsrail tarihinin en sağcı hükümeti” olarak değerlendirildi.[1] Yeni hükümetle kurulan 25. Knesset’te Likud partisine mensup ve yargıyı hükümete darbe yapmakla suçlayan Yariv Levin (יריב גדעון לוין)’in İsrail Adalet Bakanı koltuğunda göreve başlamasının[2] hemen ardından hükümet, 5 Ocak 2023’te yüksek yargı organlarının yürütme üzerindeki denetleme yetkisini neredeyse tamamen ortadan kaldıran bir yargı reformu duyurdu. Duyurulan yargı reformunun Netanyahu’nun sanığı olduğu ve 2019’dan beri devam eden ve yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, rüşvet gibi suçlarla ilgili olan davanın seyrini değiştirmek için planlandığı düşünülüyor.[3] Hukuki güvenliği altüst edecek bu yargı reformu duyurusunun ardından ülke genelinde hükümet karşıtı protestolar başladı.[4]
Muhaliflerin “darbe” olarak nitelendirdiği[5] bu yargı reformu sebebiyle gerçekleşen hükümet karşıtı protestolar ordu mensubu pilotların uçuşlara katılmayacağını duyurması[6], diğer ordu mensuplarının hükümetin reformda ısrarcı olması halinde görev yapmayacaklarını açıklaması[7], istihbaratçıların protestolara destek vermesi[8]; üniversitelerin, belediyelerin, sendikaların ve dış temsilciliklerin greve başlaması[9] ve protestoların 12. haftasında düzenlemeye karşı çıkan Savunma Bakanı’nın görevden alınmasıyla[10] gittikçe şiddetlendi. 11. İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog (יצחק הרצוג) kitlesel protestoların şiddetlenmesini “tarihi bir kriz” olarak değerlendirirken iki tarafın da taleplerini karşılayacak hamleler yapılması gerektiğini sık sık vurguladı. Herzog’un komuoyu önündeki bu kaygılı arabulucu tavrı, yalnızca protestocularla polislerin değil; yürütmenin de kendi içinde karşı karşıya geldiğinin sinyalini verdi. Beyaz Saray, “mevcut durumdan oldukça endişe duyduklarını ve yargı reformunun gerçekleştirilmemesi gerektiğini” açıkladı.[11] Eski İsrail Savunma Bakanının, ABD’nin protestoların yatıştırılması ve yargı reformunun geri çekilmesi için hükümete “uyarı mesajı” gönderdiği yönündeki iddiası sonrasında Biden, İsrail’in iç meselelerine müdahale ettikleri yönündeki bu iddiaları reddetti.[12] Fakat Mayıs ayı başında İsrail medyasında Adalet Bakanı Levin’in basına kapalı bir toplantıda protestolardan ABD’yi sorumlu tutan konuşmasının görüntüleri yer aldı.[13] Bu gelişme, yargı düzenlemelerinin ABD ile İsrail hükümetini karşı karşıya getirdiğini gözler önüne serdi. Bir yandan yeni hükümetin ABD desteğini kaybetmekle aba altından uyarılmasıyla, diğer yandan yerel kamuoyunda İsrail devletinin dağılması korkusunun baş göstermesiyle koltuğu sallanan Netanyahu, aşırı sağcı bazı bakanlık üyelerini reformu geri çekmeye ikna sürecine girdi. Protestoların 12. haftasında Netanyahu, özellikle Adalet Bakanı Lavin ve Arap karşıtı, aşırı sağcı Otzma Yehudit Partisi (עָצְמָה יְהוּדִית) lideri ve Milli Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (אִיתָמָר בֶּן גְּבִיר)’e rağmen düzenlemeyi “askıya aldığını” duyurabildi.[14] Hükümetin protestoların şiddetini azaltmak ve kontrol edilmesini kolaylaştırmak için yaptığı bu duyuru, protestoların devam etmesini engellemese de hükümetin bir süre için önemli ölçüde nefes almasını sağladı. Ayrıca hükümetin bu askıya alma kararını, Başbakanın görevden alınmasını yalnızca fiziksel ve zihinsel yetersizlik sebebiyle münhasıran parlamentoya ve hükümete devreden yasa tasarısının[15] kesinleşmesinden sonra duyurması dikkat çekicidir. 10 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Herzog’un arabuluculuğunda muhaliflerle hükümet arasında bir görüşme gerçekleşmiş olsa da, hükümet kanadından yargı reformunun kısa süreli moladan sonra devam edeceğinin sinyali verilmekte. En başından beri ara verme duyurusunu samimi bulmayan muhalefet ise reform karşıtı protestolarına devam ediyor.
Planlanan Yasa Tasarısı Netanyahu Hükümetini Hukuktan Nasıl “Koruyacak”?
1980 yılına kadar bölgede hukuk, İngiltere’nin etkisiyle anglo-sakson hukuk sistemine (ortak hukuk sistemi, common law) uygun olarak içtihadi olarak gelişiyordu. 1980’de Knesset tarafından İngiliz hukuk sistemi feshedilerek yine normatif değil içtihadi ilerleyen, anayasası olmayan fakat “İsrail Temel Yasası”na dayanan bir hukuk sistemi geliştirildi.[16] Temel Yasa, birden çok hukuk metninden oluşan ve yenileri eklendikçe kapsamı genişleyen bir normatif düzenleme olmakla birlikte, tam anlamıyla anayasal bir üst norm olduğundan bahsetmek zor. Temyiz mercii olan İsrail Yüksek Mahkemesi (בית המשפט העליון) ise teknik olarak İsrail’deki en üst yargı merciidir. Yargıtay olarak görev yapan bu mahkeme alt derece mahkemelerinin kararlarını denetlemekle ve Yüce Divan benzeri bir sıfatla devlet yetkilileri ile kamu kurumları aleyhine açılan davalara bakmakla görevlidir.[17] Netanyahu Hükümetinin planladığı yasa tasarısı ise, Yüksek Mahkemenin devlet görevlilerinin davalı sıfatıyla yer alacağı yargılamalarını kendileri lehine etkisizleştirecek mekanizmalar öngörüyor.
Tasarıyla:
Yüksek Mahkemenin parlamento düzenlemelerini Temel Yasa’ya aykırılık sebebiyle bozma yetkisini sınırlandırmayı amaçlanmaktadır.[18]
Bu yolla parlamentodan hukuka aykırı olsun ya da olmasın her türlü düzenleme, yargı denetimine tabi olmadan geçip kesinleşebilecek.
Yüksek Mahkemenin hükümetin atamalarını denetimine tabi tutamaması amaçlanmaktadır.[19],[20]
Bu hükümetin her türlü atamayı, atanan ilgili kıdemde görev yapmak için gerekli şartları sağlamaya haiz olsun ya da olmasın, herhangi bir denetime tabi olmadan yapabileceği sonucunu doğuracaktır. Üstelik Yüksek Mahkemenin bakan olamayacağına karar verdiği bir kişi için ilgili karar, bakan olmaya engel teşkil etmeyecektir. Ayrıca mahkumiyet dahil her türlü hüküm için seçilmiş ve atanmışların mutlak dokunulmazlığı olacak.
İsrail Yüksek Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi ve üyelerinin çoğunluğunun parlamento tarafından seçilmesi amaçlanmaktadır.[21]
Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı organı bizzat siyasi bir organ olan parlamentoca yapılandırılacak. Bu yolla ülkenin en yüksek yargı merciinden hükümetin siyasi kaygılarını gidermeye yönelik, hukukilikten uzak, salt politik saiklerle “talep üzerine” kararlar çıkarılabilecek. Ayrıca yürütme organları hakkında Yüce Divan olarak yargılama yapan mahkemenin bizzat yürütme tarafından yapılandırılmasıyla, sanık ile mahkeme heyeti arasındaki taraf farkı ortadan tamamen kalkacak. Netanyahu Hükümetinin karşı karşıya olduğu ve eğer karar aleyhine olursa kendisini “görevdeyken mahkum edilen ilk İsrail Başbakanı” yapacak olan yolsuzluk davası da göz önünde bulundurulduğunda, planlanan tasarıların neye hizmet ettiğinin anlaşılması zor olmayacaktır.
Üçünü okumadan geçerek kabul edilen yasaya[22] göre ise Başbakan yalnızca fiziksel veya zihinsel yetersizliği sebebiyle hükümet ya da parlamento kararı ile görevden alınabilecek.
Hükümetin iyiniyetli görünmeyen ara verme kararından sonra Netanyahu ve kabinesinin hukuk karşısında hayal ettiği mutlak dokunulmazlığı kazanıp kazanamayacağı ve protestocuların tam bir “polis devleti” olan İsrail’de hukuk sistemini tamamen yürütmenin kıskacına alıp salt siyasi araç haline getirecek bu düzenlemeleri engellemekte başarılı olup olamayacağı tüm kamuoyu için merak konusu.
Kaynakça
[1] Parlamentodaki güncel milletvekili dağılımıyla ilgili ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: https://main.knesset.gov.il/EN/mk/apps/faction/faction-lobby?KnessetID=25&FactionID=1096
[2] https://main.knesset.gov.il/en/MK/APPS/mk/mk-personal-details/826
[4] https://www.aa.com.tr/en/middle-east/netanyahu-s-right-wing-government-protested-in-tel-aviv/2782222
[5] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israilde-hukumetin-yargi-duzenlemesi-reform-mu-darbe-mi/2829130
[13] İlgili video için bakınız https://news.walla.co.il/item/3575819
[15] Tasarı hakkında detaylı bilgi için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
[16] Hasanov, T. E. T. Ç. E. , El Tal, T. & Hasanov, E. (2014). İSRAİL MAHKEMELERİNDE İBRANİ HUKUKU . Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 38 (38) , 193-202 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/neuifd/issue/19682/210239
[17] https://main.knesset.gov.il/about/lexicon/pages/upper_crt.aspx
[19] Tasarıyla ilgili tutanaklar ve tasarının parlamento görüşmelerindeki aşaması için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2200701
[20] https://main.knesset.gov.il/en/news/pressreleases/pages/press21323r.aspx
[22] Kanun metni için: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
Netanyahu Hükümeti Galip Çıktığı Seçimden Protestolara Doğru Nasıl Savruldu?
Kasım 2022’deki seçimler sonucu İsrail’de hükümet değişikliği gerçekleşti. Seçimden Binyamin Netanyahu (בִּנְיָמִיןנְתַנְיָהוּ)’nun başkanı olduğu muhafazakar-siyonist Likud Partisinin (הַלִּכּוּד) birinci, Yair Lapid (יַאִיר לָפִּיד)’in başkanı oluduğu liberal-siyonist Yesh Atid (יש עתיד)’in ise ikinci çıkmasıyla Lapid’in başbakanlık koltuğuna Netanyahu oturdu. İsrail parlamentosu Knesset (הכנסת)’te ise sağ ve aşırı sağ blok sandalyelerin çoğunluğunu alarak güçlendi ve kurulan yeni hükümet, “İsrail tarihinin en sağcı hükümeti” olarak değerlendirildi.[1] Yeni hükümetle kurulan 25. Knesset’te Likud partisine mensup ve yargıyı hükümete darbe yapmakla suçlayan Yariv Levin (יריב גדעון לוין)’in İsrail Adalet Bakanı koltuğunda göreve başlamasının[2] hemen ardından hükümet, 5 Ocak 2023’te yüksek yargı organlarının yürütme üzerindeki denetleme yetkisini neredeyse tamamen ortadan kaldıran bir yargı reformu duyurdu. Duyurulan yargı reformunun Netanyahu’nun sanığı olduğu ve 2019’dan beri devam eden ve yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, rüşvet gibi suçlarla ilgili olan davanın seyrini değiştirmek için planlandığı düşünülüyor.[3] Hukuki güvenliği altüst edecek bu yargı reformu duyurusunun ardından ülke genelinde hükümet karşıtı protestolar başladı.[4]
Muhaliflerin “darbe” olarak nitelendirdiği[5] bu yargı reformu sebebiyle gerçekleşen hükümet karşıtı protestolar ordu mensubu pilotların uçuşlara katılmayacağını duyurması[6], diğer ordu mensuplarının hükümetin reformda ısrarcı olması halinde görev yapmayacaklarını açıklaması[7], istihbaratçıların protestolara destek vermesi[8]; üniversitelerin, belediyelerin, sendikaların ve dış temsilciliklerin greve başlaması[9] ve protestoların 12. haftasında düzenlemeye karşı çıkan Savunma Bakanı’nın görevden alınmasıyla[10] gittikçe şiddetlendi. 11. İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog (יצחק הרצוג) kitlesel protestoların şiddetlenmesini “tarihi bir kriz” olarak değerlendirirken iki tarafın da taleplerini karşılayacak hamleler yapılması gerektiğini sık sık vurguladı. Herzog’un komuoyu önündeki bu kaygılı arabulucu tavrı, yalnızca protestocularla polislerin değil; yürütmenin de kendi içinde karşı karşıya geldiğinin sinyalini verdi. Beyaz Saray, “mevcut durumdan oldukça endişe duyduklarını ve yargı reformunun gerçekleştirilmemesi gerektiğini” açıkladı.[11] Eski İsrail Savunma Bakanının, ABD’nin protestoların yatıştırılması ve yargı reformunun geri çekilmesi için hükümete “uyarı mesajı” gönderdiği yönündeki iddiası sonrasında Biden, İsrail’in iç meselelerine müdahale ettikleri yönündeki bu iddiaları reddetti.[12] Fakat Mayıs ayı başında İsrail medyasında Adalet Bakanı Levin’in basına kapalı bir toplantıda protestolardan ABD’yi sorumlu tutan konuşmasının görüntüleri yer aldı.[13] Bu gelişme, yargı düzenlemelerinin ABD ile İsrail hükümetini karşı karşıya getirdiğini gözler önüne serdi. Bir yandan yeni hükümetin ABD desteğini kaybetmekle aba altından uyarılmasıyla, diğer yandan yerel kamuoyunda İsrail devletinin dağılması korkusunun baş göstermesiyle koltuğu sallanan Netanyahu, aşırı sağcı bazı bakanlık üyelerini reformu geri çekmeye ikna sürecine girdi. Protestoların 12. haftasında Netanyahu, özellikle Adalet Bakanı Lavin ve Arap karşıtı, aşırı sağcı Otzma Yehudit Partisi (עָצְמָה יְהוּדִית) lideri ve Milli Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (אִיתָמָר בֶּן גְּבִיר)’e rağmen düzenlemeyi “askıya aldığını” duyurabildi.[14] Hükümetin protestoların şiddetini azaltmak ve kontrol edilmesini kolaylaştırmak için yaptığı bu duyuru, protestoların devam etmesini engellemese de hükümetin bir süre için önemli ölçüde nefes almasını sağladı. Ayrıca hükümetin bu askıya alma kararını, Başbakanın görevden alınmasını yalnızca fiziksel ve zihinsel yetersizlik sebebiyle münhasıran parlamentoya ve hükümete devreden yasa tasarısının[15] kesinleşmesinden sonra duyurması dikkat çekicidir. 10 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Herzog’un arabuluculuğunda muhaliflerle hükümet arasında bir görüşme gerçekleşmiş olsa da, hükümet kanadından yargı reformunun kısa süreli moladan sonra devam edeceğinin sinyali verilmekte. En başından beri ara verme duyurusunu samimi bulmayan muhalefet ise reform karşıtı protestolarına devam ediyor.
Planlanan Yasa Tasarısı Netanyahu Hükümetini Hukuktan Nasıl “Koruyacak”?
1980 yılına kadar bölgede hukuk, İngiltere’nin etkisiyle anglo-sakson hukuk sistemine (ortak hukuk sistemi, common law) uygun olarak içtihadi olarak gelişiyordu. 1980’de Knesset tarafından İngiliz hukuk sistemi feshedilerek yine normatif değil içtihadi ilerleyen, anayasası olmayan fakat “İsrail Temel Yasası”na dayanan bir hukuk sistemi geliştirildi.[16] Temel Yasa, birden çok hukuk metninden oluşan ve yenileri eklendikçe kapsamı genişleyen bir normatif düzenleme olmakla birlikte, tam anlamıyla anayasal bir üst norm olduğundan bahsetmek zor. Temyiz mercii olan İsrail Yüksek Mahkemesi (בית המשפט העליון) ise teknik olarak İsrail’deki en üst yargı merciidir. Yargıtay olarak görev yapan bu mahkeme alt derece mahkemelerinin kararlarını denetlemekle ve Yüce Divan benzeri bir sıfatla devlet yetkilileri ile kamu kurumları aleyhine açılan davalara bakmakla görevlidir.[17] Netanyahu Hükümetinin planladığı yasa tasarısı ise, Yüksek Mahkemenin devlet görevlilerinin davalı sıfatıyla yer alacağı yargılamalarını kendileri lehine etkisizleştirecek mekanizmalar öngörüyor.
Tasarıyla:
Yüksek Mahkemenin parlamento düzenlemelerini Temel Yasa’ya aykırılık sebebiyle bozma yetkisini sınırlandırmayı amaçlanmaktadır.[18]
Bu yolla parlamentodan hukuka aykırı olsun ya da olmasın her türlü düzenleme, yargı denetimine tabi olmadan geçip kesinleşebilecek.
Yüksek Mahkemenin hükümetin atamalarını denetimine tabi tutamaması amaçlanmaktadır.[19],[20]
Bu hükümetin her türlü atamayı, atanan ilgili kıdemde görev yapmak için gerekli şartları sağlamaya haiz olsun ya da olmasın, herhangi bir denetime tabi olmadan yapabileceği sonucunu doğuracaktır. Üstelik Yüksek Mahkemenin bakan olamayacağına karar verdiği bir kişi için ilgili karar, bakan olmaya engel teşkil etmeyecektir. Ayrıca mahkumiyet dahil her türlü hüküm için seçilmiş ve atanmışların mutlak dokunulmazlığı olacak.
İsrail Yüksek Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi ve üyelerinin çoğunluğunun parlamento tarafından seçilmesi amaçlanmaktadır.[21]
Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı organı bizzat siyasi bir organ olan parlamentoca yapılandırılacak. Bu yolla ülkenin en yüksek yargı merciinden hükümetin siyasi kaygılarını gidermeye yönelik, hukukilikten uzak, salt politik saiklerle “talep üzerine” kararlar çıkarılabilecek. Ayrıca yürütme organları hakkında Yüce Divan olarak yargılama yapan mahkemenin bizzat yürütme tarafından yapılandırılmasıyla, sanık ile mahkeme heyeti arasındaki taraf farkı ortadan tamamen kalkacak. Netanyahu Hükümetinin karşı karşıya olduğu ve eğer karar aleyhine olursa kendisini “görevdeyken mahkum edilen ilk İsrail Başbakanı” yapacak olan yolsuzluk davası da göz önünde bulundurulduğunda, planlanan tasarıların neye hizmet ettiğinin anlaşılması zor olmayacaktır.
Üçünü okumadan geçerek kabul edilen yasaya[22] göre ise Başbakan yalnızca fiziksel veya zihinsel yetersizliği sebebiyle hükümet ya da parlamento kararı ile görevden alınabilecek.
Hükümetin iyiniyetli görünmeyen ara verme kararından sonra Netanyahu ve kabinesinin hukuk karşısında hayal ettiği mutlak dokunulmazlığı kazanıp kazanamayacağı ve protestocuların tam bir “polis devleti” olan İsrail’de hukuk sistemini tamamen yürütmenin kıskacına alıp salt siyasi araç haline getirecek bu düzenlemeleri engellemekte başarılı olup olamayacağı tüm kamuoyu için merak konusu.
Kaynakça
[1] Parlamentodaki güncel milletvekili dağılımıyla ilgili ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: https://main.knesset.gov.il/EN/mk/apps/faction/faction-lobby?KnessetID=25&FactionID=1096
[2] https://main.knesset.gov.il/en/MK/APPS/mk/mk-personal-details/826
[4] https://www.aa.com.tr/en/middle-east/netanyahu-s-right-wing-government-protested-in-tel-aviv/2782222
[5] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israilde-hukumetin-yargi-duzenlemesi-reform-mu-darbe-mi/2829130
[13] İlgili video için bakınız https://news.walla.co.il/item/3575819
[15] Tasarı hakkında detaylı bilgi için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
[16] Hasanov, T. E. T. Ç. E. , El Tal, T. & Hasanov, E. (2014). İSRAİL MAHKEMELERİNDE İBRANİ HUKUKU . Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 38 (38) , 193-202 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/neuifd/issue/19682/210239
[17] https://main.knesset.gov.il/about/lexicon/pages/upper_crt.aspx
[19] Tasarıyla ilgili tutanaklar ve tasarının parlamento görüşmelerindeki aşaması için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2200701
[20] https://main.knesset.gov.il/en/news/pressreleases/pages/press21323r.aspx
[22] Kanun metni için: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
Netanyahu Hükümeti Galip Çıktığı Seçimden Protestolara Doğru Nasıl Savruldu?
Kasım 2022’deki seçimler sonucu İsrail’de hükümet değişikliği gerçekleşti. Seçimden Binyamin Netanyahu (בִּנְיָמִיןנְתַנְיָהוּ)’nun başkanı olduğu muhafazakar-siyonist Likud Partisinin (הַלִּכּוּד) birinci, Yair Lapid (יַאִיר לָפִּיד)’in başkanı oluduğu liberal-siyonist Yesh Atid (יש עתיד)’in ise ikinci çıkmasıyla Lapid’in başbakanlık koltuğuna Netanyahu oturdu. İsrail parlamentosu Knesset (הכנסת)’te ise sağ ve aşırı sağ blok sandalyelerin çoğunluğunu alarak güçlendi ve kurulan yeni hükümet, “İsrail tarihinin en sağcı hükümeti” olarak değerlendirildi.[1] Yeni hükümetle kurulan 25. Knesset’te Likud partisine mensup ve yargıyı hükümete darbe yapmakla suçlayan Yariv Levin (יריב גדעון לוין)’in İsrail Adalet Bakanı koltuğunda göreve başlamasının[2] hemen ardından hükümet, 5 Ocak 2023’te yüksek yargı organlarının yürütme üzerindeki denetleme yetkisini neredeyse tamamen ortadan kaldıran bir yargı reformu duyurdu. Duyurulan yargı reformunun Netanyahu’nun sanığı olduğu ve 2019’dan beri devam eden ve yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, rüşvet gibi suçlarla ilgili olan davanın seyrini değiştirmek için planlandığı düşünülüyor.[3] Hukuki güvenliği altüst edecek bu yargı reformu duyurusunun ardından ülke genelinde hükümet karşıtı protestolar başladı.[4]
Muhaliflerin “darbe” olarak nitelendirdiği[5] bu yargı reformu sebebiyle gerçekleşen hükümet karşıtı protestolar ordu mensubu pilotların uçuşlara katılmayacağını duyurması[6], diğer ordu mensuplarının hükümetin reformda ısrarcı olması halinde görev yapmayacaklarını açıklaması[7], istihbaratçıların protestolara destek vermesi[8]; üniversitelerin, belediyelerin, sendikaların ve dış temsilciliklerin greve başlaması[9] ve protestoların 12. haftasında düzenlemeye karşı çıkan Savunma Bakanı’nın görevden alınmasıyla[10] gittikçe şiddetlendi. 11. İsrail Devlet Başkanı Isaac Herzog (יצחק הרצוג) kitlesel protestoların şiddetlenmesini “tarihi bir kriz” olarak değerlendirirken iki tarafın da taleplerini karşılayacak hamleler yapılması gerektiğini sık sık vurguladı. Herzog’un komuoyu önündeki bu kaygılı arabulucu tavrı, yalnızca protestocularla polislerin değil; yürütmenin de kendi içinde karşı karşıya geldiğinin sinyalini verdi. Beyaz Saray, “mevcut durumdan oldukça endişe duyduklarını ve yargı reformunun gerçekleştirilmemesi gerektiğini” açıkladı.[11] Eski İsrail Savunma Bakanının, ABD’nin protestoların yatıştırılması ve yargı reformunun geri çekilmesi için hükümete “uyarı mesajı” gönderdiği yönündeki iddiası sonrasında Biden, İsrail’in iç meselelerine müdahale ettikleri yönündeki bu iddiaları reddetti.[12] Fakat Mayıs ayı başında İsrail medyasında Adalet Bakanı Levin’in basına kapalı bir toplantıda protestolardan ABD’yi sorumlu tutan konuşmasının görüntüleri yer aldı.[13] Bu gelişme, yargı düzenlemelerinin ABD ile İsrail hükümetini karşı karşıya getirdiğini gözler önüne serdi. Bir yandan yeni hükümetin ABD desteğini kaybetmekle aba altından uyarılmasıyla, diğer yandan yerel kamuoyunda İsrail devletinin dağılması korkusunun baş göstermesiyle koltuğu sallanan Netanyahu, aşırı sağcı bazı bakanlık üyelerini reformu geri çekmeye ikna sürecine girdi. Protestoların 12. haftasında Netanyahu, özellikle Adalet Bakanı Lavin ve Arap karşıtı, aşırı sağcı Otzma Yehudit Partisi (עָצְמָה יְהוּדִית) lideri ve Milli Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (אִיתָמָר בֶּן גְּבִיר)’e rağmen düzenlemeyi “askıya aldığını” duyurabildi.[14] Hükümetin protestoların şiddetini azaltmak ve kontrol edilmesini kolaylaştırmak için yaptığı bu duyuru, protestoların devam etmesini engellemese de hükümetin bir süre için önemli ölçüde nefes almasını sağladı. Ayrıca hükümetin bu askıya alma kararını, Başbakanın görevden alınmasını yalnızca fiziksel ve zihinsel yetersizlik sebebiyle münhasıran parlamentoya ve hükümete devreden yasa tasarısının[15] kesinleşmesinden sonra duyurması dikkat çekicidir. 10 Nisan 2023’te Cumhurbaşkanı Herzog’un arabuluculuğunda muhaliflerle hükümet arasında bir görüşme gerçekleşmiş olsa da, hükümet kanadından yargı reformunun kısa süreli moladan sonra devam edeceğinin sinyali verilmekte. En başından beri ara verme duyurusunu samimi bulmayan muhalefet ise reform karşıtı protestolarına devam ediyor.
Planlanan Yasa Tasarısı Netanyahu Hükümetini Hukuktan Nasıl “Koruyacak”?
1980 yılına kadar bölgede hukuk, İngiltere’nin etkisiyle anglo-sakson hukuk sistemine (ortak hukuk sistemi, common law) uygun olarak içtihadi olarak gelişiyordu. 1980’de Knesset tarafından İngiliz hukuk sistemi feshedilerek yine normatif değil içtihadi ilerleyen, anayasası olmayan fakat “İsrail Temel Yasası”na dayanan bir hukuk sistemi geliştirildi.[16] Temel Yasa, birden çok hukuk metninden oluşan ve yenileri eklendikçe kapsamı genişleyen bir normatif düzenleme olmakla birlikte, tam anlamıyla anayasal bir üst norm olduğundan bahsetmek zor. Temyiz mercii olan İsrail Yüksek Mahkemesi (בית המשפט העליון) ise teknik olarak İsrail’deki en üst yargı merciidir. Yargıtay olarak görev yapan bu mahkeme alt derece mahkemelerinin kararlarını denetlemekle ve Yüce Divan benzeri bir sıfatla devlet yetkilileri ile kamu kurumları aleyhine açılan davalara bakmakla görevlidir.[17] Netanyahu Hükümetinin planladığı yasa tasarısı ise, Yüksek Mahkemenin devlet görevlilerinin davalı sıfatıyla yer alacağı yargılamalarını kendileri lehine etkisizleştirecek mekanizmalar öngörüyor.
Tasarıyla:
Yüksek Mahkemenin parlamento düzenlemelerini Temel Yasa’ya aykırılık sebebiyle bozma yetkisini sınırlandırmayı amaçlanmaktadır.[18]
Bu yolla parlamentodan hukuka aykırı olsun ya da olmasın her türlü düzenleme, yargı denetimine tabi olmadan geçip kesinleşebilecek.
Yüksek Mahkemenin hükümetin atamalarını denetimine tabi tutamaması amaçlanmaktadır.[19],[20]
Bu hükümetin her türlü atamayı, atanan ilgili kıdemde görev yapmak için gerekli şartları sağlamaya haiz olsun ya da olmasın, herhangi bir denetime tabi olmadan yapabileceği sonucunu doğuracaktır. Üstelik Yüksek Mahkemenin bakan olamayacağına karar verdiği bir kişi için ilgili karar, bakan olmaya engel teşkil etmeyecektir. Ayrıca mahkumiyet dahil her türlü hüküm için seçilmiş ve atanmışların mutlak dokunulmazlığı olacak.
İsrail Yüksek Mahkemesinin yapısının değiştirilmesi ve üyelerinin çoğunluğunun parlamento tarafından seçilmesi amaçlanmaktadır.[21]
Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı organı bizzat siyasi bir organ olan parlamentoca yapılandırılacak. Bu yolla ülkenin en yüksek yargı merciinden hükümetin siyasi kaygılarını gidermeye yönelik, hukukilikten uzak, salt politik saiklerle “talep üzerine” kararlar çıkarılabilecek. Ayrıca yürütme organları hakkında Yüce Divan olarak yargılama yapan mahkemenin bizzat yürütme tarafından yapılandırılmasıyla, sanık ile mahkeme heyeti arasındaki taraf farkı ortadan tamamen kalkacak. Netanyahu Hükümetinin karşı karşıya olduğu ve eğer karar aleyhine olursa kendisini “görevdeyken mahkum edilen ilk İsrail Başbakanı” yapacak olan yolsuzluk davası da göz önünde bulundurulduğunda, planlanan tasarıların neye hizmet ettiğinin anlaşılması zor olmayacaktır.
Üçünü okumadan geçerek kabul edilen yasaya[22] göre ise Başbakan yalnızca fiziksel veya zihinsel yetersizliği sebebiyle hükümet ya da parlamento kararı ile görevden alınabilecek.
Hükümetin iyiniyetli görünmeyen ara verme kararından sonra Netanyahu ve kabinesinin hukuk karşısında hayal ettiği mutlak dokunulmazlığı kazanıp kazanamayacağı ve protestocuların tam bir “polis devleti” olan İsrail’de hukuk sistemini tamamen yürütmenin kıskacına alıp salt siyasi araç haline getirecek bu düzenlemeleri engellemekte başarılı olup olamayacağı tüm kamuoyu için merak konusu.
Kaynakça
[1] Parlamentodaki güncel milletvekili dağılımıyla ilgili ayrıntılı bilgi için ayrıca bakınız: https://main.knesset.gov.il/EN/mk/apps/faction/faction-lobby?KnessetID=25&FactionID=1096
[2] https://main.knesset.gov.il/en/MK/APPS/mk/mk-personal-details/826
[4] https://www.aa.com.tr/en/middle-east/netanyahu-s-right-wing-government-protested-in-tel-aviv/2782222
[5] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israilde-hukumetin-yargi-duzenlemesi-reform-mu-darbe-mi/2829130
[13] İlgili video için bakınız https://news.walla.co.il/item/3575819
[15] Tasarı hakkında detaylı bilgi için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
[16] Hasanov, T. E. T. Ç. E. , El Tal, T. & Hasanov, E. (2014). İSRAİL MAHKEMELERİNDE İBRANİ HUKUKU . Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi , 38 (38) , 193-202 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/neuifd/issue/19682/210239
[17] https://main.knesset.gov.il/about/lexicon/pages/upper_crt.aspx
[19] Tasarıyla ilgili tutanaklar ve tasarının parlamento görüşmelerindeki aşaması için bakınız: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2200701
[20] https://main.knesset.gov.il/en/news/pressreleases/pages/press21323r.aspx
[22] Kanun metni için: https://main.knesset.gov.il/activity/legislation/laws/pages/lawbill.aspx?t=lawsuggestionssearch&lawitemid=2201424
Bu Sayfada:
Title
Title
Title