Savaşın Güncel Verileri
Gazze ile olan savaşını soykırım suçuna dönüştüren İsrail, 200 günü aşkın süredir savaşa devam etmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 183'e, yaralı sayısının ise 77 bin 143'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Savaşın bölgesel düzleminde ise İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten beri devam eden çatışmalarda 276 Hizbullah mensubu, 54 Lübnanlı sivil, 17 Emel Hareketi, 13 Hamas, 12 İslami Cihad mensubu ile 7 İsrailli sivil ve 11 asker hayatını kaybetmiştir.
Savaşın İsrail tarafında ise, Gazze Şeridi'nde, bazıları hayatta bazıları ölü 136 kadar İsrailli esir bulunuyor. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında öldürülen İsrailli esir sayısının 70'i geçtiğini duyurmuştur.
İsrail ordusu, 7 Ekim'den bu yana 260'ı karadan işgal sürecinde olmak üzere, 604 askerinin öldüğünü duyursa da rakamların askerî sansür sebebiyle daha az söylendiği bilinmektedir.
İsrail’in İç Karmaşası
İsrail’in içinde bulunduğu büyük çıkmazlardan birisi paralı askerlerdir. Savaşla birlikte yaşanan tersine göç ülkenin beka meselesi olarak görülen demografik savaşta gerilemesine sebep olurken aynı zamanda cephede savaşması için fonlanan askerler de ekonomiyi zorlamaktadır.
Tel Aviv yönetimi yetersiz nüfus nedeniyle, %65 oranında yedek askerlere müracaat etmek zorunda kalmaktadır. Ekim ayında başlayan Demir Kılıç Operasyonu için ilk etapta 300.000 yedek asker alımı yapan İsrail Ordusu, Nisan ayında 2 tugay -yaklaşık 200 bin- yedek asker alımı daha başlatacağını duyurmuştur. Bu durumun ise devlete ekonomik maliyeti oldukça yüksektir.
Şimdiye dek ekonomi çarkının dönmesi için kısa süreli savaşları tercih eden İsrail, Demir Kılıç Operasyonu’ nun aylardır hız kesmeden devam etmesinin ekonomik ve psikolojik yükünü kaldırmakta zorlanmaktadır.
İsrail'in, Walla haber sitesinin İsrail ordusunun rehabilitasyon birimine dayandırdığı haberi de bu durumu doğrular niteliktedir. Haberde ordunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana, 2 binden fazla asker, polis ve güvenlik personelinin "engelli duruma düştüğü" bildirilmiş aynı zamanda ordu ve güvenlik mensuplarının 7 Ekim'den bu yana yüksek strese maruz kalma oranının yüzde 78'lik artışla yüzde 43,5'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Netanyahu’nun Tutumu ve Tepkiler
Ordunun zor durumunun aksine Netanyahu ise -hükumetini kurduğu günden bu yana yaptığı gibi- siyasi geleceği zora girdiği için milli güvenlik kartını ortaya atmış ve Filistinlilere karşı aşırı politikalarını sürdürmeye devam etmiştir. İran ile yaşanan gerginlik de Netanyahu’nun sıkıştığı bir zamanda patlak vermiştir.
Yargı reformu sürecinden bu yana İsrail'de Netanyahu hükümetine karşı her hafta düzenlenen protestolar seyrini arttırarak devam ettirmektedir. Netanyahu’yu protesto edenlerin içinde savaş karşıtları, İsrailli esirlerin aileleri ve Netanyahu’yu İsrail’in bekasını tehlikeye atmakla suçlayanlar bulunmaktadır. Hükümet karşıtı gruplar, Gazze'deki savaş ve esirlerin geri getirilmesi için bir an önce ateşkes istemekte ve Netanyahu’yu kendi itibarını kurtarmak için ateşkese yanaşmamakla suçlamaktadır. Ayrıca siyasi iradenin esir ailelerine kayıtsızlığı eleştirilerek, ülke tarihinin "en sağcı hükümetinin" istifası istenmekte ve erken seçim talep edilmektedir. Protestolarda Netanyahu’nun Kayseriya kentindeki evinin yakınında dahi istifa sloganları atılmıştır.
Nisan ayının başında İsrail devlet televizyonu KAN, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü savaşla ilgili yaptığı anketin sonuçlarını açıklamıştır.
Ankete göre İsraillilerin yüzde 68'i Netanyahu'nun savaşı iyi yönetmediğini, yüzde 29'u iyi yönettiğini düşünürken; yüzde 3'ünün ise konuyla ilgili fikri bulunmamaktadır.
Yine İsraillilerin yüzde 45'i 7 Ekim'de yaşanan olaylardan Netanyahu'yu, yüzde 35'i orduyu, yüzde 3'ü ise Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı sorumlu tutarken, geri kalanı ise yanıt vermeyi reddetmektedir.
Ankete katılan İsraillilerin yüzde 42'si; 7 Ekim olayları nedeniyle Netanyahu'nun derhal, yüzde 29'u da savaşın bitiminden sonra istifa etmesi gerektiğini belirtmiştir. Katılımcıların yalnızca yüzde 21'i Netanyahu'nun olaylara rağmen görevini sürdürmesini istemiştir.
Sonuç
Gazze'ye saldırılar devam ederken İsrail'de binlerce kişi hemen hemen her gün, Netanyahu hükümetinin istifası, erken seçim ve İsrailli esirlerin evlerine geri getirilmesi talebiyle kent merkezlerinde protestolar düzenlemektedir.
Bölgede baş gösteren İran tehdidi, hükumetin kendi içindeki bölünmüşlüğü, esir ailelerinin tepkileri, yargı reformunun protestocuları ve Gazze katliamları neticesinde zedelenen uluslararası itibar ile Netanyahu’nun boynundaki ip günden güne daralmaya başlamıştır. Anlaşılan Netanyahu ve aşırı sağ hükumetinin kararları İsrail toplumunun önemli bir kısmını artık temsil etmemektedir. İsrail toplumu artık aşırılık yanlısı bir hükumetin tetiklediği kaos ortamında yaşamak istememektedir.
Savaşın Güncel Verileri
Gazze ile olan savaşını soykırım suçuna dönüştüren İsrail, 200 günü aşkın süredir savaşa devam etmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 183'e, yaralı sayısının ise 77 bin 143'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Savaşın bölgesel düzleminde ise İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten beri devam eden çatışmalarda 276 Hizbullah mensubu, 54 Lübnanlı sivil, 17 Emel Hareketi, 13 Hamas, 12 İslami Cihad mensubu ile 7 İsrailli sivil ve 11 asker hayatını kaybetmiştir.
Savaşın İsrail tarafında ise, Gazze Şeridi'nde, bazıları hayatta bazıları ölü 136 kadar İsrailli esir bulunuyor. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında öldürülen İsrailli esir sayısının 70'i geçtiğini duyurmuştur.
İsrail ordusu, 7 Ekim'den bu yana 260'ı karadan işgal sürecinde olmak üzere, 604 askerinin öldüğünü duyursa da rakamların askerî sansür sebebiyle daha az söylendiği bilinmektedir.
İsrail’in İç Karmaşası
İsrail’in içinde bulunduğu büyük çıkmazlardan birisi paralı askerlerdir. Savaşla birlikte yaşanan tersine göç ülkenin beka meselesi olarak görülen demografik savaşta gerilemesine sebep olurken aynı zamanda cephede savaşması için fonlanan askerler de ekonomiyi zorlamaktadır.
Tel Aviv yönetimi yetersiz nüfus nedeniyle, %65 oranında yedek askerlere müracaat etmek zorunda kalmaktadır. Ekim ayında başlayan Demir Kılıç Operasyonu için ilk etapta 300.000 yedek asker alımı yapan İsrail Ordusu, Nisan ayında 2 tugay -yaklaşık 200 bin- yedek asker alımı daha başlatacağını duyurmuştur. Bu durumun ise devlete ekonomik maliyeti oldukça yüksektir.
Şimdiye dek ekonomi çarkının dönmesi için kısa süreli savaşları tercih eden İsrail, Demir Kılıç Operasyonu’ nun aylardır hız kesmeden devam etmesinin ekonomik ve psikolojik yükünü kaldırmakta zorlanmaktadır.
İsrail'in, Walla haber sitesinin İsrail ordusunun rehabilitasyon birimine dayandırdığı haberi de bu durumu doğrular niteliktedir. Haberde ordunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana, 2 binden fazla asker, polis ve güvenlik personelinin "engelli duruma düştüğü" bildirilmiş aynı zamanda ordu ve güvenlik mensuplarının 7 Ekim'den bu yana yüksek strese maruz kalma oranının yüzde 78'lik artışla yüzde 43,5'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Netanyahu’nun Tutumu ve Tepkiler
Ordunun zor durumunun aksine Netanyahu ise -hükumetini kurduğu günden bu yana yaptığı gibi- siyasi geleceği zora girdiği için milli güvenlik kartını ortaya atmış ve Filistinlilere karşı aşırı politikalarını sürdürmeye devam etmiştir. İran ile yaşanan gerginlik de Netanyahu’nun sıkıştığı bir zamanda patlak vermiştir.
Yargı reformu sürecinden bu yana İsrail'de Netanyahu hükümetine karşı her hafta düzenlenen protestolar seyrini arttırarak devam ettirmektedir. Netanyahu’yu protesto edenlerin içinde savaş karşıtları, İsrailli esirlerin aileleri ve Netanyahu’yu İsrail’in bekasını tehlikeye atmakla suçlayanlar bulunmaktadır. Hükümet karşıtı gruplar, Gazze'deki savaş ve esirlerin geri getirilmesi için bir an önce ateşkes istemekte ve Netanyahu’yu kendi itibarını kurtarmak için ateşkese yanaşmamakla suçlamaktadır. Ayrıca siyasi iradenin esir ailelerine kayıtsızlığı eleştirilerek, ülke tarihinin "en sağcı hükümetinin" istifası istenmekte ve erken seçim talep edilmektedir. Protestolarda Netanyahu’nun Kayseriya kentindeki evinin yakınında dahi istifa sloganları atılmıştır.
Nisan ayının başında İsrail devlet televizyonu KAN, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü savaşla ilgili yaptığı anketin sonuçlarını açıklamıştır.
Ankete göre İsraillilerin yüzde 68'i Netanyahu'nun savaşı iyi yönetmediğini, yüzde 29'u iyi yönettiğini düşünürken; yüzde 3'ünün ise konuyla ilgili fikri bulunmamaktadır.
Yine İsraillilerin yüzde 45'i 7 Ekim'de yaşanan olaylardan Netanyahu'yu, yüzde 35'i orduyu, yüzde 3'ü ise Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı sorumlu tutarken, geri kalanı ise yanıt vermeyi reddetmektedir.
Ankete katılan İsraillilerin yüzde 42'si; 7 Ekim olayları nedeniyle Netanyahu'nun derhal, yüzde 29'u da savaşın bitiminden sonra istifa etmesi gerektiğini belirtmiştir. Katılımcıların yalnızca yüzde 21'i Netanyahu'nun olaylara rağmen görevini sürdürmesini istemiştir.
Sonuç
Gazze'ye saldırılar devam ederken İsrail'de binlerce kişi hemen hemen her gün, Netanyahu hükümetinin istifası, erken seçim ve İsrailli esirlerin evlerine geri getirilmesi talebiyle kent merkezlerinde protestolar düzenlemektedir.
Bölgede baş gösteren İran tehdidi, hükumetin kendi içindeki bölünmüşlüğü, esir ailelerinin tepkileri, yargı reformunun protestocuları ve Gazze katliamları neticesinde zedelenen uluslararası itibar ile Netanyahu’nun boynundaki ip günden güne daralmaya başlamıştır. Anlaşılan Netanyahu ve aşırı sağ hükumetinin kararları İsrail toplumunun önemli bir kısmını artık temsil etmemektedir. İsrail toplumu artık aşırılık yanlısı bir hükumetin tetiklediği kaos ortamında yaşamak istememektedir.
Savaşın Güncel Verileri
Gazze ile olan savaşını soykırım suçuna dönüştüren İsrail, 200 günü aşkın süredir savaşa devam etmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 183'e, yaralı sayısının ise 77 bin 143'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Savaşın bölgesel düzleminde ise İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten beri devam eden çatışmalarda 276 Hizbullah mensubu, 54 Lübnanlı sivil, 17 Emel Hareketi, 13 Hamas, 12 İslami Cihad mensubu ile 7 İsrailli sivil ve 11 asker hayatını kaybetmiştir.
Savaşın İsrail tarafında ise, Gazze Şeridi'nde, bazıları hayatta bazıları ölü 136 kadar İsrailli esir bulunuyor. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında öldürülen İsrailli esir sayısının 70'i geçtiğini duyurmuştur.
İsrail ordusu, 7 Ekim'den bu yana 260'ı karadan işgal sürecinde olmak üzere, 604 askerinin öldüğünü duyursa da rakamların askerî sansür sebebiyle daha az söylendiği bilinmektedir.
İsrail’in İç Karmaşası
İsrail’in içinde bulunduğu büyük çıkmazlardan birisi paralı askerlerdir. Savaşla birlikte yaşanan tersine göç ülkenin beka meselesi olarak görülen demografik savaşta gerilemesine sebep olurken aynı zamanda cephede savaşması için fonlanan askerler de ekonomiyi zorlamaktadır.
Tel Aviv yönetimi yetersiz nüfus nedeniyle, %65 oranında yedek askerlere müracaat etmek zorunda kalmaktadır. Ekim ayında başlayan Demir Kılıç Operasyonu için ilk etapta 300.000 yedek asker alımı yapan İsrail Ordusu, Nisan ayında 2 tugay -yaklaşık 200 bin- yedek asker alımı daha başlatacağını duyurmuştur. Bu durumun ise devlete ekonomik maliyeti oldukça yüksektir.
Şimdiye dek ekonomi çarkının dönmesi için kısa süreli savaşları tercih eden İsrail, Demir Kılıç Operasyonu’ nun aylardır hız kesmeden devam etmesinin ekonomik ve psikolojik yükünü kaldırmakta zorlanmaktadır.
İsrail'in, Walla haber sitesinin İsrail ordusunun rehabilitasyon birimine dayandırdığı haberi de bu durumu doğrular niteliktedir. Haberde ordunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana, 2 binden fazla asker, polis ve güvenlik personelinin "engelli duruma düştüğü" bildirilmiş aynı zamanda ordu ve güvenlik mensuplarının 7 Ekim'den bu yana yüksek strese maruz kalma oranının yüzde 78'lik artışla yüzde 43,5'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Netanyahu’nun Tutumu ve Tepkiler
Ordunun zor durumunun aksine Netanyahu ise -hükumetini kurduğu günden bu yana yaptığı gibi- siyasi geleceği zora girdiği için milli güvenlik kartını ortaya atmış ve Filistinlilere karşı aşırı politikalarını sürdürmeye devam etmiştir. İran ile yaşanan gerginlik de Netanyahu’nun sıkıştığı bir zamanda patlak vermiştir.
Yargı reformu sürecinden bu yana İsrail'de Netanyahu hükümetine karşı her hafta düzenlenen protestolar seyrini arttırarak devam ettirmektedir. Netanyahu’yu protesto edenlerin içinde savaş karşıtları, İsrailli esirlerin aileleri ve Netanyahu’yu İsrail’in bekasını tehlikeye atmakla suçlayanlar bulunmaktadır. Hükümet karşıtı gruplar, Gazze'deki savaş ve esirlerin geri getirilmesi için bir an önce ateşkes istemekte ve Netanyahu’yu kendi itibarını kurtarmak için ateşkese yanaşmamakla suçlamaktadır. Ayrıca siyasi iradenin esir ailelerine kayıtsızlığı eleştirilerek, ülke tarihinin "en sağcı hükümetinin" istifası istenmekte ve erken seçim talep edilmektedir. Protestolarda Netanyahu’nun Kayseriya kentindeki evinin yakınında dahi istifa sloganları atılmıştır.
Nisan ayının başında İsrail devlet televizyonu KAN, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü savaşla ilgili yaptığı anketin sonuçlarını açıklamıştır.
Ankete göre İsraillilerin yüzde 68'i Netanyahu'nun savaşı iyi yönetmediğini, yüzde 29'u iyi yönettiğini düşünürken; yüzde 3'ünün ise konuyla ilgili fikri bulunmamaktadır.
Yine İsraillilerin yüzde 45'i 7 Ekim'de yaşanan olaylardan Netanyahu'yu, yüzde 35'i orduyu, yüzde 3'ü ise Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı sorumlu tutarken, geri kalanı ise yanıt vermeyi reddetmektedir.
Ankete katılan İsraillilerin yüzde 42'si; 7 Ekim olayları nedeniyle Netanyahu'nun derhal, yüzde 29'u da savaşın bitiminden sonra istifa etmesi gerektiğini belirtmiştir. Katılımcıların yalnızca yüzde 21'i Netanyahu'nun olaylara rağmen görevini sürdürmesini istemiştir.
Sonuç
Gazze'ye saldırılar devam ederken İsrail'de binlerce kişi hemen hemen her gün, Netanyahu hükümetinin istifası, erken seçim ve İsrailli esirlerin evlerine geri getirilmesi talebiyle kent merkezlerinde protestolar düzenlemektedir.
Bölgede baş gösteren İran tehdidi, hükumetin kendi içindeki bölünmüşlüğü, esir ailelerinin tepkileri, yargı reformunun protestocuları ve Gazze katliamları neticesinde zedelenen uluslararası itibar ile Netanyahu’nun boynundaki ip günden güne daralmaya başlamıştır. Anlaşılan Netanyahu ve aşırı sağ hükumetinin kararları İsrail toplumunun önemli bir kısmını artık temsil etmemektedir. İsrail toplumu artık aşırılık yanlısı bir hükumetin tetiklediği kaos ortamında yaşamak istememektedir.
Savaşın Güncel Verileri
Gazze ile olan savaşını soykırım suçuna dönüştüren İsrail, 200 günü aşkın süredir savaşa devam etmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamaya göre, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 34 bin 183'e, yaralı sayısının ise 77 bin 143'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Savaşın bölgesel düzleminde ise İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'ten beri devam eden çatışmalarda 276 Hizbullah mensubu, 54 Lübnanlı sivil, 17 Emel Hareketi, 13 Hamas, 12 İslami Cihad mensubu ile 7 İsrailli sivil ve 11 asker hayatını kaybetmiştir.
Savaşın İsrail tarafında ise, Gazze Şeridi'nde, bazıları hayatta bazıları ölü 136 kadar İsrailli esir bulunuyor. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında öldürülen İsrailli esir sayısının 70'i geçtiğini duyurmuştur.
İsrail ordusu, 7 Ekim'den bu yana 260'ı karadan işgal sürecinde olmak üzere, 604 askerinin öldüğünü duyursa da rakamların askerî sansür sebebiyle daha az söylendiği bilinmektedir.
İsrail’in İç Karmaşası
İsrail’in içinde bulunduğu büyük çıkmazlardan birisi paralı askerlerdir. Savaşla birlikte yaşanan tersine göç ülkenin beka meselesi olarak görülen demografik savaşta gerilemesine sebep olurken aynı zamanda cephede savaşması için fonlanan askerler de ekonomiyi zorlamaktadır.
Tel Aviv yönetimi yetersiz nüfus nedeniyle, %65 oranında yedek askerlere müracaat etmek zorunda kalmaktadır. Ekim ayında başlayan Demir Kılıç Operasyonu için ilk etapta 300.000 yedek asker alımı yapan İsrail Ordusu, Nisan ayında 2 tugay -yaklaşık 200 bin- yedek asker alımı daha başlatacağını duyurmuştur. Bu durumun ise devlete ekonomik maliyeti oldukça yüksektir.
Şimdiye dek ekonomi çarkının dönmesi için kısa süreli savaşları tercih eden İsrail, Demir Kılıç Operasyonu’ nun aylardır hız kesmeden devam etmesinin ekonomik ve psikolojik yükünü kaldırmakta zorlanmaktadır.
İsrail'in, Walla haber sitesinin İsrail ordusunun rehabilitasyon birimine dayandırdığı haberi de bu durumu doğrular niteliktedir. Haberde ordunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana, 2 binden fazla asker, polis ve güvenlik personelinin "engelli duruma düştüğü" bildirilmiş aynı zamanda ordu ve güvenlik mensuplarının 7 Ekim'den bu yana yüksek strese maruz kalma oranının yüzde 78'lik artışla yüzde 43,5'e yükseldiği kaydedilmiştir.
Netanyahu’nun Tutumu ve Tepkiler
Ordunun zor durumunun aksine Netanyahu ise -hükumetini kurduğu günden bu yana yaptığı gibi- siyasi geleceği zora girdiği için milli güvenlik kartını ortaya atmış ve Filistinlilere karşı aşırı politikalarını sürdürmeye devam etmiştir. İran ile yaşanan gerginlik de Netanyahu’nun sıkıştığı bir zamanda patlak vermiştir.
Yargı reformu sürecinden bu yana İsrail'de Netanyahu hükümetine karşı her hafta düzenlenen protestolar seyrini arttırarak devam ettirmektedir. Netanyahu’yu protesto edenlerin içinde savaş karşıtları, İsrailli esirlerin aileleri ve Netanyahu’yu İsrail’in bekasını tehlikeye atmakla suçlayanlar bulunmaktadır. Hükümet karşıtı gruplar, Gazze'deki savaş ve esirlerin geri getirilmesi için bir an önce ateşkes istemekte ve Netanyahu’yu kendi itibarını kurtarmak için ateşkese yanaşmamakla suçlamaktadır. Ayrıca siyasi iradenin esir ailelerine kayıtsızlığı eleştirilerek, ülke tarihinin "en sağcı hükümetinin" istifası istenmekte ve erken seçim talep edilmektedir. Protestolarda Netanyahu’nun Kayseriya kentindeki evinin yakınında dahi istifa sloganları atılmıştır.
Nisan ayının başında İsrail devlet televizyonu KAN, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü savaşla ilgili yaptığı anketin sonuçlarını açıklamıştır.
Ankete göre İsraillilerin yüzde 68'i Netanyahu'nun savaşı iyi yönetmediğini, yüzde 29'u iyi yönettiğini düşünürken; yüzde 3'ünün ise konuyla ilgili fikri bulunmamaktadır.
Yine İsraillilerin yüzde 45'i 7 Ekim'de yaşanan olaylardan Netanyahu'yu, yüzde 35'i orduyu, yüzde 3'ü ise Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı sorumlu tutarken, geri kalanı ise yanıt vermeyi reddetmektedir.
Ankete katılan İsraillilerin yüzde 42'si; 7 Ekim olayları nedeniyle Netanyahu'nun derhal, yüzde 29'u da savaşın bitiminden sonra istifa etmesi gerektiğini belirtmiştir. Katılımcıların yalnızca yüzde 21'i Netanyahu'nun olaylara rağmen görevini sürdürmesini istemiştir.
Sonuç
Gazze'ye saldırılar devam ederken İsrail'de binlerce kişi hemen hemen her gün, Netanyahu hükümetinin istifası, erken seçim ve İsrailli esirlerin evlerine geri getirilmesi talebiyle kent merkezlerinde protestolar düzenlemektedir.
Bölgede baş gösteren İran tehdidi, hükumetin kendi içindeki bölünmüşlüğü, esir ailelerinin tepkileri, yargı reformunun protestocuları ve Gazze katliamları neticesinde zedelenen uluslararası itibar ile Netanyahu’nun boynundaki ip günden güne daralmaya başlamıştır. Anlaşılan Netanyahu ve aşırı sağ hükumetinin kararları İsrail toplumunun önemli bir kısmını artık temsil etmemektedir. İsrail toplumu artık aşırılık yanlısı bir hükumetin tetiklediği kaos ortamında yaşamak istememektedir.
Bu Sayfada:
Title
Title
Title
#