TUFAN'DAN SONRA İSRAİL: GÖÇLER

TUFAN'DAN SONRA İSRAİL: GÖÇLER

4 Kasım 2025

Fatma Dilara Ak

Araştırma Makalesi

Giriş

            7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen, tüm dünyanın dikkatini çeken Aksa Tufanı ve ardından gelen çatışmalar, İsrail halkı açısından demografik ve toplumsal sarsıntılara yol açmıştır. Çatışmalar sonucu yaşanan kayıplar, rehine meselesi ve halkın bir kısmında büyük yankı bulan güvensizlik hissi, pek çok İsraillinin kısa süreli uzaklaşma ya da kalıcı göç kararı almasına sebebiyet vermiştir. Bu yazıda amaç İsrail toplumunu, güvensizlik ortamındaki göç hareketleri bağlamında ele almaktır. Elde edilen veriler ışığında Aksa Tufanı sonrası göçlerin boyutu, nedenleri, toplumda nasıl yankı bulduğu ve İsrail'in ‘güvenli bölge’ algısına ne gibi etkileri olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma verileri 7 Ekim 2023 ve Ekim 2025 tarihleri arası ateşkes öncesi süreci kapsamaktadır.

Aksa Tufanı ve İsrail'e Yansımaları

            Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin el Kassam tugayları tarafından 7 Ekim 2023 sabahı İsrail'e karşı gerçekleştirilen operasyon Aksa Tufanı olarak isimlendirilmiştir. Aksa Tufanı, süreci ve sonuçları itibarı ile İsrail açısından büyük bir şok etkisi oluşturmuş, her iki taraf açısından da tarihe geçebilecek etkilere sahip olmuştur. 

            Aksa Tufanı operasyonu ile İsrail tarafında 2500 kayıp ve 250 rehine ile ülke tarihinde en sarsıcı sonuçlara yol açmıştır. Operasyon sonucu İsrail'in uluslararası arenada büyük bir itina ile oluşturduğu yenilmez imajı, göstermiş olduğu istihbarat açığı ile yerle bir olmuştur. Yüksek teknoloji ve güvenlik ağları ile örülü bölge, göstermiş olduğu bu zafiyetle güvenli bir anavatan algısının da zedelenmesine neden olmuştur.

            Aksa Tufanı operasyonunun ardından devam eden süreçte İsrail'in Gazze'ye açıkça uyguladığı sistematik soykırım ile birlikte dünyanın gözü bölgeye çevrilmiştir. Alenen gerçekleştirilen soykırım dünyada büyük yankı uyandırmış, halkların İsrail'e karşı ayaklanması ve Filistin halkının sesinin ilk defa bu kadar geniş kitlelerce duyulması gibi sonuçları olmuştur. İsrail'in dünyaya ‘meşru müdafaa’ bahanesi ile oluşturduğu algı yıkılarak, açıkça savaş suçu işlediği bizzat bu soykırıma maruz kalan Filistinliler eliyle ifşalanmıştır. Dünyada önde gelen üniversitelerde öğrenciler tarafından gerçekleştirilen uzun ve dirençli protestolar, şehir meydanlarının Filistinlilere destek amacıyla doldurulması ve hatta bazı Batılı devletlerin Filistin yönetimini tanımaya dair attığı adımlar gibi pek çok kitlesel hareket meydana gelmiştir. Bunlarla birlikte kuruluşundan bu yana ilk defa işgalci İsrail Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından mahkemeye verilmiştir.

            Savaşın iki yıla yakın bir süredir devam etmesi, İsrail hükümetinin geçen bu sürede savaşı bitirememesi ve lider kadrosuna suikastler düzenlemesine rağmen Hamas'ı ortadan kaldırma hedefine ulaşamaması, İsrail'in kendi içinde de farklı devinimlere yol açmıştır. Ülkede yaşanan kaos, hükümet karşıtı protestolar ve devam eden istikrarsızlık hali İsrail'in tüm Yahudi dünyasına vadettiği güvenli bölge algısı konusunda sorgulamaya itmiş, halkın siyasilere olan güvenini sarsmış ve neticesinde vatandaşların bir kısmını ülkeden ayrılmaya yöneltmiştir.

Yaşanan Göçün Nedenleri ve Göçün Hedef Bölgeleri

            Aksa Tufanı İsrailli Yahudilerin güvenlik, istikrar ve bölgesel hakimiyetlerine dair güvenlerini sarsarak tersine göçün önemli bir tetikleyicisi olmuştur. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu’ndan (CBS) elde edilen verilere göre Aksa Tufanı operasyonu akabinde ciddi bir göç hareketi gerçekleşerek, 2023 yılının Ekim ayında 12 bin 300 kişi kalıcı olarak ülkeyi terk etmiştir. Ekim ayında yaşanan ani çıkışlarda kasım ve aralık ayında azalma olsa da 2024 yılı boyunca göçler önceki yıllara oranla artarak devam etmiştir. CBS'nin verilerine göre 2024 yılında 82 bin 700 kişi yurtdışına taşınmış, yalnızca 23 bin 800 kişi geri dönmüştür.[1]

Hareetz’in 17 Eylül 2025 tarihli yayınladığı haberde 2025 yılı göç verilerine dair bilgilere de yer verilmiştir. Yurtdışına göç eden İsraillilerin sayısı 79 bin, geri dönenlerin sayısı ise 21 bin olarak girilmiştir. Yeni göçmenlerin sayısı 25 bin olarak verildiğinde yaklaşık 28 bin net göç kaybı ile negatif göçün 2025 senesinde de devam ettiği görülmektedir.[2] Bu veriler CBS tarafından yayınlanmamış olup 2025 yılının Eylül ayına kadar olan kısmına aittir.

            Göç eden İsrail vatandaşı verilerinin doğruluğunda farklı kaynaklar incelendiğinde tutarsızlık olduğu görülmektedir. İsrail tarafından yayınlanan istatistikler ile varış ülkeleri raporları karşılaştırıldığında göç eden kişi sayısı bakımından farklılıklar olduğu iddia edilmektedir. Sayısal veriler farklı olsa dahi tüm kaynaklar, Aksa Tufanı'ndan bu yana İsrail'den negatif yönde göç olduğuna dair ortak karardadır.

            Aksa Tufanı sonrası yaşanan gerilim sonucu oluşan psikolojik kaygı göçün en temel sebebi olarak karşımıza çıksa da İsraillilerin farklı sebeplerle ülkede gelecek görmedikleri gibi gerekçeler halkın bir kısmını farklı arayışlara itmiştir. Göçün nedenleri incelendiğinde itici güç olmakla birlikte tek sebebin Aksa Tufanı olmadığı görülmektedir. Göçmen sayılarında 2023 Ekim ayı öncesinde de artış olduğu, ülke içi krizin tırmandığı Temmuz ayından itibaren Ekim ayına kadar 34 bin 500 İsraillinin ülkeyi terk ettiği ve Mayıs 2024 tarihine kadar da dönmediği tespit edilmiştir. Yitzhak Rabin Merkezi'nin 14 Şubat 2025 tarihinde yayımladığı bir araştırma ile İsraillilerin yaklaşık dörtte birinin kötüleşen güvenlik koşulları nedeni ile 2024'te ülkeden ayrılmayı istedikleri sonucuna varılmıştır.[3] Göç yönelimi içten dışa yoğunlukta olmakla beraber diasporadan bölgeye gelen Yahudiler de bulunmaktadır. Gitmek isteyen bir kesim olduğu gibi 2024 yılı verilerinde 32 bin 800 yeni göçmenin ülkeye geldiği de görülmektedir. 2025 yılının ilk yedi ayına ilişkin elde edilen ön veriler yine İsrail’e gelen göçmenler olduğu bilgisini verirken oranlar önceki yıla göre düşüş yaşamaktadır.

            Middle East Monitor raporunda İsrail'den yapılan göçlerin temel etkenleri olarak Gazze'de gerçekleştirilen savaş ve rehinelerin geri dönüşünün sağlanamamasının yanında farklı nedenleri de sıralamıştır. Aşırı sağcı hükümetin adil olmayan ekonomi politikaları, Haredi Yahudilerinin zorunlu askerlik hizmetine karşı çıkması, akademik kurumlara yönelik tehditler ve yargı reformu gibi unsurları da vurgulamıştır.[4]

            Göçmenlerin tercih ettikleri ülkeler üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde Almanya yoğun ilgi gören ülkeler arasında ilk sırada yer almaktadır. 2024 yılının ilk 9 ayında İsrailliler tarafından 18 bin vize başvurusu kaydedilmiştir.[5] Alman hükümetinin İsrail devletinin yanında yer alması ve desteklemesi, Yahudilere yönelik çıkardığı göç ve vatandaşlık yasası, ekonomik ve iş imkanlarının güçlü olması bu tercihin neden yapıldığına dair açıklayıcı niteliktedir. Benzer şekilde Amerika, Kanada, Yunanistan ve Romanya gibi Batılı ülkeler göçlerin yoğun şekilde yapıldığı yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

            Göçün gerçekleştiği pek çok ülke olmasına rağmen bazı ülkelerdeki hareketlilik dikkat çekmektedir. Yakınlığı başta olmak üzere daha pek çok gerekçe ile Kıbrıs, İsrailliler tarafından tercih edilmektedir. 22 yıl önce Chabad-Lubavitch’i (Yahudiler arasında Hasidik akımlardan biri olup entelektüel ve mistik yönü birleştiren okullar olarak bilinir.)  Kıbrıs’ın Rum kesiminde kuran Haham Arie Raskin, Aksa Tufanı öncesinde de adaya gelen Yahudiler olduğunu söyleyerek bu sayının Ekim 2023 tarihinden sonra arttığından bahsetmiştir.

Raskin, 3 bin 500 İsrailli ailenin, yani yaklaşık 15 bin kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yuva olarak gördüğünü tahmin etmektedir. Bu sayı, 7 Ekim saldırısından önce 2 bin aile olarak belirlenmiştir.[6]

İsrailliler için Kıbrıs’ın cazip gözükmesinin bir diğer nedenini ekonomik ve sosyal yaşam standartlarına bağlamaktadır. “Yaşam maliyeti İsrail'dekinden çok daha düşük ve şiddet içeren suç neredeyse hiç duyulmuyor. Daha da önemlisi, İsrailliler burada sıcak bir şekilde karşılanıyor; öyle ki Larnaka Uluslararası Havalimanı'ndaki gümrüksüz satış mağazalarındaki tabelalar yolcuları İngilizce, Yunanca ve İbranice olarak çağırıyor.” [7]

Ayrıca Aksa Tufanı sonrası Türk hükümeti ve halkının tutumundan dolayı Türkiye’de kendilerini güvende hissetmediklerini belirten İsrailliler, turizm için de yine Kıbrıs’ın tercih edilesi olduğunu vurgulamışlardır.

Göç Edenlerin Demografik Özellikleri

            Kurulduğu günden itibaren İsrail için nüfusun ne denli önemli olduğu, işgal ettiği topraklarda Yahudi devlet özelliğini koruması için nüfusa olan ihtiyacı açıkça bilinmektedir. Bu bölgelerde demografik yapının Yahudiler lehine şekillenmesi, İsrail'in siyasi ve askeri stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir unsurdur. CBS, yayınladığı istatistiklerde 31 Aralık 2024 itibarıyla İsrail işgali altındaki Filistin topraklarının nüfusunun yaklaşık 10 milyon olduğunu ifade etmektedir. Bu verilere 7,7 milyon Yahudi, 2,1 milyon Arap İsrailli ve 216 bin yabancı uyruklu kişi dahil edilmiştir. 1967'de Altı Gün savaşları ile işgal ettiği Sina Yarımadası ve 2005 yılında çekildiği Gazze şeridi nüfusun işgal edilen bölgede yetersiz gelmesi sonucu demografik üstünlüğün sağlanamadığı ve bölgeden çekilmesinde önemli etkenlerden biri olduğu görülmektedir. Yine benzer şekilde 2000 yılında çekildiği Lübnan’ın güneyi, Yahudi yerleşimi bulunmaması yani toprakların tamamen düşman kesimlerden oluşması ve askeri varlığını destekleyecek sivil Yahudi nüfusunun olmayışı bölgeden çekilmesinde önemli bir nedendir. Bu sebeple İsrail'in varlığını sürdürmek istediği bölgelerde demografik üstünlüğü sağlamak için ciddi ölçüde Yahudi nüfusuna ihtiyacı vardır. Hadasah grubunun özellikle genç Yahudileri ülkeye çekmek için fon oluşturması, Aliyah Bakanlığı'nın sunduğu cazip fırsatları, devlet eliyle yeni gelen göçmenlere ilk yıllarda mali, konut ve eğitim desteği sağlanması gibi pek çok politika Yahudi nüfusunu artırmaya yönelik uygulanmaktadır.

            Fakat hem Aksa Tufanı hem de ülke içerisindeki siyasi, sosyal karışıklıklar nüfusun bir kısmının göçünde tetikleyici boyutlara gelmiştir. İsrail için daha endişe verici olan ise ülkeyi terk edenlerin %48'inin 20 ila 45 yaş arası, %27'sinin çocuk ve ergenlerden oluşmasıdır. İsrail için genç nüfus kaybı geleceğe dair endişelere yol açabilmektedir. İsrail için daha tehlikeli olan ise önemli bir güç olan ‘beyin gücü’nün beyin göçü ile karşı karşıya kalmasıdır. Negev Ben Gurion Üniversitesi sosyoloji profesörü Uri Ram'ın ifade ettiğine göre ülkede büyüyen bir beyin göçü sorunu mevcut ve bu sorun öncelikle askeri risk azaltılmazsa, sonrasında devlet gerçekten daha popülist-otokratik hale gelirse daha da artacaktır.[8] Beyin göçünün özellikle tıp ve teknoloji sektöründe yaşanması İsrail için gelecekte önemli bir tehdit unsuru olarak karşısına çıkmaktadır.

            Middle East Monitor ise "teknoloji, ekonomi, tıp ve kültür alanlarındaki uzmanların, kişisel özgürlüklerini kısıtlayan, yaratıcılığı engelleyen ve özel mülkiyetlerini baskılayan yasaları teşvik eden bir devlette artık kendilerine yer bulamamaları nedeniyle devletten göç edenlerin başlıca örnekleri olduğunu" doğrulamaktadır. [9]

            Akademik işbirliği ve İsrail'de tercih edilen üniversitelere bakıldığında 2024 yılı itibarıyla, bazı büyük akademik kurumların uluslararası başvurularında ciddi şekilde gerilediği görülmektedir. Güvenlik endişelerindeki artış ve bazı üniversitelerin İsrail ile akademik işbirliğinin sonlandırması, özellikle doktora gibi lisansüstü alanlarda düşüşün keskin düzeyde olduğunu belirtilmektedir.[10]

Son iki yıl içinde yaklaşık 40 yabancı üniversitenin İsrail ile işbirliğini tamamen veya kısmen sonlandırdığı ve İsrail Üniversiteler Başkanları Derneği’nin boykotları takip etmek ve diplomatik yollarla müdahale etmek için bir çalışma komitesi kurduğu bildirilmiştir.[11]

Akademik yalnızlaşma, prestij kaybı gibi gelişmeler yine beyin göçünü etkileyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Göçlerin İsrail Toplumu ve Toprakları Üzerinde Etkisi

            İsrail tarihinde ilk defa kendi topraklarında vurulmuş ve böylesi uzun süren bir savaşa girmiştir. İsrail'in uğradığı bu şok ‘MOSSAD başta olmak üzere yenilmez ve yanılmaz istihbarat teşkilatı’ algısını yerle bir etmiştir. İsrail'in kuruluş amacını da içinde barındıran Siyonist ideolojinin temel iddiası diasporadaki Yahudileri bir araya toplamak, onlar için ulusal bir vatan sağlamaktı. 7 Ekim ve sonrası yaşanan gelişmeler birçok Yahudi’nin zihnindeki ‘güvenli bölge’ algısını zedeledi, bir kısmının Yahudi vatanı olarak gördükleri ülkede bile aslında güvende olmadıkları düşüncesini zihnine yerleştirmiştir.

            Yatırımcılar açısından bakıldığında İsrail, uzun yıllar hem lojistik avantajı hem de güçlü teknolojileri ve vergi teşvikleri ile tercih edilen bir ülke olmuştur. Güncel gelişmelerden payını alan bu sektör de ‘güvenli liman’ yerini belirsizlik ve risk algısına bırakmaya başlamıştır. Ülkeden varlıklı göçün tetiklenmesinin uzmanlara göre geçici bir durum olduğu, mevcut krizin aşılması halinde tekrar gözde bir yatırım bölgesi olacağı düşünülmektedir. [12]

            Veriler göz önüne alındığında ülke içerisinde bazı varlıklı kişilerin ikinci bir plan arayışında olduğu görülmektedir. Yatırım yoluyla vatandaşlık veya oturum hakkı almak gibi seçenekler değerlendirilmektedir. İsrail'in tamamen cazibesini yitirdiği söylenemese de uzun yıllarca inşa edilen ‘Yahudiler için mutlak güvenli bölge’ ve ‘uluslararası yatırımcılar için cazip bir liman’ imajı sorgulanmaktadır.

            Göçün psikolojik boyutları açısından incelediğimizde Yahudi toplumlarının tarihsel deneyimi, göç olgusuna dair fikir edinmemize yardımcı olmaktadır. Yahudiler açısından göç psikolojisi açıklanırken yalnızca siyasi ya da ekonomik parametreler yeterli gelmez, kolektif hafızayı ve kuşaklar arası aktarımı da göz önünde bulundurmak gerekir, yani tarihi kolektif travma göç kararları üzerinde etkilidir.[13] İsrail'den gerçekleşen bu göç dalgası ve İsrail'e yapılan göçler farklı toplumsal kesimlerin aynı tehdide farklı tepkiler verdiğini göstermektedir. Küresel iş ağlarına sahip seküler yaşam tarzını benimseyen kitleler, dindar ve ideolojik bakış açısına sahip kesime göre daha kolay göç edebilmektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

            Yapılan araştırmalar ve raporlar incelendiğinde İsrail toplumunda özellikle Aksa Tufanı sonrası başlayan çatışmalar ve ülkede hâkim olan istikrarsızlık hali, toplumun bir kesiminde devlete ve ülkesine karşı aidiyet bağlarının zayıflaması gibi etkilere yol açmıştır. Ateşkes ilan edilse dahi iki yılı aşkın süredir sonuçlanamayan Gazze savaşı, güvenlik anlayışında endişeler, eşitliksiz ekonomik ve siyasi politikalar, rehine meselesi gibi sorunlar halkta belli bir kitlenin ülke dışında bir yerlerde yeni bir yaşam arayışına girmesinde etkili olmuştur. İsrail'in devam eden ve durdurulamayan saldırgan tavrından dolayı bölgenin sıcak çatışma hattında kalmasıyla daha pek çok insan için güvenlik problemi ortaya çıkacağı sinyalini vermektedir.

            İsrailliler, Ortadoğu’daki diğer halklara bakıldığında görece refah bir yaşantıya sahip olsalar da kendilerini güvende hissetmediklerini ifade ederek, mevcut krizlerin devam etmesi halinde İsrail'de bir gelecek göremediklerini dile getirmektedirler. Onları göçe iten bunca sebebin temeline baktığımızda; belki de esas nedenin bu topraklarda gerçek bir ev sahipliklerinin olmayışı ve devletlerinin 1948’den bu yana bölgede meşru müdafaaya dayalı politikalar izlemeyişinden kaynaklandığı düşüncesi akıllara gelmektedir.



Son Not

[1] Cohen, Adi (2024, Aralık, 31). Nearly 83,000 Israelis left country in 2024. i24NEWS. https://www.i24news.tv/en/news/israel/society/artc-nearly-83-000-israelis-left-country-in-2024#google_vignette

[2] Aderet, Ofer (2025, Eylül, 17). Israel sees net loss of 28,000 as emigration outpaces immigration. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2025-09-17/ty-article/.premium/israel-sees-net-loss-of-28-000-as-emigration-outpaces-immigration/00000199-57ce-d0dc-afdb-d7ff87ae0000

[3] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[4] Mustafa, A. (2025, 14 Ocak). Data on the rise in ‘reverse Jewish immigration’ shocks Israelis. Middle East Monitor. https://www.middleeastmonitor.com/20250114-data-on-the-rise-in-reverse-jewish-immigration-shocks-israelis/

[5] Desku, A. (2024, 1 Kasım). Over 18,000 German citizenship applications by Israelis in first 9 months of 2024. SchengenVisaInfo. https://schengenvisainfo.com/news/over-18000-german-citizenship-applications-by-israelis-in-first-9-months-of-2024/

[6] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[7] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[8] Graham-Harrison, Emma (2024, Ekim). A year of war accelerates ‘silent departure’ of Israel’s elite. The Guardian. https://www.theguardian.com/world/2024/oct/06/as-war-and-religion-rages-israels-secular-elite-contemplate-a-silent-departure

[9] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[10] Yaron, Lee (2024, Temmuz, 27). Strategic blow to Israeli science: Leading academic institutions see dramatik decline in overseas srudents. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2024-07-27/ty-article-magazine/.premium/strategic-blow-leading-israeli-academic-institutions-see-sharp-fall-in-foreign-students/00000190-e55e-d59e-a1f5-ffdea7d70000

[11] Uçar, Mehmet  Nuri, & Arnaout, Abdel Ra'ouf D. A. R. (2025, Ekim 27). İsrail’e karşı akademik boykotlar Gazze’deki soykırım sonrası 3 kat arttı. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-e-karsi-akademik-boykotlar-gazze-deki-soykirim-sonrasi-3-kat-artti/3727810

[12] Nelken-Zitser, J. (2024, 20 Haziran). Israel loses allure for millionaires as war shatters ‘safe haven’ image. Business Insider. https://www.businessinsider.com/israel-loses-allure-for-millionaires-war-shatters-safe-haven-image-2024-6

[13] Li, M., Cui, J., Solomon, M., Leach, A.-M., & Veronese, G. (2022). Understanding the impact of historical collective trauma on current group relations: A novel theoretical framework. Frontiers in Psychology, 13, Article 9893309. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9893309/ en

Araştırma Makalesi

Giriş

            7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen, tüm dünyanın dikkatini çeken Aksa Tufanı ve ardından gelen çatışmalar, İsrail halkı açısından demografik ve toplumsal sarsıntılara yol açmıştır. Çatışmalar sonucu yaşanan kayıplar, rehine meselesi ve halkın bir kısmında büyük yankı bulan güvensizlik hissi, pek çok İsraillinin kısa süreli uzaklaşma ya da kalıcı göç kararı almasına sebebiyet vermiştir. Bu yazıda amaç İsrail toplumunu, güvensizlik ortamındaki göç hareketleri bağlamında ele almaktır. Elde edilen veriler ışığında Aksa Tufanı sonrası göçlerin boyutu, nedenleri, toplumda nasıl yankı bulduğu ve İsrail'in ‘güvenli bölge’ algısına ne gibi etkileri olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma verileri 7 Ekim 2023 ve Ekim 2025 tarihleri arası ateşkes öncesi süreci kapsamaktadır.

Aksa Tufanı ve İsrail'e Yansımaları

            Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin el Kassam tugayları tarafından 7 Ekim 2023 sabahı İsrail'e karşı gerçekleştirilen operasyon Aksa Tufanı olarak isimlendirilmiştir. Aksa Tufanı, süreci ve sonuçları itibarı ile İsrail açısından büyük bir şok etkisi oluşturmuş, her iki taraf açısından da tarihe geçebilecek etkilere sahip olmuştur. 

            Aksa Tufanı operasyonu ile İsrail tarafında 2500 kayıp ve 250 rehine ile ülke tarihinde en sarsıcı sonuçlara yol açmıştır. Operasyon sonucu İsrail'in uluslararası arenada büyük bir itina ile oluşturduğu yenilmez imajı, göstermiş olduğu istihbarat açığı ile yerle bir olmuştur. Yüksek teknoloji ve güvenlik ağları ile örülü bölge, göstermiş olduğu bu zafiyetle güvenli bir anavatan algısının da zedelenmesine neden olmuştur.

            Aksa Tufanı operasyonunun ardından devam eden süreçte İsrail'in Gazze'ye açıkça uyguladığı sistematik soykırım ile birlikte dünyanın gözü bölgeye çevrilmiştir. Alenen gerçekleştirilen soykırım dünyada büyük yankı uyandırmış, halkların İsrail'e karşı ayaklanması ve Filistin halkının sesinin ilk defa bu kadar geniş kitlelerce duyulması gibi sonuçları olmuştur. İsrail'in dünyaya ‘meşru müdafaa’ bahanesi ile oluşturduğu algı yıkılarak, açıkça savaş suçu işlediği bizzat bu soykırıma maruz kalan Filistinliler eliyle ifşalanmıştır. Dünyada önde gelen üniversitelerde öğrenciler tarafından gerçekleştirilen uzun ve dirençli protestolar, şehir meydanlarının Filistinlilere destek amacıyla doldurulması ve hatta bazı Batılı devletlerin Filistin yönetimini tanımaya dair attığı adımlar gibi pek çok kitlesel hareket meydana gelmiştir. Bunlarla birlikte kuruluşundan bu yana ilk defa işgalci İsrail Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından mahkemeye verilmiştir.

            Savaşın iki yıla yakın bir süredir devam etmesi, İsrail hükümetinin geçen bu sürede savaşı bitirememesi ve lider kadrosuna suikastler düzenlemesine rağmen Hamas'ı ortadan kaldırma hedefine ulaşamaması, İsrail'in kendi içinde de farklı devinimlere yol açmıştır. Ülkede yaşanan kaos, hükümet karşıtı protestolar ve devam eden istikrarsızlık hali İsrail'in tüm Yahudi dünyasına vadettiği güvenli bölge algısı konusunda sorgulamaya itmiş, halkın siyasilere olan güvenini sarsmış ve neticesinde vatandaşların bir kısmını ülkeden ayrılmaya yöneltmiştir.

Yaşanan Göçün Nedenleri ve Göçün Hedef Bölgeleri

            Aksa Tufanı İsrailli Yahudilerin güvenlik, istikrar ve bölgesel hakimiyetlerine dair güvenlerini sarsarak tersine göçün önemli bir tetikleyicisi olmuştur. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu’ndan (CBS) elde edilen verilere göre Aksa Tufanı operasyonu akabinde ciddi bir göç hareketi gerçekleşerek, 2023 yılının Ekim ayında 12 bin 300 kişi kalıcı olarak ülkeyi terk etmiştir. Ekim ayında yaşanan ani çıkışlarda kasım ve aralık ayında azalma olsa da 2024 yılı boyunca göçler önceki yıllara oranla artarak devam etmiştir. CBS'nin verilerine göre 2024 yılında 82 bin 700 kişi yurtdışına taşınmış, yalnızca 23 bin 800 kişi geri dönmüştür.[1]

Hareetz’in 17 Eylül 2025 tarihli yayınladığı haberde 2025 yılı göç verilerine dair bilgilere de yer verilmiştir. Yurtdışına göç eden İsraillilerin sayısı 79 bin, geri dönenlerin sayısı ise 21 bin olarak girilmiştir. Yeni göçmenlerin sayısı 25 bin olarak verildiğinde yaklaşık 28 bin net göç kaybı ile negatif göçün 2025 senesinde de devam ettiği görülmektedir.[2] Bu veriler CBS tarafından yayınlanmamış olup 2025 yılının Eylül ayına kadar olan kısmına aittir.

            Göç eden İsrail vatandaşı verilerinin doğruluğunda farklı kaynaklar incelendiğinde tutarsızlık olduğu görülmektedir. İsrail tarafından yayınlanan istatistikler ile varış ülkeleri raporları karşılaştırıldığında göç eden kişi sayısı bakımından farklılıklar olduğu iddia edilmektedir. Sayısal veriler farklı olsa dahi tüm kaynaklar, Aksa Tufanı'ndan bu yana İsrail'den negatif yönde göç olduğuna dair ortak karardadır.

            Aksa Tufanı sonrası yaşanan gerilim sonucu oluşan psikolojik kaygı göçün en temel sebebi olarak karşımıza çıksa da İsraillilerin farklı sebeplerle ülkede gelecek görmedikleri gibi gerekçeler halkın bir kısmını farklı arayışlara itmiştir. Göçün nedenleri incelendiğinde itici güç olmakla birlikte tek sebebin Aksa Tufanı olmadığı görülmektedir. Göçmen sayılarında 2023 Ekim ayı öncesinde de artış olduğu, ülke içi krizin tırmandığı Temmuz ayından itibaren Ekim ayına kadar 34 bin 500 İsraillinin ülkeyi terk ettiği ve Mayıs 2024 tarihine kadar da dönmediği tespit edilmiştir. Yitzhak Rabin Merkezi'nin 14 Şubat 2025 tarihinde yayımladığı bir araştırma ile İsraillilerin yaklaşık dörtte birinin kötüleşen güvenlik koşulları nedeni ile 2024'te ülkeden ayrılmayı istedikleri sonucuna varılmıştır.[3] Göç yönelimi içten dışa yoğunlukta olmakla beraber diasporadan bölgeye gelen Yahudiler de bulunmaktadır. Gitmek isteyen bir kesim olduğu gibi 2024 yılı verilerinde 32 bin 800 yeni göçmenin ülkeye geldiği de görülmektedir. 2025 yılının ilk yedi ayına ilişkin elde edilen ön veriler yine İsrail’e gelen göçmenler olduğu bilgisini verirken oranlar önceki yıla göre düşüş yaşamaktadır.

            Middle East Monitor raporunda İsrail'den yapılan göçlerin temel etkenleri olarak Gazze'de gerçekleştirilen savaş ve rehinelerin geri dönüşünün sağlanamamasının yanında farklı nedenleri de sıralamıştır. Aşırı sağcı hükümetin adil olmayan ekonomi politikaları, Haredi Yahudilerinin zorunlu askerlik hizmetine karşı çıkması, akademik kurumlara yönelik tehditler ve yargı reformu gibi unsurları da vurgulamıştır.[4]

            Göçmenlerin tercih ettikleri ülkeler üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde Almanya yoğun ilgi gören ülkeler arasında ilk sırada yer almaktadır. 2024 yılının ilk 9 ayında İsrailliler tarafından 18 bin vize başvurusu kaydedilmiştir.[5] Alman hükümetinin İsrail devletinin yanında yer alması ve desteklemesi, Yahudilere yönelik çıkardığı göç ve vatandaşlık yasası, ekonomik ve iş imkanlarının güçlü olması bu tercihin neden yapıldığına dair açıklayıcı niteliktedir. Benzer şekilde Amerika, Kanada, Yunanistan ve Romanya gibi Batılı ülkeler göçlerin yoğun şekilde yapıldığı yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

            Göçün gerçekleştiği pek çok ülke olmasına rağmen bazı ülkelerdeki hareketlilik dikkat çekmektedir. Yakınlığı başta olmak üzere daha pek çok gerekçe ile Kıbrıs, İsrailliler tarafından tercih edilmektedir. 22 yıl önce Chabad-Lubavitch’i (Yahudiler arasında Hasidik akımlardan biri olup entelektüel ve mistik yönü birleştiren okullar olarak bilinir.)  Kıbrıs’ın Rum kesiminde kuran Haham Arie Raskin, Aksa Tufanı öncesinde de adaya gelen Yahudiler olduğunu söyleyerek bu sayının Ekim 2023 tarihinden sonra arttığından bahsetmiştir.

Raskin, 3 bin 500 İsrailli ailenin, yani yaklaşık 15 bin kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yuva olarak gördüğünü tahmin etmektedir. Bu sayı, 7 Ekim saldırısından önce 2 bin aile olarak belirlenmiştir.[6]

İsrailliler için Kıbrıs’ın cazip gözükmesinin bir diğer nedenini ekonomik ve sosyal yaşam standartlarına bağlamaktadır. “Yaşam maliyeti İsrail'dekinden çok daha düşük ve şiddet içeren suç neredeyse hiç duyulmuyor. Daha da önemlisi, İsrailliler burada sıcak bir şekilde karşılanıyor; öyle ki Larnaka Uluslararası Havalimanı'ndaki gümrüksüz satış mağazalarındaki tabelalar yolcuları İngilizce, Yunanca ve İbranice olarak çağırıyor.” [7]

Ayrıca Aksa Tufanı sonrası Türk hükümeti ve halkının tutumundan dolayı Türkiye’de kendilerini güvende hissetmediklerini belirten İsrailliler, turizm için de yine Kıbrıs’ın tercih edilesi olduğunu vurgulamışlardır.

Göç Edenlerin Demografik Özellikleri

            Kurulduğu günden itibaren İsrail için nüfusun ne denli önemli olduğu, işgal ettiği topraklarda Yahudi devlet özelliğini koruması için nüfusa olan ihtiyacı açıkça bilinmektedir. Bu bölgelerde demografik yapının Yahudiler lehine şekillenmesi, İsrail'in siyasi ve askeri stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir unsurdur. CBS, yayınladığı istatistiklerde 31 Aralık 2024 itibarıyla İsrail işgali altındaki Filistin topraklarının nüfusunun yaklaşık 10 milyon olduğunu ifade etmektedir. Bu verilere 7,7 milyon Yahudi, 2,1 milyon Arap İsrailli ve 216 bin yabancı uyruklu kişi dahil edilmiştir. 1967'de Altı Gün savaşları ile işgal ettiği Sina Yarımadası ve 2005 yılında çekildiği Gazze şeridi nüfusun işgal edilen bölgede yetersiz gelmesi sonucu demografik üstünlüğün sağlanamadığı ve bölgeden çekilmesinde önemli etkenlerden biri olduğu görülmektedir. Yine benzer şekilde 2000 yılında çekildiği Lübnan’ın güneyi, Yahudi yerleşimi bulunmaması yani toprakların tamamen düşman kesimlerden oluşması ve askeri varlığını destekleyecek sivil Yahudi nüfusunun olmayışı bölgeden çekilmesinde önemli bir nedendir. Bu sebeple İsrail'in varlığını sürdürmek istediği bölgelerde demografik üstünlüğü sağlamak için ciddi ölçüde Yahudi nüfusuna ihtiyacı vardır. Hadasah grubunun özellikle genç Yahudileri ülkeye çekmek için fon oluşturması, Aliyah Bakanlığı'nın sunduğu cazip fırsatları, devlet eliyle yeni gelen göçmenlere ilk yıllarda mali, konut ve eğitim desteği sağlanması gibi pek çok politika Yahudi nüfusunu artırmaya yönelik uygulanmaktadır.

            Fakat hem Aksa Tufanı hem de ülke içerisindeki siyasi, sosyal karışıklıklar nüfusun bir kısmının göçünde tetikleyici boyutlara gelmiştir. İsrail için daha endişe verici olan ise ülkeyi terk edenlerin %48'inin 20 ila 45 yaş arası, %27'sinin çocuk ve ergenlerden oluşmasıdır. İsrail için genç nüfus kaybı geleceğe dair endişelere yol açabilmektedir. İsrail için daha tehlikeli olan ise önemli bir güç olan ‘beyin gücü’nün beyin göçü ile karşı karşıya kalmasıdır. Negev Ben Gurion Üniversitesi sosyoloji profesörü Uri Ram'ın ifade ettiğine göre ülkede büyüyen bir beyin göçü sorunu mevcut ve bu sorun öncelikle askeri risk azaltılmazsa, sonrasında devlet gerçekten daha popülist-otokratik hale gelirse daha da artacaktır.[8] Beyin göçünün özellikle tıp ve teknoloji sektöründe yaşanması İsrail için gelecekte önemli bir tehdit unsuru olarak karşısına çıkmaktadır.

            Middle East Monitor ise "teknoloji, ekonomi, tıp ve kültür alanlarındaki uzmanların, kişisel özgürlüklerini kısıtlayan, yaratıcılığı engelleyen ve özel mülkiyetlerini baskılayan yasaları teşvik eden bir devlette artık kendilerine yer bulamamaları nedeniyle devletten göç edenlerin başlıca örnekleri olduğunu" doğrulamaktadır. [9]

            Akademik işbirliği ve İsrail'de tercih edilen üniversitelere bakıldığında 2024 yılı itibarıyla, bazı büyük akademik kurumların uluslararası başvurularında ciddi şekilde gerilediği görülmektedir. Güvenlik endişelerindeki artış ve bazı üniversitelerin İsrail ile akademik işbirliğinin sonlandırması, özellikle doktora gibi lisansüstü alanlarda düşüşün keskin düzeyde olduğunu belirtilmektedir.[10]

Son iki yıl içinde yaklaşık 40 yabancı üniversitenin İsrail ile işbirliğini tamamen veya kısmen sonlandırdığı ve İsrail Üniversiteler Başkanları Derneği’nin boykotları takip etmek ve diplomatik yollarla müdahale etmek için bir çalışma komitesi kurduğu bildirilmiştir.[11]

Akademik yalnızlaşma, prestij kaybı gibi gelişmeler yine beyin göçünü etkileyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Göçlerin İsrail Toplumu ve Toprakları Üzerinde Etkisi

            İsrail tarihinde ilk defa kendi topraklarında vurulmuş ve böylesi uzun süren bir savaşa girmiştir. İsrail'in uğradığı bu şok ‘MOSSAD başta olmak üzere yenilmez ve yanılmaz istihbarat teşkilatı’ algısını yerle bir etmiştir. İsrail'in kuruluş amacını da içinde barındıran Siyonist ideolojinin temel iddiası diasporadaki Yahudileri bir araya toplamak, onlar için ulusal bir vatan sağlamaktı. 7 Ekim ve sonrası yaşanan gelişmeler birçok Yahudi’nin zihnindeki ‘güvenli bölge’ algısını zedeledi, bir kısmının Yahudi vatanı olarak gördükleri ülkede bile aslında güvende olmadıkları düşüncesini zihnine yerleştirmiştir.

            Yatırımcılar açısından bakıldığında İsrail, uzun yıllar hem lojistik avantajı hem de güçlü teknolojileri ve vergi teşvikleri ile tercih edilen bir ülke olmuştur. Güncel gelişmelerden payını alan bu sektör de ‘güvenli liman’ yerini belirsizlik ve risk algısına bırakmaya başlamıştır. Ülkeden varlıklı göçün tetiklenmesinin uzmanlara göre geçici bir durum olduğu, mevcut krizin aşılması halinde tekrar gözde bir yatırım bölgesi olacağı düşünülmektedir. [12]

            Veriler göz önüne alındığında ülke içerisinde bazı varlıklı kişilerin ikinci bir plan arayışında olduğu görülmektedir. Yatırım yoluyla vatandaşlık veya oturum hakkı almak gibi seçenekler değerlendirilmektedir. İsrail'in tamamen cazibesini yitirdiği söylenemese de uzun yıllarca inşa edilen ‘Yahudiler için mutlak güvenli bölge’ ve ‘uluslararası yatırımcılar için cazip bir liman’ imajı sorgulanmaktadır.

            Göçün psikolojik boyutları açısından incelediğimizde Yahudi toplumlarının tarihsel deneyimi, göç olgusuna dair fikir edinmemize yardımcı olmaktadır. Yahudiler açısından göç psikolojisi açıklanırken yalnızca siyasi ya da ekonomik parametreler yeterli gelmez, kolektif hafızayı ve kuşaklar arası aktarımı da göz önünde bulundurmak gerekir, yani tarihi kolektif travma göç kararları üzerinde etkilidir.[13] İsrail'den gerçekleşen bu göç dalgası ve İsrail'e yapılan göçler farklı toplumsal kesimlerin aynı tehdide farklı tepkiler verdiğini göstermektedir. Küresel iş ağlarına sahip seküler yaşam tarzını benimseyen kitleler, dindar ve ideolojik bakış açısına sahip kesime göre daha kolay göç edebilmektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

            Yapılan araştırmalar ve raporlar incelendiğinde İsrail toplumunda özellikle Aksa Tufanı sonrası başlayan çatışmalar ve ülkede hâkim olan istikrarsızlık hali, toplumun bir kesiminde devlete ve ülkesine karşı aidiyet bağlarının zayıflaması gibi etkilere yol açmıştır. Ateşkes ilan edilse dahi iki yılı aşkın süredir sonuçlanamayan Gazze savaşı, güvenlik anlayışında endişeler, eşitliksiz ekonomik ve siyasi politikalar, rehine meselesi gibi sorunlar halkta belli bir kitlenin ülke dışında bir yerlerde yeni bir yaşam arayışına girmesinde etkili olmuştur. İsrail'in devam eden ve durdurulamayan saldırgan tavrından dolayı bölgenin sıcak çatışma hattında kalmasıyla daha pek çok insan için güvenlik problemi ortaya çıkacağı sinyalini vermektedir.

            İsrailliler, Ortadoğu’daki diğer halklara bakıldığında görece refah bir yaşantıya sahip olsalar da kendilerini güvende hissetmediklerini ifade ederek, mevcut krizlerin devam etmesi halinde İsrail'de bir gelecek göremediklerini dile getirmektedirler. Onları göçe iten bunca sebebin temeline baktığımızda; belki de esas nedenin bu topraklarda gerçek bir ev sahipliklerinin olmayışı ve devletlerinin 1948’den bu yana bölgede meşru müdafaaya dayalı politikalar izlemeyişinden kaynaklandığı düşüncesi akıllara gelmektedir.



Son Not

[1] Cohen, Adi (2024, Aralık, 31). Nearly 83,000 Israelis left country in 2024. i24NEWS. https://www.i24news.tv/en/news/israel/society/artc-nearly-83-000-israelis-left-country-in-2024#google_vignette

[2] Aderet, Ofer (2025, Eylül, 17). Israel sees net loss of 28,000 as emigration outpaces immigration. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2025-09-17/ty-article/.premium/israel-sees-net-loss-of-28-000-as-emigration-outpaces-immigration/00000199-57ce-d0dc-afdb-d7ff87ae0000

[3] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[4] Mustafa, A. (2025, 14 Ocak). Data on the rise in ‘reverse Jewish immigration’ shocks Israelis. Middle East Monitor. https://www.middleeastmonitor.com/20250114-data-on-the-rise-in-reverse-jewish-immigration-shocks-israelis/

[5] Desku, A. (2024, 1 Kasım). Over 18,000 German citizenship applications by Israelis in first 9 months of 2024. SchengenVisaInfo. https://schengenvisainfo.com/news/over-18000-german-citizenship-applications-by-israelis-in-first-9-months-of-2024/

[6] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[7] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[8] Graham-Harrison, Emma (2024, Ekim). A year of war accelerates ‘silent departure’ of Israel’s elite. The Guardian. https://www.theguardian.com/world/2024/oct/06/as-war-and-religion-rages-israels-secular-elite-contemplate-a-silent-departure

[9] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[10] Yaron, Lee (2024, Temmuz, 27). Strategic blow to Israeli science: Leading academic institutions see dramatik decline in overseas srudents. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2024-07-27/ty-article-magazine/.premium/strategic-blow-leading-israeli-academic-institutions-see-sharp-fall-in-foreign-students/00000190-e55e-d59e-a1f5-ffdea7d70000

[11] Uçar, Mehmet  Nuri, & Arnaout, Abdel Ra'ouf D. A. R. (2025, Ekim 27). İsrail’e karşı akademik boykotlar Gazze’deki soykırım sonrası 3 kat arttı. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-e-karsi-akademik-boykotlar-gazze-deki-soykirim-sonrasi-3-kat-artti/3727810

[12] Nelken-Zitser, J. (2024, 20 Haziran). Israel loses allure for millionaires as war shatters ‘safe haven’ image. Business Insider. https://www.businessinsider.com/israel-loses-allure-for-millionaires-war-shatters-safe-haven-image-2024-6

[13] Li, M., Cui, J., Solomon, M., Leach, A.-M., & Veronese, G. (2022). Understanding the impact of historical collective trauma on current group relations: A novel theoretical framework. Frontiers in Psychology, 13, Article 9893309. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9893309/ en

Araştırma Makalesi

Giriş

            7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen, tüm dünyanın dikkatini çeken Aksa Tufanı ve ardından gelen çatışmalar, İsrail halkı açısından demografik ve toplumsal sarsıntılara yol açmıştır. Çatışmalar sonucu yaşanan kayıplar, rehine meselesi ve halkın bir kısmında büyük yankı bulan güvensizlik hissi, pek çok İsraillinin kısa süreli uzaklaşma ya da kalıcı göç kararı almasına sebebiyet vermiştir. Bu yazıda amaç İsrail toplumunu, güvensizlik ortamındaki göç hareketleri bağlamında ele almaktır. Elde edilen veriler ışığında Aksa Tufanı sonrası göçlerin boyutu, nedenleri, toplumda nasıl yankı bulduğu ve İsrail'in ‘güvenli bölge’ algısına ne gibi etkileri olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma verileri 7 Ekim 2023 ve Ekim 2025 tarihleri arası ateşkes öncesi süreci kapsamaktadır.

Aksa Tufanı ve İsrail'e Yansımaları

            Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin el Kassam tugayları tarafından 7 Ekim 2023 sabahı İsrail'e karşı gerçekleştirilen operasyon Aksa Tufanı olarak isimlendirilmiştir. Aksa Tufanı, süreci ve sonuçları itibarı ile İsrail açısından büyük bir şok etkisi oluşturmuş, her iki taraf açısından da tarihe geçebilecek etkilere sahip olmuştur. 

            Aksa Tufanı operasyonu ile İsrail tarafında 2500 kayıp ve 250 rehine ile ülke tarihinde en sarsıcı sonuçlara yol açmıştır. Operasyon sonucu İsrail'in uluslararası arenada büyük bir itina ile oluşturduğu yenilmez imajı, göstermiş olduğu istihbarat açığı ile yerle bir olmuştur. Yüksek teknoloji ve güvenlik ağları ile örülü bölge, göstermiş olduğu bu zafiyetle güvenli bir anavatan algısının da zedelenmesine neden olmuştur.

            Aksa Tufanı operasyonunun ardından devam eden süreçte İsrail'in Gazze'ye açıkça uyguladığı sistematik soykırım ile birlikte dünyanın gözü bölgeye çevrilmiştir. Alenen gerçekleştirilen soykırım dünyada büyük yankı uyandırmış, halkların İsrail'e karşı ayaklanması ve Filistin halkının sesinin ilk defa bu kadar geniş kitlelerce duyulması gibi sonuçları olmuştur. İsrail'in dünyaya ‘meşru müdafaa’ bahanesi ile oluşturduğu algı yıkılarak, açıkça savaş suçu işlediği bizzat bu soykırıma maruz kalan Filistinliler eliyle ifşalanmıştır. Dünyada önde gelen üniversitelerde öğrenciler tarafından gerçekleştirilen uzun ve dirençli protestolar, şehir meydanlarının Filistinlilere destek amacıyla doldurulması ve hatta bazı Batılı devletlerin Filistin yönetimini tanımaya dair attığı adımlar gibi pek çok kitlesel hareket meydana gelmiştir. Bunlarla birlikte kuruluşundan bu yana ilk defa işgalci İsrail Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından mahkemeye verilmiştir.

            Savaşın iki yıla yakın bir süredir devam etmesi, İsrail hükümetinin geçen bu sürede savaşı bitirememesi ve lider kadrosuna suikastler düzenlemesine rağmen Hamas'ı ortadan kaldırma hedefine ulaşamaması, İsrail'in kendi içinde de farklı devinimlere yol açmıştır. Ülkede yaşanan kaos, hükümet karşıtı protestolar ve devam eden istikrarsızlık hali İsrail'in tüm Yahudi dünyasına vadettiği güvenli bölge algısı konusunda sorgulamaya itmiş, halkın siyasilere olan güvenini sarsmış ve neticesinde vatandaşların bir kısmını ülkeden ayrılmaya yöneltmiştir.

Yaşanan Göçün Nedenleri ve Göçün Hedef Bölgeleri

            Aksa Tufanı İsrailli Yahudilerin güvenlik, istikrar ve bölgesel hakimiyetlerine dair güvenlerini sarsarak tersine göçün önemli bir tetikleyicisi olmuştur. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu’ndan (CBS) elde edilen verilere göre Aksa Tufanı operasyonu akabinde ciddi bir göç hareketi gerçekleşerek, 2023 yılının Ekim ayında 12 bin 300 kişi kalıcı olarak ülkeyi terk etmiştir. Ekim ayında yaşanan ani çıkışlarda kasım ve aralık ayında azalma olsa da 2024 yılı boyunca göçler önceki yıllara oranla artarak devam etmiştir. CBS'nin verilerine göre 2024 yılında 82 bin 700 kişi yurtdışına taşınmış, yalnızca 23 bin 800 kişi geri dönmüştür.[1]

Hareetz’in 17 Eylül 2025 tarihli yayınladığı haberde 2025 yılı göç verilerine dair bilgilere de yer verilmiştir. Yurtdışına göç eden İsraillilerin sayısı 79 bin, geri dönenlerin sayısı ise 21 bin olarak girilmiştir. Yeni göçmenlerin sayısı 25 bin olarak verildiğinde yaklaşık 28 bin net göç kaybı ile negatif göçün 2025 senesinde de devam ettiği görülmektedir.[2] Bu veriler CBS tarafından yayınlanmamış olup 2025 yılının Eylül ayına kadar olan kısmına aittir.

            Göç eden İsrail vatandaşı verilerinin doğruluğunda farklı kaynaklar incelendiğinde tutarsızlık olduğu görülmektedir. İsrail tarafından yayınlanan istatistikler ile varış ülkeleri raporları karşılaştırıldığında göç eden kişi sayısı bakımından farklılıklar olduğu iddia edilmektedir. Sayısal veriler farklı olsa dahi tüm kaynaklar, Aksa Tufanı'ndan bu yana İsrail'den negatif yönde göç olduğuna dair ortak karardadır.

            Aksa Tufanı sonrası yaşanan gerilim sonucu oluşan psikolojik kaygı göçün en temel sebebi olarak karşımıza çıksa da İsraillilerin farklı sebeplerle ülkede gelecek görmedikleri gibi gerekçeler halkın bir kısmını farklı arayışlara itmiştir. Göçün nedenleri incelendiğinde itici güç olmakla birlikte tek sebebin Aksa Tufanı olmadığı görülmektedir. Göçmen sayılarında 2023 Ekim ayı öncesinde de artış olduğu, ülke içi krizin tırmandığı Temmuz ayından itibaren Ekim ayına kadar 34 bin 500 İsraillinin ülkeyi terk ettiği ve Mayıs 2024 tarihine kadar da dönmediği tespit edilmiştir. Yitzhak Rabin Merkezi'nin 14 Şubat 2025 tarihinde yayımladığı bir araştırma ile İsraillilerin yaklaşık dörtte birinin kötüleşen güvenlik koşulları nedeni ile 2024'te ülkeden ayrılmayı istedikleri sonucuna varılmıştır.[3] Göç yönelimi içten dışa yoğunlukta olmakla beraber diasporadan bölgeye gelen Yahudiler de bulunmaktadır. Gitmek isteyen bir kesim olduğu gibi 2024 yılı verilerinde 32 bin 800 yeni göçmenin ülkeye geldiği de görülmektedir. 2025 yılının ilk yedi ayına ilişkin elde edilen ön veriler yine İsrail’e gelen göçmenler olduğu bilgisini verirken oranlar önceki yıla göre düşüş yaşamaktadır.

            Middle East Monitor raporunda İsrail'den yapılan göçlerin temel etkenleri olarak Gazze'de gerçekleştirilen savaş ve rehinelerin geri dönüşünün sağlanamamasının yanında farklı nedenleri de sıralamıştır. Aşırı sağcı hükümetin adil olmayan ekonomi politikaları, Haredi Yahudilerinin zorunlu askerlik hizmetine karşı çıkması, akademik kurumlara yönelik tehditler ve yargı reformu gibi unsurları da vurgulamıştır.[4]

            Göçmenlerin tercih ettikleri ülkeler üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde Almanya yoğun ilgi gören ülkeler arasında ilk sırada yer almaktadır. 2024 yılının ilk 9 ayında İsrailliler tarafından 18 bin vize başvurusu kaydedilmiştir.[5] Alman hükümetinin İsrail devletinin yanında yer alması ve desteklemesi, Yahudilere yönelik çıkardığı göç ve vatandaşlık yasası, ekonomik ve iş imkanlarının güçlü olması bu tercihin neden yapıldığına dair açıklayıcı niteliktedir. Benzer şekilde Amerika, Kanada, Yunanistan ve Romanya gibi Batılı ülkeler göçlerin yoğun şekilde yapıldığı yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

            Göçün gerçekleştiği pek çok ülke olmasına rağmen bazı ülkelerdeki hareketlilik dikkat çekmektedir. Yakınlığı başta olmak üzere daha pek çok gerekçe ile Kıbrıs, İsrailliler tarafından tercih edilmektedir. 22 yıl önce Chabad-Lubavitch’i (Yahudiler arasında Hasidik akımlardan biri olup entelektüel ve mistik yönü birleştiren okullar olarak bilinir.)  Kıbrıs’ın Rum kesiminde kuran Haham Arie Raskin, Aksa Tufanı öncesinde de adaya gelen Yahudiler olduğunu söyleyerek bu sayının Ekim 2023 tarihinden sonra arttığından bahsetmiştir.

Raskin, 3 bin 500 İsrailli ailenin, yani yaklaşık 15 bin kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yuva olarak gördüğünü tahmin etmektedir. Bu sayı, 7 Ekim saldırısından önce 2 bin aile olarak belirlenmiştir.[6]

İsrailliler için Kıbrıs’ın cazip gözükmesinin bir diğer nedenini ekonomik ve sosyal yaşam standartlarına bağlamaktadır. “Yaşam maliyeti İsrail'dekinden çok daha düşük ve şiddet içeren suç neredeyse hiç duyulmuyor. Daha da önemlisi, İsrailliler burada sıcak bir şekilde karşılanıyor; öyle ki Larnaka Uluslararası Havalimanı'ndaki gümrüksüz satış mağazalarındaki tabelalar yolcuları İngilizce, Yunanca ve İbranice olarak çağırıyor.” [7]

Ayrıca Aksa Tufanı sonrası Türk hükümeti ve halkının tutumundan dolayı Türkiye’de kendilerini güvende hissetmediklerini belirten İsrailliler, turizm için de yine Kıbrıs’ın tercih edilesi olduğunu vurgulamışlardır.

Göç Edenlerin Demografik Özellikleri

            Kurulduğu günden itibaren İsrail için nüfusun ne denli önemli olduğu, işgal ettiği topraklarda Yahudi devlet özelliğini koruması için nüfusa olan ihtiyacı açıkça bilinmektedir. Bu bölgelerde demografik yapının Yahudiler lehine şekillenmesi, İsrail'in siyasi ve askeri stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir unsurdur. CBS, yayınladığı istatistiklerde 31 Aralık 2024 itibarıyla İsrail işgali altındaki Filistin topraklarının nüfusunun yaklaşık 10 milyon olduğunu ifade etmektedir. Bu verilere 7,7 milyon Yahudi, 2,1 milyon Arap İsrailli ve 216 bin yabancı uyruklu kişi dahil edilmiştir. 1967'de Altı Gün savaşları ile işgal ettiği Sina Yarımadası ve 2005 yılında çekildiği Gazze şeridi nüfusun işgal edilen bölgede yetersiz gelmesi sonucu demografik üstünlüğün sağlanamadığı ve bölgeden çekilmesinde önemli etkenlerden biri olduğu görülmektedir. Yine benzer şekilde 2000 yılında çekildiği Lübnan’ın güneyi, Yahudi yerleşimi bulunmaması yani toprakların tamamen düşman kesimlerden oluşması ve askeri varlığını destekleyecek sivil Yahudi nüfusunun olmayışı bölgeden çekilmesinde önemli bir nedendir. Bu sebeple İsrail'in varlığını sürdürmek istediği bölgelerde demografik üstünlüğü sağlamak için ciddi ölçüde Yahudi nüfusuna ihtiyacı vardır. Hadasah grubunun özellikle genç Yahudileri ülkeye çekmek için fon oluşturması, Aliyah Bakanlığı'nın sunduğu cazip fırsatları, devlet eliyle yeni gelen göçmenlere ilk yıllarda mali, konut ve eğitim desteği sağlanması gibi pek çok politika Yahudi nüfusunu artırmaya yönelik uygulanmaktadır.

            Fakat hem Aksa Tufanı hem de ülke içerisindeki siyasi, sosyal karışıklıklar nüfusun bir kısmının göçünde tetikleyici boyutlara gelmiştir. İsrail için daha endişe verici olan ise ülkeyi terk edenlerin %48'inin 20 ila 45 yaş arası, %27'sinin çocuk ve ergenlerden oluşmasıdır. İsrail için genç nüfus kaybı geleceğe dair endişelere yol açabilmektedir. İsrail için daha tehlikeli olan ise önemli bir güç olan ‘beyin gücü’nün beyin göçü ile karşı karşıya kalmasıdır. Negev Ben Gurion Üniversitesi sosyoloji profesörü Uri Ram'ın ifade ettiğine göre ülkede büyüyen bir beyin göçü sorunu mevcut ve bu sorun öncelikle askeri risk azaltılmazsa, sonrasında devlet gerçekten daha popülist-otokratik hale gelirse daha da artacaktır.[8] Beyin göçünün özellikle tıp ve teknoloji sektöründe yaşanması İsrail için gelecekte önemli bir tehdit unsuru olarak karşısına çıkmaktadır.

            Middle East Monitor ise "teknoloji, ekonomi, tıp ve kültür alanlarındaki uzmanların, kişisel özgürlüklerini kısıtlayan, yaratıcılığı engelleyen ve özel mülkiyetlerini baskılayan yasaları teşvik eden bir devlette artık kendilerine yer bulamamaları nedeniyle devletten göç edenlerin başlıca örnekleri olduğunu" doğrulamaktadır. [9]

            Akademik işbirliği ve İsrail'de tercih edilen üniversitelere bakıldığında 2024 yılı itibarıyla, bazı büyük akademik kurumların uluslararası başvurularında ciddi şekilde gerilediği görülmektedir. Güvenlik endişelerindeki artış ve bazı üniversitelerin İsrail ile akademik işbirliğinin sonlandırması, özellikle doktora gibi lisansüstü alanlarda düşüşün keskin düzeyde olduğunu belirtilmektedir.[10]

Son iki yıl içinde yaklaşık 40 yabancı üniversitenin İsrail ile işbirliğini tamamen veya kısmen sonlandırdığı ve İsrail Üniversiteler Başkanları Derneği’nin boykotları takip etmek ve diplomatik yollarla müdahale etmek için bir çalışma komitesi kurduğu bildirilmiştir.[11]

Akademik yalnızlaşma, prestij kaybı gibi gelişmeler yine beyin göçünü etkileyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Göçlerin İsrail Toplumu ve Toprakları Üzerinde Etkisi

            İsrail tarihinde ilk defa kendi topraklarında vurulmuş ve böylesi uzun süren bir savaşa girmiştir. İsrail'in uğradığı bu şok ‘MOSSAD başta olmak üzere yenilmez ve yanılmaz istihbarat teşkilatı’ algısını yerle bir etmiştir. İsrail'in kuruluş amacını da içinde barındıran Siyonist ideolojinin temel iddiası diasporadaki Yahudileri bir araya toplamak, onlar için ulusal bir vatan sağlamaktı. 7 Ekim ve sonrası yaşanan gelişmeler birçok Yahudi’nin zihnindeki ‘güvenli bölge’ algısını zedeledi, bir kısmının Yahudi vatanı olarak gördükleri ülkede bile aslında güvende olmadıkları düşüncesini zihnine yerleştirmiştir.

            Yatırımcılar açısından bakıldığında İsrail, uzun yıllar hem lojistik avantajı hem de güçlü teknolojileri ve vergi teşvikleri ile tercih edilen bir ülke olmuştur. Güncel gelişmelerden payını alan bu sektör de ‘güvenli liman’ yerini belirsizlik ve risk algısına bırakmaya başlamıştır. Ülkeden varlıklı göçün tetiklenmesinin uzmanlara göre geçici bir durum olduğu, mevcut krizin aşılması halinde tekrar gözde bir yatırım bölgesi olacağı düşünülmektedir. [12]

            Veriler göz önüne alındığında ülke içerisinde bazı varlıklı kişilerin ikinci bir plan arayışında olduğu görülmektedir. Yatırım yoluyla vatandaşlık veya oturum hakkı almak gibi seçenekler değerlendirilmektedir. İsrail'in tamamen cazibesini yitirdiği söylenemese de uzun yıllarca inşa edilen ‘Yahudiler için mutlak güvenli bölge’ ve ‘uluslararası yatırımcılar için cazip bir liman’ imajı sorgulanmaktadır.

            Göçün psikolojik boyutları açısından incelediğimizde Yahudi toplumlarının tarihsel deneyimi, göç olgusuna dair fikir edinmemize yardımcı olmaktadır. Yahudiler açısından göç psikolojisi açıklanırken yalnızca siyasi ya da ekonomik parametreler yeterli gelmez, kolektif hafızayı ve kuşaklar arası aktarımı da göz önünde bulundurmak gerekir, yani tarihi kolektif travma göç kararları üzerinde etkilidir.[13] İsrail'den gerçekleşen bu göç dalgası ve İsrail'e yapılan göçler farklı toplumsal kesimlerin aynı tehdide farklı tepkiler verdiğini göstermektedir. Küresel iş ağlarına sahip seküler yaşam tarzını benimseyen kitleler, dindar ve ideolojik bakış açısına sahip kesime göre daha kolay göç edebilmektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

            Yapılan araştırmalar ve raporlar incelendiğinde İsrail toplumunda özellikle Aksa Tufanı sonrası başlayan çatışmalar ve ülkede hâkim olan istikrarsızlık hali, toplumun bir kesiminde devlete ve ülkesine karşı aidiyet bağlarının zayıflaması gibi etkilere yol açmıştır. Ateşkes ilan edilse dahi iki yılı aşkın süredir sonuçlanamayan Gazze savaşı, güvenlik anlayışında endişeler, eşitliksiz ekonomik ve siyasi politikalar, rehine meselesi gibi sorunlar halkta belli bir kitlenin ülke dışında bir yerlerde yeni bir yaşam arayışına girmesinde etkili olmuştur. İsrail'in devam eden ve durdurulamayan saldırgan tavrından dolayı bölgenin sıcak çatışma hattında kalmasıyla daha pek çok insan için güvenlik problemi ortaya çıkacağı sinyalini vermektedir.

            İsrailliler, Ortadoğu’daki diğer halklara bakıldığında görece refah bir yaşantıya sahip olsalar da kendilerini güvende hissetmediklerini ifade ederek, mevcut krizlerin devam etmesi halinde İsrail'de bir gelecek göremediklerini dile getirmektedirler. Onları göçe iten bunca sebebin temeline baktığımızda; belki de esas nedenin bu topraklarda gerçek bir ev sahipliklerinin olmayışı ve devletlerinin 1948’den bu yana bölgede meşru müdafaaya dayalı politikalar izlemeyişinden kaynaklandığı düşüncesi akıllara gelmektedir.



Son Not

[1] Cohen, Adi (2024, Aralık, 31). Nearly 83,000 Israelis left country in 2024. i24NEWS. https://www.i24news.tv/en/news/israel/society/artc-nearly-83-000-israelis-left-country-in-2024#google_vignette

[2] Aderet, Ofer (2025, Eylül, 17). Israel sees net loss of 28,000 as emigration outpaces immigration. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2025-09-17/ty-article/.premium/israel-sees-net-loss-of-28-000-as-emigration-outpaces-immigration/00000199-57ce-d0dc-afdb-d7ff87ae0000

[3] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[4] Mustafa, A. (2025, 14 Ocak). Data on the rise in ‘reverse Jewish immigration’ shocks Israelis. Middle East Monitor. https://www.middleeastmonitor.com/20250114-data-on-the-rise-in-reverse-jewish-immigration-shocks-israelis/

[5] Desku, A. (2024, 1 Kasım). Over 18,000 German citizenship applications by Israelis in first 9 months of 2024. SchengenVisaInfo. https://schengenvisainfo.com/news/over-18000-german-citizenship-applications-by-israelis-in-first-9-months-of-2024/

[6] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[7] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[8] Graham-Harrison, Emma (2024, Ekim). A year of war accelerates ‘silent departure’ of Israel’s elite. The Guardian. https://www.theguardian.com/world/2024/oct/06/as-war-and-religion-rages-israels-secular-elite-contemplate-a-silent-departure

[9] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[10] Yaron, Lee (2024, Temmuz, 27). Strategic blow to Israeli science: Leading academic institutions see dramatik decline in overseas srudents. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2024-07-27/ty-article-magazine/.premium/strategic-blow-leading-israeli-academic-institutions-see-sharp-fall-in-foreign-students/00000190-e55e-d59e-a1f5-ffdea7d70000

[11] Uçar, Mehmet  Nuri, & Arnaout, Abdel Ra'ouf D. A. R. (2025, Ekim 27). İsrail’e karşı akademik boykotlar Gazze’deki soykırım sonrası 3 kat arttı. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-e-karsi-akademik-boykotlar-gazze-deki-soykirim-sonrasi-3-kat-artti/3727810

[12] Nelken-Zitser, J. (2024, 20 Haziran). Israel loses allure for millionaires as war shatters ‘safe haven’ image. Business Insider. https://www.businessinsider.com/israel-loses-allure-for-millionaires-war-shatters-safe-haven-image-2024-6

[13] Li, M., Cui, J., Solomon, M., Leach, A.-M., & Veronese, G. (2022). Understanding the impact of historical collective trauma on current group relations: A novel theoretical framework. Frontiers in Psychology, 13, Article 9893309. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9893309/ en

Araştırma Makalesi

Giriş

            7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından gerçekleştirilen, tüm dünyanın dikkatini çeken Aksa Tufanı ve ardından gelen çatışmalar, İsrail halkı açısından demografik ve toplumsal sarsıntılara yol açmıştır. Çatışmalar sonucu yaşanan kayıplar, rehine meselesi ve halkın bir kısmında büyük yankı bulan güvensizlik hissi, pek çok İsraillinin kısa süreli uzaklaşma ya da kalıcı göç kararı almasına sebebiyet vermiştir. Bu yazıda amaç İsrail toplumunu, güvensizlik ortamındaki göç hareketleri bağlamında ele almaktır. Elde edilen veriler ışığında Aksa Tufanı sonrası göçlerin boyutu, nedenleri, toplumda nasıl yankı bulduğu ve İsrail'in ‘güvenli bölge’ algısına ne gibi etkileri olduğu değerlendirilmiştir. Araştırma verileri 7 Ekim 2023 ve Ekim 2025 tarihleri arası ateşkes öncesi süreci kapsamaktadır.

Aksa Tufanı ve İsrail'e Yansımaları

            Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin el Kassam tugayları tarafından 7 Ekim 2023 sabahı İsrail'e karşı gerçekleştirilen operasyon Aksa Tufanı olarak isimlendirilmiştir. Aksa Tufanı, süreci ve sonuçları itibarı ile İsrail açısından büyük bir şok etkisi oluşturmuş, her iki taraf açısından da tarihe geçebilecek etkilere sahip olmuştur. 

            Aksa Tufanı operasyonu ile İsrail tarafında 2500 kayıp ve 250 rehine ile ülke tarihinde en sarsıcı sonuçlara yol açmıştır. Operasyon sonucu İsrail'in uluslararası arenada büyük bir itina ile oluşturduğu yenilmez imajı, göstermiş olduğu istihbarat açığı ile yerle bir olmuştur. Yüksek teknoloji ve güvenlik ağları ile örülü bölge, göstermiş olduğu bu zafiyetle güvenli bir anavatan algısının da zedelenmesine neden olmuştur.

            Aksa Tufanı operasyonunun ardından devam eden süreçte İsrail'in Gazze'ye açıkça uyguladığı sistematik soykırım ile birlikte dünyanın gözü bölgeye çevrilmiştir. Alenen gerçekleştirilen soykırım dünyada büyük yankı uyandırmış, halkların İsrail'e karşı ayaklanması ve Filistin halkının sesinin ilk defa bu kadar geniş kitlelerce duyulması gibi sonuçları olmuştur. İsrail'in dünyaya ‘meşru müdafaa’ bahanesi ile oluşturduğu algı yıkılarak, açıkça savaş suçu işlediği bizzat bu soykırıma maruz kalan Filistinliler eliyle ifşalanmıştır. Dünyada önde gelen üniversitelerde öğrenciler tarafından gerçekleştirilen uzun ve dirençli protestolar, şehir meydanlarının Filistinlilere destek amacıyla doldurulması ve hatta bazı Batılı devletlerin Filistin yönetimini tanımaya dair attığı adımlar gibi pek çok kitlesel hareket meydana gelmiştir. Bunlarla birlikte kuruluşundan bu yana ilk defa işgalci İsrail Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmak üzere Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından mahkemeye verilmiştir.

            Savaşın iki yıla yakın bir süredir devam etmesi, İsrail hükümetinin geçen bu sürede savaşı bitirememesi ve lider kadrosuna suikastler düzenlemesine rağmen Hamas'ı ortadan kaldırma hedefine ulaşamaması, İsrail'in kendi içinde de farklı devinimlere yol açmıştır. Ülkede yaşanan kaos, hükümet karşıtı protestolar ve devam eden istikrarsızlık hali İsrail'in tüm Yahudi dünyasına vadettiği güvenli bölge algısı konusunda sorgulamaya itmiş, halkın siyasilere olan güvenini sarsmış ve neticesinde vatandaşların bir kısmını ülkeden ayrılmaya yöneltmiştir.

Yaşanan Göçün Nedenleri ve Göçün Hedef Bölgeleri

            Aksa Tufanı İsrailli Yahudilerin güvenlik, istikrar ve bölgesel hakimiyetlerine dair güvenlerini sarsarak tersine göçün önemli bir tetikleyicisi olmuştur. İsrail Merkezi İstatistik Bürosu’ndan (CBS) elde edilen verilere göre Aksa Tufanı operasyonu akabinde ciddi bir göç hareketi gerçekleşerek, 2023 yılının Ekim ayında 12 bin 300 kişi kalıcı olarak ülkeyi terk etmiştir. Ekim ayında yaşanan ani çıkışlarda kasım ve aralık ayında azalma olsa da 2024 yılı boyunca göçler önceki yıllara oranla artarak devam etmiştir. CBS'nin verilerine göre 2024 yılında 82 bin 700 kişi yurtdışına taşınmış, yalnızca 23 bin 800 kişi geri dönmüştür.[1]

Hareetz’in 17 Eylül 2025 tarihli yayınladığı haberde 2025 yılı göç verilerine dair bilgilere de yer verilmiştir. Yurtdışına göç eden İsraillilerin sayısı 79 bin, geri dönenlerin sayısı ise 21 bin olarak girilmiştir. Yeni göçmenlerin sayısı 25 bin olarak verildiğinde yaklaşık 28 bin net göç kaybı ile negatif göçün 2025 senesinde de devam ettiği görülmektedir.[2] Bu veriler CBS tarafından yayınlanmamış olup 2025 yılının Eylül ayına kadar olan kısmına aittir.

            Göç eden İsrail vatandaşı verilerinin doğruluğunda farklı kaynaklar incelendiğinde tutarsızlık olduğu görülmektedir. İsrail tarafından yayınlanan istatistikler ile varış ülkeleri raporları karşılaştırıldığında göç eden kişi sayısı bakımından farklılıklar olduğu iddia edilmektedir. Sayısal veriler farklı olsa dahi tüm kaynaklar, Aksa Tufanı'ndan bu yana İsrail'den negatif yönde göç olduğuna dair ortak karardadır.

            Aksa Tufanı sonrası yaşanan gerilim sonucu oluşan psikolojik kaygı göçün en temel sebebi olarak karşımıza çıksa da İsraillilerin farklı sebeplerle ülkede gelecek görmedikleri gibi gerekçeler halkın bir kısmını farklı arayışlara itmiştir. Göçün nedenleri incelendiğinde itici güç olmakla birlikte tek sebebin Aksa Tufanı olmadığı görülmektedir. Göçmen sayılarında 2023 Ekim ayı öncesinde de artış olduğu, ülke içi krizin tırmandığı Temmuz ayından itibaren Ekim ayına kadar 34 bin 500 İsraillinin ülkeyi terk ettiği ve Mayıs 2024 tarihine kadar da dönmediği tespit edilmiştir. Yitzhak Rabin Merkezi'nin 14 Şubat 2025 tarihinde yayımladığı bir araştırma ile İsraillilerin yaklaşık dörtte birinin kötüleşen güvenlik koşulları nedeni ile 2024'te ülkeden ayrılmayı istedikleri sonucuna varılmıştır.[3] Göç yönelimi içten dışa yoğunlukta olmakla beraber diasporadan bölgeye gelen Yahudiler de bulunmaktadır. Gitmek isteyen bir kesim olduğu gibi 2024 yılı verilerinde 32 bin 800 yeni göçmenin ülkeye geldiği de görülmektedir. 2025 yılının ilk yedi ayına ilişkin elde edilen ön veriler yine İsrail’e gelen göçmenler olduğu bilgisini verirken oranlar önceki yıla göre düşüş yaşamaktadır.

            Middle East Monitor raporunda İsrail'den yapılan göçlerin temel etkenleri olarak Gazze'de gerçekleştirilen savaş ve rehinelerin geri dönüşünün sağlanamamasının yanında farklı nedenleri de sıralamıştır. Aşırı sağcı hükümetin adil olmayan ekonomi politikaları, Haredi Yahudilerinin zorunlu askerlik hizmetine karşı çıkması, akademik kurumlara yönelik tehditler ve yargı reformu gibi unsurları da vurgulamıştır.[4]

            Göçmenlerin tercih ettikleri ülkeler üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde Almanya yoğun ilgi gören ülkeler arasında ilk sırada yer almaktadır. 2024 yılının ilk 9 ayında İsrailliler tarafından 18 bin vize başvurusu kaydedilmiştir.[5] Alman hükümetinin İsrail devletinin yanında yer alması ve desteklemesi, Yahudilere yönelik çıkardığı göç ve vatandaşlık yasası, ekonomik ve iş imkanlarının güçlü olması bu tercihin neden yapıldığına dair açıklayıcı niteliktedir. Benzer şekilde Amerika, Kanada, Yunanistan ve Romanya gibi Batılı ülkeler göçlerin yoğun şekilde yapıldığı yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

            Göçün gerçekleştiği pek çok ülke olmasına rağmen bazı ülkelerdeki hareketlilik dikkat çekmektedir. Yakınlığı başta olmak üzere daha pek çok gerekçe ile Kıbrıs, İsrailliler tarafından tercih edilmektedir. 22 yıl önce Chabad-Lubavitch’i (Yahudiler arasında Hasidik akımlardan biri olup entelektüel ve mistik yönü birleştiren okullar olarak bilinir.)  Kıbrıs’ın Rum kesiminde kuran Haham Arie Raskin, Aksa Tufanı öncesinde de adaya gelen Yahudiler olduğunu söyleyerek bu sayının Ekim 2023 tarihinden sonra arttığından bahsetmiştir.

Raskin, 3 bin 500 İsrailli ailenin, yani yaklaşık 15 bin kişinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni yuva olarak gördüğünü tahmin etmektedir. Bu sayı, 7 Ekim saldırısından önce 2 bin aile olarak belirlenmiştir.[6]

İsrailliler için Kıbrıs’ın cazip gözükmesinin bir diğer nedenini ekonomik ve sosyal yaşam standartlarına bağlamaktadır. “Yaşam maliyeti İsrail'dekinden çok daha düşük ve şiddet içeren suç neredeyse hiç duyulmuyor. Daha da önemlisi, İsrailliler burada sıcak bir şekilde karşılanıyor; öyle ki Larnaka Uluslararası Havalimanı'ndaki gümrüksüz satış mağazalarındaki tabelalar yolcuları İngilizce, Yunanca ve İbranice olarak çağırıyor.” [7]

Ayrıca Aksa Tufanı sonrası Türk hükümeti ve halkının tutumundan dolayı Türkiye’de kendilerini güvende hissetmediklerini belirten İsrailliler, turizm için de yine Kıbrıs’ın tercih edilesi olduğunu vurgulamışlardır.

Göç Edenlerin Demografik Özellikleri

            Kurulduğu günden itibaren İsrail için nüfusun ne denli önemli olduğu, işgal ettiği topraklarda Yahudi devlet özelliğini koruması için nüfusa olan ihtiyacı açıkça bilinmektedir. Bu bölgelerde demografik yapının Yahudiler lehine şekillenmesi, İsrail'in siyasi ve askeri stratejilerinin belirlenmesinde önemli bir unsurdur. CBS, yayınladığı istatistiklerde 31 Aralık 2024 itibarıyla İsrail işgali altındaki Filistin topraklarının nüfusunun yaklaşık 10 milyon olduğunu ifade etmektedir. Bu verilere 7,7 milyon Yahudi, 2,1 milyon Arap İsrailli ve 216 bin yabancı uyruklu kişi dahil edilmiştir. 1967'de Altı Gün savaşları ile işgal ettiği Sina Yarımadası ve 2005 yılında çekildiği Gazze şeridi nüfusun işgal edilen bölgede yetersiz gelmesi sonucu demografik üstünlüğün sağlanamadığı ve bölgeden çekilmesinde önemli etkenlerden biri olduğu görülmektedir. Yine benzer şekilde 2000 yılında çekildiği Lübnan’ın güneyi, Yahudi yerleşimi bulunmaması yani toprakların tamamen düşman kesimlerden oluşması ve askeri varlığını destekleyecek sivil Yahudi nüfusunun olmayışı bölgeden çekilmesinde önemli bir nedendir. Bu sebeple İsrail'in varlığını sürdürmek istediği bölgelerde demografik üstünlüğü sağlamak için ciddi ölçüde Yahudi nüfusuna ihtiyacı vardır. Hadasah grubunun özellikle genç Yahudileri ülkeye çekmek için fon oluşturması, Aliyah Bakanlığı'nın sunduğu cazip fırsatları, devlet eliyle yeni gelen göçmenlere ilk yıllarda mali, konut ve eğitim desteği sağlanması gibi pek çok politika Yahudi nüfusunu artırmaya yönelik uygulanmaktadır.

            Fakat hem Aksa Tufanı hem de ülke içerisindeki siyasi, sosyal karışıklıklar nüfusun bir kısmının göçünde tetikleyici boyutlara gelmiştir. İsrail için daha endişe verici olan ise ülkeyi terk edenlerin %48'inin 20 ila 45 yaş arası, %27'sinin çocuk ve ergenlerden oluşmasıdır. İsrail için genç nüfus kaybı geleceğe dair endişelere yol açabilmektedir. İsrail için daha tehlikeli olan ise önemli bir güç olan ‘beyin gücü’nün beyin göçü ile karşı karşıya kalmasıdır. Negev Ben Gurion Üniversitesi sosyoloji profesörü Uri Ram'ın ifade ettiğine göre ülkede büyüyen bir beyin göçü sorunu mevcut ve bu sorun öncelikle askeri risk azaltılmazsa, sonrasında devlet gerçekten daha popülist-otokratik hale gelirse daha da artacaktır.[8] Beyin göçünün özellikle tıp ve teknoloji sektöründe yaşanması İsrail için gelecekte önemli bir tehdit unsuru olarak karşısına çıkmaktadır.

            Middle East Monitor ise "teknoloji, ekonomi, tıp ve kültür alanlarındaki uzmanların, kişisel özgürlüklerini kısıtlayan, yaratıcılığı engelleyen ve özel mülkiyetlerini baskılayan yasaları teşvik eden bir devlette artık kendilerine yer bulamamaları nedeniyle devletten göç edenlerin başlıca örnekleri olduğunu" doğrulamaktadır. [9]

            Akademik işbirliği ve İsrail'de tercih edilen üniversitelere bakıldığında 2024 yılı itibarıyla, bazı büyük akademik kurumların uluslararası başvurularında ciddi şekilde gerilediği görülmektedir. Güvenlik endişelerindeki artış ve bazı üniversitelerin İsrail ile akademik işbirliğinin sonlandırması, özellikle doktora gibi lisansüstü alanlarda düşüşün keskin düzeyde olduğunu belirtilmektedir.[10]

Son iki yıl içinde yaklaşık 40 yabancı üniversitenin İsrail ile işbirliğini tamamen veya kısmen sonlandırdığı ve İsrail Üniversiteler Başkanları Derneği’nin boykotları takip etmek ve diplomatik yollarla müdahale etmek için bir çalışma komitesi kurduğu bildirilmiştir.[11]

Akademik yalnızlaşma, prestij kaybı gibi gelişmeler yine beyin göçünü etkileyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Göçlerin İsrail Toplumu ve Toprakları Üzerinde Etkisi

            İsrail tarihinde ilk defa kendi topraklarında vurulmuş ve böylesi uzun süren bir savaşa girmiştir. İsrail'in uğradığı bu şok ‘MOSSAD başta olmak üzere yenilmez ve yanılmaz istihbarat teşkilatı’ algısını yerle bir etmiştir. İsrail'in kuruluş amacını da içinde barındıran Siyonist ideolojinin temel iddiası diasporadaki Yahudileri bir araya toplamak, onlar için ulusal bir vatan sağlamaktı. 7 Ekim ve sonrası yaşanan gelişmeler birçok Yahudi’nin zihnindeki ‘güvenli bölge’ algısını zedeledi, bir kısmının Yahudi vatanı olarak gördükleri ülkede bile aslında güvende olmadıkları düşüncesini zihnine yerleştirmiştir.

            Yatırımcılar açısından bakıldığında İsrail, uzun yıllar hem lojistik avantajı hem de güçlü teknolojileri ve vergi teşvikleri ile tercih edilen bir ülke olmuştur. Güncel gelişmelerden payını alan bu sektör de ‘güvenli liman’ yerini belirsizlik ve risk algısına bırakmaya başlamıştır. Ülkeden varlıklı göçün tetiklenmesinin uzmanlara göre geçici bir durum olduğu, mevcut krizin aşılması halinde tekrar gözde bir yatırım bölgesi olacağı düşünülmektedir. [12]

            Veriler göz önüne alındığında ülke içerisinde bazı varlıklı kişilerin ikinci bir plan arayışında olduğu görülmektedir. Yatırım yoluyla vatandaşlık veya oturum hakkı almak gibi seçenekler değerlendirilmektedir. İsrail'in tamamen cazibesini yitirdiği söylenemese de uzun yıllarca inşa edilen ‘Yahudiler için mutlak güvenli bölge’ ve ‘uluslararası yatırımcılar için cazip bir liman’ imajı sorgulanmaktadır.

            Göçün psikolojik boyutları açısından incelediğimizde Yahudi toplumlarının tarihsel deneyimi, göç olgusuna dair fikir edinmemize yardımcı olmaktadır. Yahudiler açısından göç psikolojisi açıklanırken yalnızca siyasi ya da ekonomik parametreler yeterli gelmez, kolektif hafızayı ve kuşaklar arası aktarımı da göz önünde bulundurmak gerekir, yani tarihi kolektif travma göç kararları üzerinde etkilidir.[13] İsrail'den gerçekleşen bu göç dalgası ve İsrail'e yapılan göçler farklı toplumsal kesimlerin aynı tehdide farklı tepkiler verdiğini göstermektedir. Küresel iş ağlarına sahip seküler yaşam tarzını benimseyen kitleler, dindar ve ideolojik bakış açısına sahip kesime göre daha kolay göç edebilmektedir.

Sonuç ve Değerlendirme

            Yapılan araştırmalar ve raporlar incelendiğinde İsrail toplumunda özellikle Aksa Tufanı sonrası başlayan çatışmalar ve ülkede hâkim olan istikrarsızlık hali, toplumun bir kesiminde devlete ve ülkesine karşı aidiyet bağlarının zayıflaması gibi etkilere yol açmıştır. Ateşkes ilan edilse dahi iki yılı aşkın süredir sonuçlanamayan Gazze savaşı, güvenlik anlayışında endişeler, eşitliksiz ekonomik ve siyasi politikalar, rehine meselesi gibi sorunlar halkta belli bir kitlenin ülke dışında bir yerlerde yeni bir yaşam arayışına girmesinde etkili olmuştur. İsrail'in devam eden ve durdurulamayan saldırgan tavrından dolayı bölgenin sıcak çatışma hattında kalmasıyla daha pek çok insan için güvenlik problemi ortaya çıkacağı sinyalini vermektedir.

            İsrailliler, Ortadoğu’daki diğer halklara bakıldığında görece refah bir yaşantıya sahip olsalar da kendilerini güvende hissetmediklerini ifade ederek, mevcut krizlerin devam etmesi halinde İsrail'de bir gelecek göremediklerini dile getirmektedirler. Onları göçe iten bunca sebebin temeline baktığımızda; belki de esas nedenin bu topraklarda gerçek bir ev sahipliklerinin olmayışı ve devletlerinin 1948’den bu yana bölgede meşru müdafaaya dayalı politikalar izlemeyişinden kaynaklandığı düşüncesi akıllara gelmektedir.



Son Not

[1] Cohen, Adi (2024, Aralık, 31). Nearly 83,000 Israelis left country in 2024. i24NEWS. https://www.i24news.tv/en/news/israel/society/artc-nearly-83-000-israelis-left-country-in-2024#google_vignette

[2] Aderet, Ofer (2025, Eylül, 17). Israel sees net loss of 28,000 as emigration outpaces immigration. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2025-09-17/ty-article/.premium/israel-sees-net-loss-of-28-000-as-emigration-outpaces-immigration/00000199-57ce-d0dc-afdb-d7ff87ae0000

[3] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[4] Mustafa, A. (2025, 14 Ocak). Data on the rise in ‘reverse Jewish immigration’ shocks Israelis. Middle East Monitor. https://www.middleeastmonitor.com/20250114-data-on-the-rise-in-reverse-jewish-immigration-shocks-israelis/

[5] Desku, A. (2024, 1 Kasım). Over 18,000 German citizenship applications by Israelis in first 9 months of 2024. SchengenVisaInfo. https://schengenvisainfo.com/news/over-18000-german-citizenship-applications-by-israelis-in-first-9-months-of-2024/

[6] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[7] Luxner, Larry. (2024, Aralık, 20). Israelis are increasingly heading to Cyprus and not Just for vacation or to get married. JTA. https://www.jta.org/2024/12/20/global/israelis-are-increasingly-heading-to-cyprus-and-not-just-for-vacation-or-to-get-married

[8] Graham-Harrison, Emma (2024, Ekim). A year of war accelerates ‘silent departure’ of Israel’s elite. The Guardian. https://www.theguardian.com/world/2024/oct/06/as-war-and-religion-rages-israels-secular-elite-contemplate-a-silent-departure

[9] Al-Estiklal Newspaper. (2025, Şubat). War in Gaza Is ‘Over,’ So Why Are Israelis Still Eyeing Immigration? Al-Estiklal. https://www.alestiklal.net/en/article/war-in-gaza-is-over-so-why-are-israelis-still-eyeing-immigration

[10] Yaron, Lee (2024, Temmuz, 27). Strategic blow to Israeli science: Leading academic institutions see dramatik decline in overseas srudents. Hareetz. https://www.haaretz.com/israel-news/2024-07-27/ty-article-magazine/.premium/strategic-blow-leading-israeli-academic-institutions-see-sharp-fall-in-foreign-students/00000190-e55e-d59e-a1f5-ffdea7d70000

[11] Uçar, Mehmet  Nuri, & Arnaout, Abdel Ra'ouf D. A. R. (2025, Ekim 27). İsrail’e karşı akademik boykotlar Gazze’deki soykırım sonrası 3 kat arttı. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-e-karsi-akademik-boykotlar-gazze-deki-soykirim-sonrasi-3-kat-artti/3727810

[12] Nelken-Zitser, J. (2024, 20 Haziran). Israel loses allure for millionaires as war shatters ‘safe haven’ image. Business Insider. https://www.businessinsider.com/israel-loses-allure-for-millionaires-war-shatters-safe-haven-image-2024-6

[13] Li, M., Cui, J., Solomon, M., Leach, A.-M., & Veronese, G. (2022). Understanding the impact of historical collective trauma on current group relations: A novel theoretical framework. Frontiers in Psychology, 13, Article 9893309. https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9893309/ en

Bu Sayfada:

title

title

title

İlginizi çekebilir

İlginizi çekebilir

İlginizi çekebilir

• Kudüs Çalışma Grubu • Kudüs Çalışma Grubu