


Giriş
Gazze'deki mevcut savaş ilk değil; Gazze, iki yıl süren bu savaştan önce beş savaşa tanık oldu. Her savaşta İsrail; okulları, üniversiteleri, hastaneleri, camileri, yüzlerce sivil binayı ve binlerce evi bombalayarak yıktı. Gazze Şeridi'ne uygulanan boğucu abluka bu savaşla değil, 2007'den bu yana 18 yıldır devam ediyor. Bu yıllar içerisinde, kara, deniz ve hava yoluyla tam bir ablukaya tabi tutulup insanların ve malların girişi çıkışı engelleniyor. Buna bağlı olarak inşaat, sanayi, tarım, elektrik, sağlık gibi çeşitli sektörler de olumsuz etkileniyor. Gazze dışındaki birçok insan, iki yıldır süren savaşın sona erdiğine ve ateşkesin başladığına inanıyor, ancak bu sadece dış dünyada görünen bir görüntüdür. Gazzeliler, yiyecek, su, barınak ve diğer ihtiyaçları karşılamak için ve hayatta kalabilmek için büyük mücadele veriyor. Sınır kapıları kapalı olması nedeniyle pazarlarda mallar kıt ve çok pahalı oluyor.
Sağlık
Gazze Şeridi'nde yaklaşık 35 hastane bulunuyor ve bunların çoğu bombalandı veya hasar gördü. Bu durum, çok sayıda binanın yıkılmasına ve birçok tıbbi ekipmanın kullanılamaz hale gelmesine neden oldu. İsrail'in Gazze'ye karşı savaşı ve uygulanan abluka, son derece zor koşullarda yaşayan iki milyondan fazla insana tıbbi malzeme ve ekipman girişini engellemesi nedeniyle halkın sağlığını da ciddi şekilde etkiliyor. Seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok şiddetli vakanın yurt dışında tedavi görmesi de engellendi. Gerekli tıbbi malzeme, cihaz, ekipmanlar ve ilaçların yok olmasının yanı sıra binlerce Gazzeli sağlık çalışanın savaşta hayatını kaybetmesi nedeniyle, Gazze'deki hastaların genel olarak tedavi edilmesi oldukça zor bir süreç. Bazı vakaların durumu orta derecede olup tedavi edilebilir durumda olmasına rağmen olanakların yetersizliği nedeniyle yaralılar hayatını kaybetti. Kötüleşen sağlık durumunun bir örneği olarak yaşlılar için tekerlekli sandalye ve tıbbi yatak bulunmaması nedeniyle yaralılar yerde tedavi ediliyor. Şehrin tüm nüfusu, iki yıldır sebze, meyve, et ve temel gıda maddelerinin eksikliği ve içme suyu teminindeki zorluklar nedeniyle bağışıklık yetmezliği, kansızlık ve benzeri birçok hastalıkla boğuşuyor. Yiyeceklerinin çoğu, sadece hayatta kalmak için vücutlarını doyuran konserve yiyeceklerden oluşuyor.
Eğitim
Gençler arasında okuma yazma bilmeme oranı savaştan önce oldukça düşüktü, ancak üniversite ve okulların bombalanması nedeniyle iki yıldır öğrenciler eğitimden mahrum bırakıldığı için bu oran giderek artıyor. Uygulanan acımasız abluka sonucunda nüfusun yaklaşık %80'i işsiz kalmış ve bu oran dünyadaki en yüksek işsizlik oranına ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yarısından fazlasının artık yoksulluk içinde yaşadığı kabul edilmektedir. Yoksulluk rüzgârları, çocukları çocuk işçiliğine itiyor. Gazzelilerin çoğunun çalıştığı fabrikaların ve tarım arazilerinin yıkılması nedeniyle nüfusun çoğu işsiz ve geçimini sağlayacak bir iş bulamıyor.
Seyahat-Göç
Gazze ile Mısır'ı birbirine bağlayan tek sınır kapısı (Refah Sınır Kapısı) kapalı kalmaya devam ediyor ve uzun süredir açık değil. Savaş haricindeki şartlar altında bile, bir Gazzeli uzun ve meşakkatli bir sürecin ardından Refah Sınır Kapısı'ndan geçip Gazze'den ayrılamıyor.
Mısır tarafı, kendi topraklarına girmesi veya Mısır topraklarından geçişi yasaklanan Gazze sakinlerinin uzun listesine ek olarak, günde yalnızca 250 kişinin geçişine izin veriyor. Şu anda, tıbbi tedavi, eğitim veya başka herhangi bir nedenle kimse Gazze'den çıkamıyor. Bu durum, tedavi için yurt dışına çıkamayan birçok hastanın ölümüne yol açtı. Dahası, bir Filistinli şu anda Gazze'den ayrılmak isterse, hayatını kurtarmak ve çıkış izni almak için Mısır yetkililerine yaklaşık 5.000 dolar ödemek zorunda. Tabii bu, Mısır ile Gazze arasındaki geçişin açık olduğu varsayıldığında geçerli.
Elektrik
Gazze Şeridi'ne son yıllardaki sınırlı yakıt tedariki, daha önce günde yalnızca sekiz saat, bazen de dört saat elektrik sağlayan elektrik arzını ciddi şekilde etkiledi. Şu anda, yakıt dağıtımının tamamen kesilmesi nedeniyle elektrik tamamen yok ve bölge sakinleri iki yıldır karanlıkta kalıyor. En büyük zararı, hassas tıbbi cihazları çalıştırmak ve kalp hastalarını izlemek için büyük ölçüde elektriğe bağımlı olan sağlık sektörü gördü ve hastaneler bazı acil cerrahi operasyonları ertelemek zorunda kaldılar. Günlük yaşamda elektrikle ilgili birçok kullanım alanında (çamaşır yıkamak, aydınlatma, internet ve iletişim hizmetlerinin yetersizliği ve telefonlarını şarj etme) sıkıntı çekiliyor. İnsanlar telefonlarını şarj edecekleri bir yer bulmak ve ödeme yapmak için uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar, bu yolculuk sürecinde bazen telefonları çalınıyor. Benzer şekilde, internet erişimi olduğunda, internetin mevcut olduğu belirli yerlere gidiyorlar ki bu da epey pahalı. Aynı aile üyeleri arasında iletişim olmadığı için bu durum, onların acısını daha da artırıyor.
Kıtlık
Gazze halkı bu savaş sırasında ciddi bir kıtlık yaşadı; binlerce kişi, gençler, çocuklar ailelerini beslemek için un ararken katliamlarda hayatını kaybetti. Gazze'ye giren yardımlar nüfusun %1'ine bile yetmiyor ve Gazze'deki malların çoğu tüccarların kontrolünde ve pazarlarda fahiş fiyatlara satılıyor. Bu nedenle, birçok insan karşılayamayacağı yüksek fiyatlar nedeniyle yiyecek temin edemiyor. Sonuç olarak, birçok kişi ekmek veya yemek bulabilse bile, uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor. Doğalgaz eksikliği insanların ateşte yemek pişirmeye zorlanmasına ve bu durumun göz ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi sağlık sorunlarına yol açmasına neden oluyor. Buna ek olarak yakacak odun fiyatları da oldukça yüksek.
Zeytin, turunçgiller, sebzeler ve çiçekler gibi tarım ürünleri bir zamanlar Gazze'nin temel gıdasıydı. Halk her zaman ürünlerinde kendi kendine yetmeyi hedefledi, ancak işgal güçlerinin bombalamaları ve attığı zehirli maddeler nedeniyle tarım arazilerine verilen zarar nedeniyle bu artık imkânsız.
Gazze Denizi'nde balıkçıların balık tutması da engelleniyor. Balıkçılara sürekli ateş açılmasına ve tehdit edilmesine rağmen, pazarlarda et ve tavuk bulunmaması onları balık tutmak için denize açılmaya zorluyor. Çalışanlar (öğretmenler, mühendisler, doktorlar ve diğer kamu sektörü çalışanları) maaşlarının yalnızca %40'ını her iki ayda bir alıyorlar. Gazze'de maaşlar neredeyse yok denecek kadar az; çalışanlar her iki ayda yaklaşık üç yüz dolar alıyor ve bu para bile yırtık banknotlar nedeniyle çoğu zaman kullanılamaz durumda. Tüccarlar hasarlı paraları kabul etmiyor.
Su
Gazze'de altyapı ve sanitasyonun (genel hijyen altyapısı) tahrip olması nedeniyle hem içme hem de diğer insani ihtiyaçlar için su kıtlığı yaşanıyor. İçme suyu eksikliği nedeniyle Gazzeliler temiz su almak için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyor. Mevcut su kaynakları tükenirse, bir kamyon dolusu su için birkaç gün beklemek zorunda kalabilirler. Banyo ve kişisel temizlik gibi günlük kullanımları için ihtiyaç duydukları suya gelince, az miktarda su alıp evlerine getirmek için uzun mesafeleri yürüyorlar. Yüz binlerce kişinin çadırlarda bulunması nedeniyle kişisel hijyen koşulları da elverişsiz, barınaklar aşırı kalabalık, insanlar saatlerce sıra bekliyor.
Barınma
İsrail, halkın acısını daha da artırmak için evleri ve apartmanları kasıtlı olarak bombaladığından dolayı birçok insanın evi yıkıldı. Sözde ateşkese rağmen inşaat tamamen durduruldu. Evleri yıkılanların barınma imkânının olmaması nedeniyle birçok kişiyi sokaklarda uyumak zorunda kaldı. Okul gibi barınaklar mevcut olsa bile, genellikle tek bir odaya 30'dan fazla kişi sığdırılıyor. Dahası, yaygın yıkım nedeniyle kiralık ev bulunmuyor ve bulunsa bile, fiyatlar çoğu Gazzeli için aşırı yüksek. Çadırlar ayrı bir problem ve acıyı daha da artırıyor. Binlerce insan çadırlarda yaşıyor ve Gazze'de çadırlar yetersiz. Çadırların kıtlığı fahiş fiyatlara yol açtı.
Kadınlar namaz elbiseleriyle yatıp kalkıyor, başlarına bir şey gelmesin diye üzerlerini örtüyorlar.
Ulaşım imkânı olmadığından dolayı belirli bir yere ulaşmak için çok uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar. Ulaşım olsa bile çok pahalı ve kıt ayrıca daha birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Yaşadıkları, insan aklının alamayacağı kadar büyük. Gazze halkı, savaşlar ve abluka nedeniyle çektiği tüm acılara rağmen, gururlu, saygın, eğitimli, bilinçli ve başarılı bir halk; en yüksek eğitim seviyelerine sahipler.
Halkın her gün karşı karşıya kaldığı ve katlandığı sayısız zorluk ve günlük mücadele var; kelimelerin ifade edemeyeceği, sayfaların sığdıramayacağı zorluklar. Hepimiz kendimizi bu koşullar altında sadece bir gün, hatta bir saat bile yaşadığımızı hayal edelim. Buna dayanabilir miyiz? Hayır. Elektrik birkaç saatliğine kesilse günlük hayatımızdaki birçok şey aksar. Örnekler çok, ancak çekilen acılar daha da büyük ve bu zorluklar savaşın bitmesiyle sona ermeyecek, etkileri ve engelleri yıllarca çeşitli alanlarda devam edecektir.
Giriş
Gazze'deki mevcut savaş ilk değil; Gazze, iki yıl süren bu savaştan önce beş savaşa tanık oldu. Her savaşta İsrail; okulları, üniversiteleri, hastaneleri, camileri, yüzlerce sivil binayı ve binlerce evi bombalayarak yıktı. Gazze Şeridi'ne uygulanan boğucu abluka bu savaşla değil, 2007'den bu yana 18 yıldır devam ediyor. Bu yıllar içerisinde, kara, deniz ve hava yoluyla tam bir ablukaya tabi tutulup insanların ve malların girişi çıkışı engelleniyor. Buna bağlı olarak inşaat, sanayi, tarım, elektrik, sağlık gibi çeşitli sektörler de olumsuz etkileniyor. Gazze dışındaki birçok insan, iki yıldır süren savaşın sona erdiğine ve ateşkesin başladığına inanıyor, ancak bu sadece dış dünyada görünen bir görüntüdür. Gazzeliler, yiyecek, su, barınak ve diğer ihtiyaçları karşılamak için ve hayatta kalabilmek için büyük mücadele veriyor. Sınır kapıları kapalı olması nedeniyle pazarlarda mallar kıt ve çok pahalı oluyor.
Sağlık
Gazze Şeridi'nde yaklaşık 35 hastane bulunuyor ve bunların çoğu bombalandı veya hasar gördü. Bu durum, çok sayıda binanın yıkılmasına ve birçok tıbbi ekipmanın kullanılamaz hale gelmesine neden oldu. İsrail'in Gazze'ye karşı savaşı ve uygulanan abluka, son derece zor koşullarda yaşayan iki milyondan fazla insana tıbbi malzeme ve ekipman girişini engellemesi nedeniyle halkın sağlığını da ciddi şekilde etkiliyor. Seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok şiddetli vakanın yurt dışında tedavi görmesi de engellendi. Gerekli tıbbi malzeme, cihaz, ekipmanlar ve ilaçların yok olmasının yanı sıra binlerce Gazzeli sağlık çalışanın savaşta hayatını kaybetmesi nedeniyle, Gazze'deki hastaların genel olarak tedavi edilmesi oldukça zor bir süreç. Bazı vakaların durumu orta derecede olup tedavi edilebilir durumda olmasına rağmen olanakların yetersizliği nedeniyle yaralılar hayatını kaybetti. Kötüleşen sağlık durumunun bir örneği olarak yaşlılar için tekerlekli sandalye ve tıbbi yatak bulunmaması nedeniyle yaralılar yerde tedavi ediliyor. Şehrin tüm nüfusu, iki yıldır sebze, meyve, et ve temel gıda maddelerinin eksikliği ve içme suyu teminindeki zorluklar nedeniyle bağışıklık yetmezliği, kansızlık ve benzeri birçok hastalıkla boğuşuyor. Yiyeceklerinin çoğu, sadece hayatta kalmak için vücutlarını doyuran konserve yiyeceklerden oluşuyor.
Eğitim
Gençler arasında okuma yazma bilmeme oranı savaştan önce oldukça düşüktü, ancak üniversite ve okulların bombalanması nedeniyle iki yıldır öğrenciler eğitimden mahrum bırakıldığı için bu oran giderek artıyor. Uygulanan acımasız abluka sonucunda nüfusun yaklaşık %80'i işsiz kalmış ve bu oran dünyadaki en yüksek işsizlik oranına ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yarısından fazlasının artık yoksulluk içinde yaşadığı kabul edilmektedir. Yoksulluk rüzgârları, çocukları çocuk işçiliğine itiyor. Gazzelilerin çoğunun çalıştığı fabrikaların ve tarım arazilerinin yıkılması nedeniyle nüfusun çoğu işsiz ve geçimini sağlayacak bir iş bulamıyor.
Seyahat-Göç
Gazze ile Mısır'ı birbirine bağlayan tek sınır kapısı (Refah Sınır Kapısı) kapalı kalmaya devam ediyor ve uzun süredir açık değil. Savaş haricindeki şartlar altında bile, bir Gazzeli uzun ve meşakkatli bir sürecin ardından Refah Sınır Kapısı'ndan geçip Gazze'den ayrılamıyor.
Mısır tarafı, kendi topraklarına girmesi veya Mısır topraklarından geçişi yasaklanan Gazze sakinlerinin uzun listesine ek olarak, günde yalnızca 250 kişinin geçişine izin veriyor. Şu anda, tıbbi tedavi, eğitim veya başka herhangi bir nedenle kimse Gazze'den çıkamıyor. Bu durum, tedavi için yurt dışına çıkamayan birçok hastanın ölümüne yol açtı. Dahası, bir Filistinli şu anda Gazze'den ayrılmak isterse, hayatını kurtarmak ve çıkış izni almak için Mısır yetkililerine yaklaşık 5.000 dolar ödemek zorunda. Tabii bu, Mısır ile Gazze arasındaki geçişin açık olduğu varsayıldığında geçerli.
Elektrik
Gazze Şeridi'ne son yıllardaki sınırlı yakıt tedariki, daha önce günde yalnızca sekiz saat, bazen de dört saat elektrik sağlayan elektrik arzını ciddi şekilde etkiledi. Şu anda, yakıt dağıtımının tamamen kesilmesi nedeniyle elektrik tamamen yok ve bölge sakinleri iki yıldır karanlıkta kalıyor. En büyük zararı, hassas tıbbi cihazları çalıştırmak ve kalp hastalarını izlemek için büyük ölçüde elektriğe bağımlı olan sağlık sektörü gördü ve hastaneler bazı acil cerrahi operasyonları ertelemek zorunda kaldılar. Günlük yaşamda elektrikle ilgili birçok kullanım alanında (çamaşır yıkamak, aydınlatma, internet ve iletişim hizmetlerinin yetersizliği ve telefonlarını şarj etme) sıkıntı çekiliyor. İnsanlar telefonlarını şarj edecekleri bir yer bulmak ve ödeme yapmak için uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar, bu yolculuk sürecinde bazen telefonları çalınıyor. Benzer şekilde, internet erişimi olduğunda, internetin mevcut olduğu belirli yerlere gidiyorlar ki bu da epey pahalı. Aynı aile üyeleri arasında iletişim olmadığı için bu durum, onların acısını daha da artırıyor.
Kıtlık
Gazze halkı bu savaş sırasında ciddi bir kıtlık yaşadı; binlerce kişi, gençler, çocuklar ailelerini beslemek için un ararken katliamlarda hayatını kaybetti. Gazze'ye giren yardımlar nüfusun %1'ine bile yetmiyor ve Gazze'deki malların çoğu tüccarların kontrolünde ve pazarlarda fahiş fiyatlara satılıyor. Bu nedenle, birçok insan karşılayamayacağı yüksek fiyatlar nedeniyle yiyecek temin edemiyor. Sonuç olarak, birçok kişi ekmek veya yemek bulabilse bile, uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor. Doğalgaz eksikliği insanların ateşte yemek pişirmeye zorlanmasına ve bu durumun göz ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi sağlık sorunlarına yol açmasına neden oluyor. Buna ek olarak yakacak odun fiyatları da oldukça yüksek.
Zeytin, turunçgiller, sebzeler ve çiçekler gibi tarım ürünleri bir zamanlar Gazze'nin temel gıdasıydı. Halk her zaman ürünlerinde kendi kendine yetmeyi hedefledi, ancak işgal güçlerinin bombalamaları ve attığı zehirli maddeler nedeniyle tarım arazilerine verilen zarar nedeniyle bu artık imkânsız.
Gazze Denizi'nde balıkçıların balık tutması da engelleniyor. Balıkçılara sürekli ateş açılmasına ve tehdit edilmesine rağmen, pazarlarda et ve tavuk bulunmaması onları balık tutmak için denize açılmaya zorluyor. Çalışanlar (öğretmenler, mühendisler, doktorlar ve diğer kamu sektörü çalışanları) maaşlarının yalnızca %40'ını her iki ayda bir alıyorlar. Gazze'de maaşlar neredeyse yok denecek kadar az; çalışanlar her iki ayda yaklaşık üç yüz dolar alıyor ve bu para bile yırtık banknotlar nedeniyle çoğu zaman kullanılamaz durumda. Tüccarlar hasarlı paraları kabul etmiyor.
Su
Gazze'de altyapı ve sanitasyonun (genel hijyen altyapısı) tahrip olması nedeniyle hem içme hem de diğer insani ihtiyaçlar için su kıtlığı yaşanıyor. İçme suyu eksikliği nedeniyle Gazzeliler temiz su almak için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyor. Mevcut su kaynakları tükenirse, bir kamyon dolusu su için birkaç gün beklemek zorunda kalabilirler. Banyo ve kişisel temizlik gibi günlük kullanımları için ihtiyaç duydukları suya gelince, az miktarda su alıp evlerine getirmek için uzun mesafeleri yürüyorlar. Yüz binlerce kişinin çadırlarda bulunması nedeniyle kişisel hijyen koşulları da elverişsiz, barınaklar aşırı kalabalık, insanlar saatlerce sıra bekliyor.
Barınma
İsrail, halkın acısını daha da artırmak için evleri ve apartmanları kasıtlı olarak bombaladığından dolayı birçok insanın evi yıkıldı. Sözde ateşkese rağmen inşaat tamamen durduruldu. Evleri yıkılanların barınma imkânının olmaması nedeniyle birçok kişiyi sokaklarda uyumak zorunda kaldı. Okul gibi barınaklar mevcut olsa bile, genellikle tek bir odaya 30'dan fazla kişi sığdırılıyor. Dahası, yaygın yıkım nedeniyle kiralık ev bulunmuyor ve bulunsa bile, fiyatlar çoğu Gazzeli için aşırı yüksek. Çadırlar ayrı bir problem ve acıyı daha da artırıyor. Binlerce insan çadırlarda yaşıyor ve Gazze'de çadırlar yetersiz. Çadırların kıtlığı fahiş fiyatlara yol açtı.
Kadınlar namaz elbiseleriyle yatıp kalkıyor, başlarına bir şey gelmesin diye üzerlerini örtüyorlar.
Ulaşım imkânı olmadığından dolayı belirli bir yere ulaşmak için çok uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar. Ulaşım olsa bile çok pahalı ve kıt ayrıca daha birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Yaşadıkları, insan aklının alamayacağı kadar büyük. Gazze halkı, savaşlar ve abluka nedeniyle çektiği tüm acılara rağmen, gururlu, saygın, eğitimli, bilinçli ve başarılı bir halk; en yüksek eğitim seviyelerine sahipler.
Halkın her gün karşı karşıya kaldığı ve katlandığı sayısız zorluk ve günlük mücadele var; kelimelerin ifade edemeyeceği, sayfaların sığdıramayacağı zorluklar. Hepimiz kendimizi bu koşullar altında sadece bir gün, hatta bir saat bile yaşadığımızı hayal edelim. Buna dayanabilir miyiz? Hayır. Elektrik birkaç saatliğine kesilse günlük hayatımızdaki birçok şey aksar. Örnekler çok, ancak çekilen acılar daha da büyük ve bu zorluklar savaşın bitmesiyle sona ermeyecek, etkileri ve engelleri yıllarca çeşitli alanlarda devam edecektir.
Giriş
Gazze'deki mevcut savaş ilk değil; Gazze, iki yıl süren bu savaştan önce beş savaşa tanık oldu. Her savaşta İsrail; okulları, üniversiteleri, hastaneleri, camileri, yüzlerce sivil binayı ve binlerce evi bombalayarak yıktı. Gazze Şeridi'ne uygulanan boğucu abluka bu savaşla değil, 2007'den bu yana 18 yıldır devam ediyor. Bu yıllar içerisinde, kara, deniz ve hava yoluyla tam bir ablukaya tabi tutulup insanların ve malların girişi çıkışı engelleniyor. Buna bağlı olarak inşaat, sanayi, tarım, elektrik, sağlık gibi çeşitli sektörler de olumsuz etkileniyor. Gazze dışındaki birçok insan, iki yıldır süren savaşın sona erdiğine ve ateşkesin başladığına inanıyor, ancak bu sadece dış dünyada görünen bir görüntüdür. Gazzeliler, yiyecek, su, barınak ve diğer ihtiyaçları karşılamak için ve hayatta kalabilmek için büyük mücadele veriyor. Sınır kapıları kapalı olması nedeniyle pazarlarda mallar kıt ve çok pahalı oluyor.
Sağlık
Gazze Şeridi'nde yaklaşık 35 hastane bulunuyor ve bunların çoğu bombalandı veya hasar gördü. Bu durum, çok sayıda binanın yıkılmasına ve birçok tıbbi ekipmanın kullanılamaz hale gelmesine neden oldu. İsrail'in Gazze'ye karşı savaşı ve uygulanan abluka, son derece zor koşullarda yaşayan iki milyondan fazla insana tıbbi malzeme ve ekipman girişini engellemesi nedeniyle halkın sağlığını da ciddi şekilde etkiliyor. Seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok şiddetli vakanın yurt dışında tedavi görmesi de engellendi. Gerekli tıbbi malzeme, cihaz, ekipmanlar ve ilaçların yok olmasının yanı sıra binlerce Gazzeli sağlık çalışanın savaşta hayatını kaybetmesi nedeniyle, Gazze'deki hastaların genel olarak tedavi edilmesi oldukça zor bir süreç. Bazı vakaların durumu orta derecede olup tedavi edilebilir durumda olmasına rağmen olanakların yetersizliği nedeniyle yaralılar hayatını kaybetti. Kötüleşen sağlık durumunun bir örneği olarak yaşlılar için tekerlekli sandalye ve tıbbi yatak bulunmaması nedeniyle yaralılar yerde tedavi ediliyor. Şehrin tüm nüfusu, iki yıldır sebze, meyve, et ve temel gıda maddelerinin eksikliği ve içme suyu teminindeki zorluklar nedeniyle bağışıklık yetmezliği, kansızlık ve benzeri birçok hastalıkla boğuşuyor. Yiyeceklerinin çoğu, sadece hayatta kalmak için vücutlarını doyuran konserve yiyeceklerden oluşuyor.
Eğitim
Gençler arasında okuma yazma bilmeme oranı savaştan önce oldukça düşüktü, ancak üniversite ve okulların bombalanması nedeniyle iki yıldır öğrenciler eğitimden mahrum bırakıldığı için bu oran giderek artıyor. Uygulanan acımasız abluka sonucunda nüfusun yaklaşık %80'i işsiz kalmış ve bu oran dünyadaki en yüksek işsizlik oranına ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yarısından fazlasının artık yoksulluk içinde yaşadığı kabul edilmektedir. Yoksulluk rüzgârları, çocukları çocuk işçiliğine itiyor. Gazzelilerin çoğunun çalıştığı fabrikaların ve tarım arazilerinin yıkılması nedeniyle nüfusun çoğu işsiz ve geçimini sağlayacak bir iş bulamıyor.
Seyahat-Göç
Gazze ile Mısır'ı birbirine bağlayan tek sınır kapısı (Refah Sınır Kapısı) kapalı kalmaya devam ediyor ve uzun süredir açık değil. Savaş haricindeki şartlar altında bile, bir Gazzeli uzun ve meşakkatli bir sürecin ardından Refah Sınır Kapısı'ndan geçip Gazze'den ayrılamıyor.
Mısır tarafı, kendi topraklarına girmesi veya Mısır topraklarından geçişi yasaklanan Gazze sakinlerinin uzun listesine ek olarak, günde yalnızca 250 kişinin geçişine izin veriyor. Şu anda, tıbbi tedavi, eğitim veya başka herhangi bir nedenle kimse Gazze'den çıkamıyor. Bu durum, tedavi için yurt dışına çıkamayan birçok hastanın ölümüne yol açtı. Dahası, bir Filistinli şu anda Gazze'den ayrılmak isterse, hayatını kurtarmak ve çıkış izni almak için Mısır yetkililerine yaklaşık 5.000 dolar ödemek zorunda. Tabii bu, Mısır ile Gazze arasındaki geçişin açık olduğu varsayıldığında geçerli.
Elektrik
Gazze Şeridi'ne son yıllardaki sınırlı yakıt tedariki, daha önce günde yalnızca sekiz saat, bazen de dört saat elektrik sağlayan elektrik arzını ciddi şekilde etkiledi. Şu anda, yakıt dağıtımının tamamen kesilmesi nedeniyle elektrik tamamen yok ve bölge sakinleri iki yıldır karanlıkta kalıyor. En büyük zararı, hassas tıbbi cihazları çalıştırmak ve kalp hastalarını izlemek için büyük ölçüde elektriğe bağımlı olan sağlık sektörü gördü ve hastaneler bazı acil cerrahi operasyonları ertelemek zorunda kaldılar. Günlük yaşamda elektrikle ilgili birçok kullanım alanında (çamaşır yıkamak, aydınlatma, internet ve iletişim hizmetlerinin yetersizliği ve telefonlarını şarj etme) sıkıntı çekiliyor. İnsanlar telefonlarını şarj edecekleri bir yer bulmak ve ödeme yapmak için uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar, bu yolculuk sürecinde bazen telefonları çalınıyor. Benzer şekilde, internet erişimi olduğunda, internetin mevcut olduğu belirli yerlere gidiyorlar ki bu da epey pahalı. Aynı aile üyeleri arasında iletişim olmadığı için bu durum, onların acısını daha da artırıyor.
Kıtlık
Gazze halkı bu savaş sırasında ciddi bir kıtlık yaşadı; binlerce kişi, gençler, çocuklar ailelerini beslemek için un ararken katliamlarda hayatını kaybetti. Gazze'ye giren yardımlar nüfusun %1'ine bile yetmiyor ve Gazze'deki malların çoğu tüccarların kontrolünde ve pazarlarda fahiş fiyatlara satılıyor. Bu nedenle, birçok insan karşılayamayacağı yüksek fiyatlar nedeniyle yiyecek temin edemiyor. Sonuç olarak, birçok kişi ekmek veya yemek bulabilse bile, uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor. Doğalgaz eksikliği insanların ateşte yemek pişirmeye zorlanmasına ve bu durumun göz ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi sağlık sorunlarına yol açmasına neden oluyor. Buna ek olarak yakacak odun fiyatları da oldukça yüksek.
Zeytin, turunçgiller, sebzeler ve çiçekler gibi tarım ürünleri bir zamanlar Gazze'nin temel gıdasıydı. Halk her zaman ürünlerinde kendi kendine yetmeyi hedefledi, ancak işgal güçlerinin bombalamaları ve attığı zehirli maddeler nedeniyle tarım arazilerine verilen zarar nedeniyle bu artık imkânsız.
Gazze Denizi'nde balıkçıların balık tutması da engelleniyor. Balıkçılara sürekli ateş açılmasına ve tehdit edilmesine rağmen, pazarlarda et ve tavuk bulunmaması onları balık tutmak için denize açılmaya zorluyor. Çalışanlar (öğretmenler, mühendisler, doktorlar ve diğer kamu sektörü çalışanları) maaşlarının yalnızca %40'ını her iki ayda bir alıyorlar. Gazze'de maaşlar neredeyse yok denecek kadar az; çalışanlar her iki ayda yaklaşık üç yüz dolar alıyor ve bu para bile yırtık banknotlar nedeniyle çoğu zaman kullanılamaz durumda. Tüccarlar hasarlı paraları kabul etmiyor.
Su
Gazze'de altyapı ve sanitasyonun (genel hijyen altyapısı) tahrip olması nedeniyle hem içme hem de diğer insani ihtiyaçlar için su kıtlığı yaşanıyor. İçme suyu eksikliği nedeniyle Gazzeliler temiz su almak için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyor. Mevcut su kaynakları tükenirse, bir kamyon dolusu su için birkaç gün beklemek zorunda kalabilirler. Banyo ve kişisel temizlik gibi günlük kullanımları için ihtiyaç duydukları suya gelince, az miktarda su alıp evlerine getirmek için uzun mesafeleri yürüyorlar. Yüz binlerce kişinin çadırlarda bulunması nedeniyle kişisel hijyen koşulları da elverişsiz, barınaklar aşırı kalabalık, insanlar saatlerce sıra bekliyor.
Barınma
İsrail, halkın acısını daha da artırmak için evleri ve apartmanları kasıtlı olarak bombaladığından dolayı birçok insanın evi yıkıldı. Sözde ateşkese rağmen inşaat tamamen durduruldu. Evleri yıkılanların barınma imkânının olmaması nedeniyle birçok kişiyi sokaklarda uyumak zorunda kaldı. Okul gibi barınaklar mevcut olsa bile, genellikle tek bir odaya 30'dan fazla kişi sığdırılıyor. Dahası, yaygın yıkım nedeniyle kiralık ev bulunmuyor ve bulunsa bile, fiyatlar çoğu Gazzeli için aşırı yüksek. Çadırlar ayrı bir problem ve acıyı daha da artırıyor. Binlerce insan çadırlarda yaşıyor ve Gazze'de çadırlar yetersiz. Çadırların kıtlığı fahiş fiyatlara yol açtı.
Kadınlar namaz elbiseleriyle yatıp kalkıyor, başlarına bir şey gelmesin diye üzerlerini örtüyorlar.
Ulaşım imkânı olmadığından dolayı belirli bir yere ulaşmak için çok uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar. Ulaşım olsa bile çok pahalı ve kıt ayrıca daha birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Yaşadıkları, insan aklının alamayacağı kadar büyük. Gazze halkı, savaşlar ve abluka nedeniyle çektiği tüm acılara rağmen, gururlu, saygın, eğitimli, bilinçli ve başarılı bir halk; en yüksek eğitim seviyelerine sahipler.
Halkın her gün karşı karşıya kaldığı ve katlandığı sayısız zorluk ve günlük mücadele var; kelimelerin ifade edemeyeceği, sayfaların sığdıramayacağı zorluklar. Hepimiz kendimizi bu koşullar altında sadece bir gün, hatta bir saat bile yaşadığımızı hayal edelim. Buna dayanabilir miyiz? Hayır. Elektrik birkaç saatliğine kesilse günlük hayatımızdaki birçok şey aksar. Örnekler çok, ancak çekilen acılar daha da büyük ve bu zorluklar savaşın bitmesiyle sona ermeyecek, etkileri ve engelleri yıllarca çeşitli alanlarda devam edecektir.
Giriş
Gazze'deki mevcut savaş ilk değil; Gazze, iki yıl süren bu savaştan önce beş savaşa tanık oldu. Her savaşta İsrail; okulları, üniversiteleri, hastaneleri, camileri, yüzlerce sivil binayı ve binlerce evi bombalayarak yıktı. Gazze Şeridi'ne uygulanan boğucu abluka bu savaşla değil, 2007'den bu yana 18 yıldır devam ediyor. Bu yıllar içerisinde, kara, deniz ve hava yoluyla tam bir ablukaya tabi tutulup insanların ve malların girişi çıkışı engelleniyor. Buna bağlı olarak inşaat, sanayi, tarım, elektrik, sağlık gibi çeşitli sektörler de olumsuz etkileniyor. Gazze dışındaki birçok insan, iki yıldır süren savaşın sona erdiğine ve ateşkesin başladığına inanıyor, ancak bu sadece dış dünyada görünen bir görüntüdür. Gazzeliler, yiyecek, su, barınak ve diğer ihtiyaçları karşılamak için ve hayatta kalabilmek için büyük mücadele veriyor. Sınır kapıları kapalı olması nedeniyle pazarlarda mallar kıt ve çok pahalı oluyor.
Sağlık
Gazze Şeridi'nde yaklaşık 35 hastane bulunuyor ve bunların çoğu bombalandı veya hasar gördü. Bu durum, çok sayıda binanın yıkılmasına ve birçok tıbbi ekipmanın kullanılamaz hale gelmesine neden oldu. İsrail'in Gazze'ye karşı savaşı ve uygulanan abluka, son derece zor koşullarda yaşayan iki milyondan fazla insana tıbbi malzeme ve ekipman girişini engellemesi nedeniyle halkın sağlığını da ciddi şekilde etkiliyor. Seyahat kısıtlamaları nedeniyle birçok şiddetli vakanın yurt dışında tedavi görmesi de engellendi. Gerekli tıbbi malzeme, cihaz, ekipmanlar ve ilaçların yok olmasının yanı sıra binlerce Gazzeli sağlık çalışanın savaşta hayatını kaybetmesi nedeniyle, Gazze'deki hastaların genel olarak tedavi edilmesi oldukça zor bir süreç. Bazı vakaların durumu orta derecede olup tedavi edilebilir durumda olmasına rağmen olanakların yetersizliği nedeniyle yaralılar hayatını kaybetti. Kötüleşen sağlık durumunun bir örneği olarak yaşlılar için tekerlekli sandalye ve tıbbi yatak bulunmaması nedeniyle yaralılar yerde tedavi ediliyor. Şehrin tüm nüfusu, iki yıldır sebze, meyve, et ve temel gıda maddelerinin eksikliği ve içme suyu teminindeki zorluklar nedeniyle bağışıklık yetmezliği, kansızlık ve benzeri birçok hastalıkla boğuşuyor. Yiyeceklerinin çoğu, sadece hayatta kalmak için vücutlarını doyuran konserve yiyeceklerden oluşuyor.
Eğitim
Gençler arasında okuma yazma bilmeme oranı savaştan önce oldukça düşüktü, ancak üniversite ve okulların bombalanması nedeniyle iki yıldır öğrenciler eğitimden mahrum bırakıldığı için bu oran giderek artıyor. Uygulanan acımasız abluka sonucunda nüfusun yaklaşık %80'i işsiz kalmış ve bu oran dünyadaki en yüksek işsizlik oranına ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yarısından fazlasının artık yoksulluk içinde yaşadığı kabul edilmektedir. Yoksulluk rüzgârları, çocukları çocuk işçiliğine itiyor. Gazzelilerin çoğunun çalıştığı fabrikaların ve tarım arazilerinin yıkılması nedeniyle nüfusun çoğu işsiz ve geçimini sağlayacak bir iş bulamıyor.
Seyahat-Göç
Gazze ile Mısır'ı birbirine bağlayan tek sınır kapısı (Refah Sınır Kapısı) kapalı kalmaya devam ediyor ve uzun süredir açık değil. Savaş haricindeki şartlar altında bile, bir Gazzeli uzun ve meşakkatli bir sürecin ardından Refah Sınır Kapısı'ndan geçip Gazze'den ayrılamıyor.
Mısır tarafı, kendi topraklarına girmesi veya Mısır topraklarından geçişi yasaklanan Gazze sakinlerinin uzun listesine ek olarak, günde yalnızca 250 kişinin geçişine izin veriyor. Şu anda, tıbbi tedavi, eğitim veya başka herhangi bir nedenle kimse Gazze'den çıkamıyor. Bu durum, tedavi için yurt dışına çıkamayan birçok hastanın ölümüne yol açtı. Dahası, bir Filistinli şu anda Gazze'den ayrılmak isterse, hayatını kurtarmak ve çıkış izni almak için Mısır yetkililerine yaklaşık 5.000 dolar ödemek zorunda. Tabii bu, Mısır ile Gazze arasındaki geçişin açık olduğu varsayıldığında geçerli.
Elektrik
Gazze Şeridi'ne son yıllardaki sınırlı yakıt tedariki, daha önce günde yalnızca sekiz saat, bazen de dört saat elektrik sağlayan elektrik arzını ciddi şekilde etkiledi. Şu anda, yakıt dağıtımının tamamen kesilmesi nedeniyle elektrik tamamen yok ve bölge sakinleri iki yıldır karanlıkta kalıyor. En büyük zararı, hassas tıbbi cihazları çalıştırmak ve kalp hastalarını izlemek için büyük ölçüde elektriğe bağımlı olan sağlık sektörü gördü ve hastaneler bazı acil cerrahi operasyonları ertelemek zorunda kaldılar. Günlük yaşamda elektrikle ilgili birçok kullanım alanında (çamaşır yıkamak, aydınlatma, internet ve iletişim hizmetlerinin yetersizliği ve telefonlarını şarj etme) sıkıntı çekiliyor. İnsanlar telefonlarını şarj edecekleri bir yer bulmak ve ödeme yapmak için uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar, bu yolculuk sürecinde bazen telefonları çalınıyor. Benzer şekilde, internet erişimi olduğunda, internetin mevcut olduğu belirli yerlere gidiyorlar ki bu da epey pahalı. Aynı aile üyeleri arasında iletişim olmadığı için bu durum, onların acısını daha da artırıyor.
Kıtlık
Gazze halkı bu savaş sırasında ciddi bir kıtlık yaşadı; binlerce kişi, gençler, çocuklar ailelerini beslemek için un ararken katliamlarda hayatını kaybetti. Gazze'ye giren yardımlar nüfusun %1'ine bile yetmiyor ve Gazze'deki malların çoğu tüccarların kontrolünde ve pazarlarda fahiş fiyatlara satılıyor. Bu nedenle, birçok insan karşılayamayacağı yüksek fiyatlar nedeniyle yiyecek temin edemiyor. Sonuç olarak, birçok kişi ekmek veya yemek bulabilse bile, uzun kuyruklarda beklemek zorunda kalıyor. Doğalgaz eksikliği insanların ateşte yemek pişirmeye zorlanmasına ve bu durumun göz ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi sağlık sorunlarına yol açmasına neden oluyor. Buna ek olarak yakacak odun fiyatları da oldukça yüksek.
Zeytin, turunçgiller, sebzeler ve çiçekler gibi tarım ürünleri bir zamanlar Gazze'nin temel gıdasıydı. Halk her zaman ürünlerinde kendi kendine yetmeyi hedefledi, ancak işgal güçlerinin bombalamaları ve attığı zehirli maddeler nedeniyle tarım arazilerine verilen zarar nedeniyle bu artık imkânsız.
Gazze Denizi'nde balıkçıların balık tutması da engelleniyor. Balıkçılara sürekli ateş açılmasına ve tehdit edilmesine rağmen, pazarlarda et ve tavuk bulunmaması onları balık tutmak için denize açılmaya zorluyor. Çalışanlar (öğretmenler, mühendisler, doktorlar ve diğer kamu sektörü çalışanları) maaşlarının yalnızca %40'ını her iki ayda bir alıyorlar. Gazze'de maaşlar neredeyse yok denecek kadar az; çalışanlar her iki ayda yaklaşık üç yüz dolar alıyor ve bu para bile yırtık banknotlar nedeniyle çoğu zaman kullanılamaz durumda. Tüccarlar hasarlı paraları kabul etmiyor.
Su
Gazze'de altyapı ve sanitasyonun (genel hijyen altyapısı) tahrip olması nedeniyle hem içme hem de diğer insani ihtiyaçlar için su kıtlığı yaşanıyor. İçme suyu eksikliği nedeniyle Gazzeliler temiz su almak için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalıyor. Mevcut su kaynakları tükenirse, bir kamyon dolusu su için birkaç gün beklemek zorunda kalabilirler. Banyo ve kişisel temizlik gibi günlük kullanımları için ihtiyaç duydukları suya gelince, az miktarda su alıp evlerine getirmek için uzun mesafeleri yürüyorlar. Yüz binlerce kişinin çadırlarda bulunması nedeniyle kişisel hijyen koşulları da elverişsiz, barınaklar aşırı kalabalık, insanlar saatlerce sıra bekliyor.
Barınma
İsrail, halkın acısını daha da artırmak için evleri ve apartmanları kasıtlı olarak bombaladığından dolayı birçok insanın evi yıkıldı. Sözde ateşkese rağmen inşaat tamamen durduruldu. Evleri yıkılanların barınma imkânının olmaması nedeniyle birçok kişiyi sokaklarda uyumak zorunda kaldı. Okul gibi barınaklar mevcut olsa bile, genellikle tek bir odaya 30'dan fazla kişi sığdırılıyor. Dahası, yaygın yıkım nedeniyle kiralık ev bulunmuyor ve bulunsa bile, fiyatlar çoğu Gazzeli için aşırı yüksek. Çadırlar ayrı bir problem ve acıyı daha da artırıyor. Binlerce insan çadırlarda yaşıyor ve Gazze'de çadırlar yetersiz. Çadırların kıtlığı fahiş fiyatlara yol açtı.
Kadınlar namaz elbiseleriyle yatıp kalkıyor, başlarına bir şey gelmesin diye üzerlerini örtüyorlar.
Ulaşım imkânı olmadığından dolayı belirli bir yere ulaşmak için çok uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlar. Ulaşım olsa bile çok pahalı ve kıt ayrıca daha birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Yaşadıkları, insan aklının alamayacağı kadar büyük. Gazze halkı, savaşlar ve abluka nedeniyle çektiği tüm acılara rağmen, gururlu, saygın, eğitimli, bilinçli ve başarılı bir halk; en yüksek eğitim seviyelerine sahipler.
Halkın her gün karşı karşıya kaldığı ve katlandığı sayısız zorluk ve günlük mücadele var; kelimelerin ifade edemeyeceği, sayfaların sığdıramayacağı zorluklar. Hepimiz kendimizi bu koşullar altında sadece bir gün, hatta bir saat bile yaşadığımızı hayal edelim. Buna dayanabilir miyiz? Hayır. Elektrik birkaç saatliğine kesilse günlük hayatımızdaki birçok şey aksar. Örnekler çok, ancak çekilen acılar daha da büyük ve bu zorluklar savaşın bitmesiyle sona ermeyecek, etkileri ve engelleri yıllarca çeşitli alanlarda devam edecektir.
Bu Sayfada:
title
title
title
İlginizi çekebilir
İlginizi çekebilir
İlginizi çekebilir


